Zeynep artık düşünmekten yorulmuştu yol boyunca sadece sustu. Ve sanki bu dünyada geçirdiği son dakikalarmışcasına gördüğü her şeye dikkatle baktı onları hafızasına kazımak istedi. Sonra bir an yine durdu ve memleketinde mutlu bir sabah kurduğu hayalin ona nelere mal olduğunu düşündü. Bunu düşünmek midesini bulandırıyordu, boğazı düğümleniyor,her şeyin bambaşka olmasını diliyordu. Aklı annesiyle geçirdiği mutlu bir ana takıldı kaldı ve öylece o anı düşündü. Uçak gökyüzüne yükselmeye başlayana dek o anı düşündü;
"Annee bak yükseliyor"
" Evet kızım,rüzgar onu yükseltiyor"
" Hayır,rüzgara karşı durduğu için yükseliyor"
Neşeli kahkahalar ,ayaklarının altındaki çimler her şey çok gerçek geliyordu..
Bir an rüzgarı bile saçlarında hissediyor güzel bir koku..Başka bir mesel... rüzgarı saçlarında hissettiği başka bir an geliyor aklına gözleri doluyor.baska şeyler düşünmek istiyor. Ama sanki iki mutlu andan ibaretmiş gibi geliyor hayatı.. Ve şimdi ikisini de geride bırakıyor.
Mira'nın dokunuşuyla kendine geliyor. Gözlerindeki yaşı siliyor.
"Zeynep bak yükseliyoruz"
"..."
" Hayallerin gerçek oluyor Meryem teyze hatrına mutlu olmalısın. Hem yakında o da gelir..hep beraber oluruz"
"İnşAllah.."
Zeynep yeterince geri kalmıştı okuldan. Beste ve Mira düşünmeye vakti olmaması adına onu hemen okula yerleştirmek istediler. Yolculuk sessiz geçmişti yol boyunca ne Zeynep konuşacak gücü ne de Mira bir teselli cümlesi bulabildi. Okula varmaları hepsi için güzel bir konuşma fırsatıydı. Beste Zeynep i rahatlatmak adına okulu övmeye başladı.
" Burası tam istediğin gibi bir yer istediğin kadar matematik çalışabilirsin:).. hem burdaki herkes sana iyi davranacak.İlk hafta Mira ve ben de seni ziyarete geleceğiz sürekli..şimdi madam Smarsky i görmeye gidelim mi onu çok sevmiştin"
Zeynep başıyla onaylar ve oraya doğru yürümeye başlarlar. Taş duvarlar heyecanla birbirine bir şeyler anlatan öğrenciler.. Zeynep bir an için huzurlu hisseder bunca zaman hayalini kurduğu o ortam..baştan aşağı bilgiyle kuşanmış bir bina ve herkesin güldüğü bir bahçe.Agaçlar bile hayalindeki kadar yeşil..sonra aklına geride bıraktıkları geldiğinde içini kaplayan koca bir hüzün. Artık ağlamaya alışmış olan gözleri geçmiş her aklına geldiğinde dolmaya başlar.madam Smarsky nin odasına geldiklerinde Zeynep kendini toplar derin bir nefes alır ve içeri girer. Sonra yüzünde sanki tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi bir gülümse yayılır.Suavi ona hoşgeldin demek için görüntülü bağlanmıştır.
Madam Smarsky;
- Hoş geldin Zeynep. Nasılsin?+ İyiyim siz nasılsınız?
- çoğ teşekkür edeğim.(Jfjdjdjd)
Suavi;
- Zeynep kızım , ağlamışsın...+....
- Sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun?
+ Evet ama ben onun gibi olabilir miyim bilmiyorum..
-Olamazsın. Kimse kimse gibi olamaz. Herkes kendi hikâyesini yazar.. Sen çok özel bir çocuksun ve kendi hikayeni yazacaksın. Burda küçük bir kız çocuğusun, korunmaya muhtaç ama orda ilim irfan öğreneceksin kendi ayaklarının üzerinde duracaksın. İste o zaman hikâyeni yazmaya başlayacaksın. Başka türlüsünü düşünüp hayatı kendine zindan etmeyeceksin elindeki gücü kullanacaksın."
Suavi Zeynep e gülümser ve önce işaret parmağıyla beynini sonra kalbini işaret eder.Zeynep içinde yeniden bir umut ışığı yanmış biçimde odadan ayrılır. Artık ayrılık vakti geldiğinde Beste Zeynep i karşısına alır ve şöyle söyler;
" Biz burda olacağız bu telefonu al ne zaman ihtiyacın olursa arayabilirsin"
" Teşekkür ederim.."
"Zeynep"
" ..."
" Bu ülkede başörtüsü hoş karşılanmıyor biliyorsun.. herhangi bir sorun yaşarsan Madam Smarsky sana her zaman destek olacağını söyledi aklında bulunsun tamam mı? "
" Tamam Allah razı olsun.."
Mira Zeynep e kocaman sarılır ve anne kız ordan ayrılırlar. Zeynep için asıl macera şimdi başlıyordur. Onun dilini konuşmayan bir ülke insan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pergel
Fanfictionkızıl goncalar ikinci sezon gelene kadar idare etsin diye bir senaryo denemesi #cunzey#sinzey aşırı hayal ürünüdür..💐✨