2.Bölüm

6 2 0
                                    

Nikah memuru mikrofonu eline alıp konuşmaya başladı

"Sevgili, Sude ALAGÖZ. İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Pusat efe DEMİROK'u eşin olarak kabul ediyor musun?"

Sude ilk önce herkese bir bakış atıp daha sonra utangaç bi şekilde parmaklarıyla oynayıp "evet" dedi.

"Sevgili, Pusat efe DEMİROK. İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Sude ALAGÖZ'ü eşin olarak kabul ediyor musun?"

Pusat bir anlığına bana baktı. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Ah! Lanet gözyaşları!
Pusat gözlerime bakınca bir anlığına üzülür gibi oldu ama daha sonra kendisine gelerek o sert ifadesine geçti. Tek bir kelimesiylesiyle burayı terk edecektim. Sadece tek bir kelime.. eğer o kelimeyi derse işte o zaman buradaki kimse beni bir daha görmeyecekti.

Pusat derin bir nefes alıp "evet.." dediğinde acıyla gözlerimi yumdum. Bunu cidden yapmıştı. An itibariyle Pusat evliydi...

"Ben de sizleri koca-karı ilân ediyorum. Gelini öpebilirsin." Son cümleyi duyduğum an gözlerimi açıp öylece baka kaldım. Pusat ve Sude ayaklandığında birbirlerine yaklaştılar. Buna daha fazla seyirci kalamazdım. Bir anda sandalyeden kalkınca sandalye yere düştü ve herkesin gözü benim üzerime döndü. Kimseyi umursamadan zoraki bir şekilde gülümseyip "hayırlı olsun" dedim ve sakin adımlarla salondan çıktım.

Bir daha kimseyi görmemek üzere gitmiştim buradan...

                                 •••
İki ay geçmişti. İki aydır dağın başında ki bir evde kalıyordum. Yeğenlerimi de bir aydır görmüyordum. Onları çok özlemiştim. Ve bugün yanlarına gitmeye karar verdim. Batuhan'ın onları yazlığa taşıdığının haberini almıştım. Her ne kadar Batuhan'la iki aydır konuşmasam da bana mesaj atıp durum güncellemesi yapıyordu.

İki saatlik yolun ardından yazlığa gelmiştim. Gölün kıyılarında bir yazlık dı. Bahçesine girdiğimde Damla ve Demir'in beraber çiçeklerden yemek yaptığını fark ettim. Küçükken bende bu oyunu annemle çok oynardım...

Elimdeki poşetleri bir kenara koyup onlara doğru yürümeye başladım. Tam "süpriizz" diye seslenecektim ki teyzemin coşkuyla çıkan sesi beni açığa çıkardı. "Kuzum! Sen mi geldin yavrum! Nerelerdesin ne zamandır? Seni ne kadar özledim bir bilsen!" Damla ve Demir beni fark ettiği an sevinçle bana doğru koşup sarıldılar. İkisine de özlemle sarılıp, öpüp, kokularını doyasıya içime çektim.

"Hala, bir an sende bizi bıraktım diye çok korktum!"dedi Damla. Demir'de gücenmiş bir şekilde "bir daha böyle ortadan kaybolma, hala."dedi. Mahçup bir şekilde gülümsedim "özür dilerim çocuklar. Bir daha böyle ortadan kaybolursam sizi haber vereceğim"

Teyzem yanıma gelip beni zorla kendisine çekiştirdi ve sımsıkı sarıldı. Daha sonra ayrılıp beni baştan aşağıya süzdü. Bir an nefes alamayacağım diye çok korktum!

"Nerdesin sen bakayım? Teyzeyi böyle merakta bırakmak oluyor mu hiç?!" dediğinde gülerek "oyş, teyzelerin gülü gülü!.." yumuşamadığını görünce "aman teyze!, biraz tatil yaptım işte!"dedim. Tabi buna tatil denirse!

"İyi, bak içeride kimler var!" dedi teyzem heyecanla. Yerimde kaskatı kesildim. Kimseyle karşılaşmak istemiyordum. Kimseyle...

Teyzem beni eve sürükleyerek götürdüğünde zoraki bir şekilde içeriye girdim. Korkuyla gözümü kapatıp bir daha hiç açmak istemedim. Salona giriş yaptığımda korktuğum şey başıma geldi. Pusat ve Sude koltukta yanyana oturmuş, el ele tutuşuyorlardı ve bana bakıyordu. Ve bende onlara...

Teyzem heyecanla "Sude kızım ile Pusat oğlum evlenmiş bak! Siz iyi anlaşırdınız eskiden, Sude kızımla çok tartışırdın ama olsun... İki aylık balayından geldiler. E, sağ olsunlar beni ziyaret etmek istemişler" dedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çift Kişilik 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin