Şu an nerede miydim..? O adamla daha doğrusu ismini bilmediğim adam mı demeliyim bilemiyorum..Aynı arabadayım. Hızlı ve manevralı şekilde arabasını sürüyordu. Keşke direnseydim dursaydım diye düşünüyordum ama bu mümkün değildi. Adam sırf beni almak için Fırat Kara'ya tamı tamına 3 Trilyon para vermişti. Tabii Fırat Kara boş durur mu hemen beni verdi. Bunlar bana fazlasıyla ağır geliyordu. Kaldıramıyordum artık. 20 yaşındaki bir kız için bunlar gerçekten çok fazlaydı..Gözyaşlarım geceden beri durmamıştı. Yan tarafımda arabayı kullanan adama baktığımda sert ve sinirli bir yüz hattı vardı. Beni neden almıştı? Fırat Kara'ya o 3 trilyon'u neden vermişti? Hepsi aklımda çelişiyordu..Bu adam benimle bir gece geçirmek için mi almıştı..? Araba hafif durmuştu. Ultra lükslüğe sahip bir otel'in önünde durmuştuk. Otelde çalışan biri olarak tahmin ettiğim kişi onun kapısını açtı. O arabadan indi. Ardından adam benim kapıma geldi ve kapıyı açtı. Benim indiğimi görmesi ile otele doğru ilerledi.
Ben yokmuşum gibi davranıyordu!
Lobiye geldiğimizde güler yüzlü oldukça çekici bir kadınla konuştuğunu duydum ve bir kaç adım daha atarak onlara yaklaştım.
"Savaş Bey, her zaman ki odanızı mı ayarlattıralım?" Dedi. İsmi Savaş'tı. Her zaman bu otelde mi kalıyordu da biliyordu bu kadın onu?
"Evet." Dedi ciddi ifadesi ile. Duruşundan taviz vermiyordu hiç. Hep sertti.
"Tamamdır. Odanıza geçebilirsiniz. İyi geceler dilerim." Dedi kadın ve gitti. Ben bu adamla aynı odada mı kalacaktım? Asla! Asla kalamazdım! Benden ne istiyordu?? O asansöre doğru ilerlemeye başlamıştı bense peşinden.
"Ş-şey.." dedim ve sustum. Hızlıca bakışlarını bana doğru çevirdi. Ve yine sert ifadesiyle baktı.
"A-aynı odada mı k-kalacağız..?" Dedim kekeleyerek. Kahretsin! Onun gözünde küçük düşmek istemiyordum. O cevap verecek diye bekliyordum. Fakat hiç beklemediğim bir şeyi yaptı. Önüne dönüp asansörün düğmesine bastı. Ne yani cevap vermeyecek miydi? Asansöre bindiğimizde 25. Kat'a bastı. 25. Katta mı kalacaktık? En ama en acilinden buradan gitmem lazımdı..Ama bu adam gitmeme izin verecek gibi durmuyordu. 25. Kat'a geldiğimizde 2 tane oda olduğunu gördüm. Demek ki birinde ben kalacaktım. Ama o yine hiç beklemediğim bir şeyi yaptı. Sadece bir odanın kapısını açtı ve içeri geçmem için işaret etti. Hayatımda görüp görebileceğim en güzel otel odalarından birindeydim. Harikaydı. Çift kişilik kocaman bir yatak vardı. 2 kişilik büyük berjerler,jakuzi ve daha sayamadığım bir çok şey..
"Aç mısın?" Dedi ciddi ifadesinden soyutlaşarak. Bu neydi şimdi? Beni buraya karnımı doyurmak için mi getirmişti. Kendisi berjer'e yayılmış şekilde oturuyordu. Bense ayakta dikiliyordum.
"O 3 Trilyon'u sırf aç olduğumu hissettiğin için mi verdin Fırat Kara'ya?" Dedim cümlemdeki her kelimeyi vurgulayarak. Ne kadar değişik bir adamdı ya!
"Aferin,akıllı kız. Çok zekisin sen. Yani böyle gidersen büyük ihtimalle fazla yaşamazsın." Dedi ve yanı başında duran sehpaya uzanarak bir kaç tane üzüm ağzına attı. Şizofren!
"Sana ne? İster yaşarım,ister yaşamam..Hem..Sen kimsin ki benim üzerimden ithamlarda bulunuyorsun!?" Dedim çıkışarak aniden. Sırf buraya yemek yemek için getirmemişti beni. Öyleyse niye gelmiştik..!? Söylediğim cümle ile sakince ayağa kalktı ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Ne geri gittim ne ileri. Öylece durduğum yerde kalmaya devam ettim. O ise 2 adımda yanıma ulaşmıştı. Boyu çok uzundu. Kafamı kaldırıp bakıyordum yüzüne.
"Benim kim olduğumu biliyor musun küçük kız?" Dedi sert yüz ifadesi ile. Bir kere bile gülerken gülmedim ben bu adamı. Korkutuyordu beni yani ne yalan söyleyeyim!
YOU ARE READING
SAPLANTI
General Fiction"Laren..İyiki seni tanıdım ve iyiki seni sevdim.." "İyiki" dedim burnumu burnuna sürterek. "İyiki benim saplantı'm oldun." Dedi Savaş. "İyiki.." dedim ve artık bedenim sadece Savaş'a ait olmak istiyordu. Yanacaksak beraber yanacaktık.. Biz yanmıyord...