Üstüme geçirdiğim sarı kırmızı formamla ağlamamak için zor duruyordum. Normalde olsa arkasında Berat yazan 5 numaralı Trabzonspor formamı giyer öyle giderdim her maça. Ama dünkü olaydan sonra istememiştim.
Dün gece o kadar ağlamışım ki göz altlarım mosmordu. Sarhoş olup da ona yazdıklarımdan utanmıyordum çünkü yanlış bir şey dediğimi düşünmüyordum.
"Bebeğim," Eylül arkamdan gelip ellerini omzuma sardığında başımı ona yasladım. "Berat için kendini harap ettin. Güzelliğin bozulacak." kafamı iki yana salladım.
Zaten değildim. "Berat beğenmediği sürece güzelliğimin ne önemi var Eylül?"
Bu bana böyle geliyordu ve sanki şöyle düşünüyordum; Berat dışında kimseyi sevemezdim. Berat benim her şeyimdi.
"Öyle deme hayatım. Senin seveceğin, seni sevecek çok kişi var." beni kim severdi bilmiyorum ama ben sadece onu severdim, bundan emindim.
Neyse! Daha fazla depresyonda görünmek istemiyorum.
Normal hayat enerjim bu kadar düşük değildi normalde. Bu aralar böyleydi biraz, bu da inşallah düzelirdi.
"Sen hazırlan, stata iki saat erken gidelim. Ben önce Salih ile buluşacağım, sonra gelirim eve." kafamı sallayıp hiçbir şey demedim. Eylül de yanaklarımdan öpüp evden çıktı.
Ben de hazırlanıp kapının önüne çıktım. Buradan ilk işim Cenk'e gitmek olacaktı.
Cenk Tosun, kendisi benim kuzenim olur. Küçükken çok anlaşamazdık ama şuan idare ederdik. Salak biraz.
Cebimde Eylül'ün arabasının yedek anahtarı vardı. Arabayı kullanmadığını görünce arabasını aldım.
Birkaç dakikalık yoldan sonra sonunda Cenk'e varabilmiştim. Arabayı sürerken bile çok zorlanmıştım, aklımın her bir ucunda o vardı. Onsuz olmuyordu.
Oflayarak evin bahçesine girdiğimde kapıyı çaldım hızlıca. Ece abla kapıyı açtığında ilk işim ona sarılmak olmuştu.
"Yüzünü gören cennetlik Gece'cim," Ece abla gibi samimi bir şekilde gülümsedim. O da gülümseyerek beni içeri davet etmişti.
"Biliyorsun abla içler güçler," mırıldanarak içeri geçtiğimde Cenk'in kendini yere atmış bir şekilde yattığını görmüştüm.
Bu haline gülmek istesem de Ece abla içeri sinirli bir şekilde girdiği için gülememiştim tabii.
Ece abla terliğini Cenk'in sırtına attığında Cenk sinirle ayağı kalkmıştı. "Özür dilerim karıcığım, vallahi yapmayacağım bir daha."
Herkese kartal karısına kedi olmuş Cenk'e gülerek kendimi koltuğa attım. Cenk ayağı kalktığında Ece abla kendini koltuğa bırakmış, sinirle solumuştu.
"Şey, acaba yanlış bir noktaya deyinmeyeceksem bir şey sorabilir miyim," dedim büzüldüğüm yerde işaret parmağımı havaya kaldırarak. "Cenk abiyi neden dövüyorsun ablacığım?" tatlı tatlı soru sorduğumda Ece ablanın güler yüzü tekrar sinirli bir hal almıştı.
"Benden gizli barlara gitmiş!" Oha. Aldatmış resmen yani.
Yalandan şaşırmış gibi yaptım çünkü ben bunu zaten Berat'tan biliyordum. Tüm Milli Takım gitmişlerdi diye hatırlıyordum en azından.
"Aa," dedim elimi ağzıma götürerek. Gözlerimi de belerttiğimde Cenk sağına soluna baktı ve eline geçirdiği ilk yastığı kafama fırlattı.
Daha doğrusu fırlatacakken Ece abla sinirlice önümden aldı. "Kızım sen nasıl izin verdin Berat'a? Onca kadın arasında olacak iş değil." gözleri kocaman olmuş Ece abla ile bakıştığımda tepkisiz kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hele bi' gel | barış alper yılmaz
Fanfiction"Başından geçeni anlat masaldır benim için." Galatasaray'ın jokeri Barış Alper Yılmaz, sevgilisi olduğu bildiği bir kıza aşık olmuştu.