1.Bölüm

8 3 4
                                    

Uyandığımda yine boş duvarlar üzerime doğru geliyordu. Yedi ay geçmişti. Bu yedi ayda çok şey değişmişti.. Batuhan işinde bir üst kademeye gelmişti. Elif ve Emre sevgili olmuştu. Pusat ve Poyraz bana karşı aşırı ilgiliydi. Atlas ise çapkınlığını arttırmıştı. Her şeyi geçtim, Sude bile benim için fazlasıyla endişeliydi. Pusat, Sude'den terapi görmeye başlamıştı. Bu aralar fazla yakınlardı. Bu benim sinirimi bozuyordu.

Ama çok beklenmedik bir şey fark etmiştim. Poyraz Sude'ye çok farklı bakıyordu. Sude'de ona karşı böyleydi. Bu işi çözeceğim!

Teyzem bana bebek gibi bakıyordu. Yeğenlerim bile beni eğlendirmek için elinden geleni yapıyordu.

İlk dört ay dışarıya bile çıkmadım. Ama son zamanlarda kafamı dağıtmak için yürüyüşe çıkıyordum. Yedi aydır bir kere bile babamı görmemiştim. Abimi öldürdüğümü biliyordu ama bir kere bile yanıma gelip bana kızmamıştı. Bir kere bile gelip hesap sormamıştı. Çünkü onunda artık karşıma çıkmaya yüzü kalmamıştı. Batuhan'ın dediğine göre fazla ruhsuz dolaşıyordu etrafta. Aynı gün hem oğlunu hemde kızını kaybetmişti. Bir zahmet biraz üzülsün. Gerçi beni kaybettiğine üzüldüğünü sanmıyorum.

Koştuğum için yoruldum ve yavaşladım. Derin nefesler alarak kulaklığımda ki şarkıya kendimi kaptırdım.

Güldürmeyen.. Ağlatmayan..
Sinsi bir ok, öldürmeyen..

Çaresi yok.. bu yaranın.
Kimde kalır, kabukları?

Bu şarkı insanın içinde ki acıları temsil ediyordu. Ve benim acılarım daha iyi bir şarkıyla anlatılamaz dı..

Tam mutlu oldum derken yeni bir acı çıkıyordu ortaya ve bu acı hep diyerinden daha büyük oluyordu.

Aldın beni, nefesimi
Yersiz mülksüz, sahip gibi
Aslı sende, süreti yok..
Yamacına indir beni.

Şimdi gövdemde büyüyen
bu arsız, kimsesiz, topraksız çicek..
Yüreğimde kor sürgün göğsüne
Bunu bana yapmazdın...

Normalde böyle acılı şarkılar dinleyip kendini iyice kötü duruma düşüren ergenlere benzemem ama şuan bu şarkıyı dinlemek 7 ay sessiz kalmamın borcuymuş gibi geliyordu.

Ben yürürken karşıdan gelen tanıdık arabayı görünce bıkkınlıkla nefes verip ağaçların arasına daldım. Bu sıralar beni bir türlü salmıyordu.

"Amir hanım!" diyen Oğuz'un sesi gelince hızlı nefeslerimin arasında dönüp ona baktım. Arabasını orada bırakıp arkamdan koşmuştu öyle mi? Nedense hiç şaşırmadım! Son geçirdiğimiz bir hafta hep böyle geçtiğinden dir herhalde!

"Efendim Oğuz bey?"

"Farkındayım benden bıktınız, ama lütfen beni dinleyin bi' "

"Oğuz bey, son bir haftadır sizi sıklıkla dinliyorum zaten"

"Ama sizin için uğraşıyorum anlamıyor musunuz?"

"Anlamıyorum ya, anlamıyorum!! Benim için neden uğraştığınızı bir türlü anlamıyorum! İşten ayrılmak istiyorum dedim ve bitti! Bırakın artık beni!"

"Böyle kolayca işinizi bırakamazsınız! Bu sizin hayaliniz di!" Adam anlamıyor ya!!

"Ya sana ne benim hayalimden be adam! İzin verin de artık bir kafamı dinleyeyim"

"Babanız istifa etti... Artık isterseniz  siz başkomiser olabilirsiniz. Bu fırsatı öylece kenara mı atacaksınız?" Ne! Babam istifa mı etti?! Bu nasıl olur? Babam mesleğine aşık bir adam.

Çift Kişilik 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin