Giriş

34 9 28
                                    

1876

“Hadi, hızlı olun! “ Bir doktor bağırarak koridorları gezmeye başladı. Minho odasından çıkıp koridora bakındı. Etraf tam bir cehennemdi. Bir doktorun kolundan tuttu.
“Bay Seungmin, neler oluyor? “
“ABD ordusu kasabayı işgale başlamış, tahminen beş dakikaya burada olacaklar. “ Minho kaşlarını çattı. Gözlerini etrafta gezdirdi. Ciddi bir kargaşa vardı, bazıları kaçışıyor bazıları da camlardan etrafı izliyorlardı. Doktorlar bıçaklarla dolaplara delikler açıyorlardı. Seungmin koluna dokundu.
“Hadi, şu dolaplardan birine gir.” Minho tepkisiz kalınca Seungmin, Minho'yu itti. Minho oraya doğru yürüdü.
“Gir.” Doktorun talimatıyla dolaplardan birinin kapısını açıp girdi. Doktor elindeki bıçakla göğüs hizasında bir delik açtı. “Sadece nefes alabilmen için açıyorum, sakın hareket etme veya ses çıkarma. Minho'nun cevap vermesine fırsat vermeden dolabı kapattı. Birkaç saniye geçmeden silah sesleri duyuldu.
“Kaçın! “ Etrafta insanlar bağrışırken tarama sesleri de çoktan etrafı inletmeye başlamıştı. Nefesini tutup sesleri dinledi. Komutan onlara emirler yağdırıyordu.
“Herkesi öldürün! “ Sinirli bir şekilde etrafa bağırıp çağırıyordu.
“Komutan Chris, bombalar hazır. “ Chris başını salladı ve ağzından son bir cümle daha çıktı. “Patlatın.” Sonra uzaklaşan adım sesleri duyuldu. Peşine de bir patlama sesi. Delikten bir tabelanın yere düştüğünü gördü.
Joseon Akıl Hastanesi
Ve yaklaşan patlama sesleriyle onun olduğu dolap havaya uçtu. Öksürerek ayağa kalktı. Etrafındaki çoğu kişi ölmüştü. Her yer kandı ve çığlık sesleri susmuyordu. Çıkışa doğru sendeleye sendeleye koştuğu sırada biri onu kendine çekti. Daha önce hastanede onu hiç görmemişti. Üzerindeki kıyafetten hasta olduğu anlaşılıyordu ama Minho'nun durumu çok daha ağır olduğundan kimseyle görüştürülmüyordu, hatta bahçeye bile çıkmasına izin verilmiyordu. Çok ağır bir uyuşturucu bağımlısıydı çünkü.
Han Jisung
Üzerindeki kıyafette adı yazılıydı. Jisung, Minho'nun kolundan tutarak silahlı askerlerden uzaklaştırdı. Çığlık sesleri kesilmişti, her yer barut kokuyordu. O an manzaraya gözleri takıldı. Doktor Seungmin'i, Doktor Yang'ı gördü. Patlamanın etkisiyle bedenleri parçalanmıştı. Sadece onlarca hatta yüzlerce insanın parçalanmış bedenleri, kan ve barut kokan bir manzaraydı bu. Gözlerini kırpıştırdı.
"Hey, bana bak!" Jisung'un sesiyle başını ona çevirdi. O sırada yanındaki telsizden sesler geldi.
"Üsteğmen Han, dayanın geliyoruz." Elindeki telsizi Minho'ya verdi.
"İhtiyacın olduğunda kullan." Hasta falan değildi, askerdi. Minho derin bir nefes vererek telsizi aldı. O an arkalarından bir silah sesi geldi. Jisung, Minho'yu yere doğru itip vurulmamasını sağladı. Minho gözlerinin önüne düşen saçlarının arasından bir kırmızılık gördü. Jisung vurulmuştu.
Nefesini tutarak ölümün kendine gelmesini bekledi, ama muhtemelen onun öldüğünü düşündüler. Jisung'a birkaç mermi daha sıktıklarında Minho'nun yüzüne de kan sıçradı. Komutan Chris dedikleri adamın gözleri de kendisindeydi.
"Vurun şunu." Chris'in sesiyle bir asker ona doğru yürüdü. "Asteğmen Hangi, hadi."
"Emredersiniz komutanım." Elindeki tüfeğin tetiğini çekmesiyle Minho'nun kaçması bir oldu. Var gücü ile koşarken peşinden gelen Hyunjin'in üzerine kocaman bir moloz yığını geldi. Sonra da diğerlerine gelmeye çalıştı. Bilinci kontrol etmesine izin veriyor gibiydi. Belki de bu daha önce doktorların konuştuğu telekinezi denen şeydi. Gözlerinin önünde bir şey canlandırdı, Chris'in ölümünü. Bir taş ile. Ve aynısı da oldu. Gülümsedi. Böyle birkaç kişiyi daha öldürdü. Herkesin acısını almak istiyordu.
Bir saat sonra bu şeyin kontrolden çıktığını hissetti. Jisung'un yanına geldi.
"Dayan." Jisung'un gözleri hâlâ aralıktı. Minho onun iki elinden de tuttu.Onlar dışında herkes ölmüştü. Yardım ekibinin tamamı muhtemelen yolda ABD'nin saldırısına uğrayıp ölmüşlerdi.
Bir anda bilinçaltı onun kontrolünden çıkar gibi oldu. Sanki rüya görüyor gibiydi. Hiçbir şeye engel olamıyordu. Büyükçe bir taş üzerlerine düştüğünde Jisung'un çaresiz bakan gözleri tamamen kapandığında bina çöktü. İkisi de enkazın altında kaldı.
Bu andan sonra Minho'nun kalbine büyük bir ağrı girdi. Acıdan bağırmaya başladı. Yanık acısı gibiydi, hatta ondan daha da kötüydü. Sanki kalbi yerinden çıkıyordu...


Telekinezi:Nesnelerin zihin yoluyla hareket ettirilebilmesi.

•Öncelikle bu benim ilk kitabım okuyanlar varsa çok teşekkür ederim.
•Çok uzun zamandır Stay'im ve Wattpad'deyim. Ama ilk kez online olarak yayınlıyorum.
•Beğenir ve oylarsanız cidden çok mutlu olurum :)
•Bir de biraz kısa oldu ama giriş olduğu için böyle
•Sizce nasıldı?
DEVAMI GELECEK

"Save Me" • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin