"Saranghae" desen

343 30 125
                                    

"Wow!Teşekkür ederim Kyunie." diyerek Kyuhyun'in boynuna atladı Seohyun. Bunu her yaptığında Kyuhyun'in eli ayağına dolaşıyor ne yapicagini bilemiyodu.Elleri titriyor ,heyecanlaniyo, ve kalbi hızlanıyordu. Ikisi de birbirini çok seviyordu. Ama birbirlerine soyleyemiyorladi.

"Neden teşekkür ediyosun ki.Yapma böyle.Bu senin doğum günü hediyen."dedi.Seohyun bunu duyunca Kyuhyun'a 'mal mısın olum?' bakışı attı.

"Kyunie tabiki teşekkür edicem bu gördüğüm en güzel hediye.Bi de teşekkür etmesem kabalık etmiş olurum." Seohyun bunları hala Kyuhyun'a sarılırken söylemişti.Seohyun ,Kyuhyun'ın aldığı kolyeyi kutusundan çıkararak Kyuhyun'a takmasi için uzattı.Kyuhyun kolyeyi takarken bir yandan da Seohyun'nın kokusunu içine çekiyordu.

Kyuhyun'nın işi bitince Seohyun ile birlikte nehrin kenarına inerek yürümeye başladılar.Kyuhyun çok mutluydu.

Seohyun'ın uykusu gelince Kyuhyun onu eve bıraktı.Ve sonra kendisini tekrar nehrin kenarına attı.Bu nehri çok seviyordu.Manzarasi zaten bi ayrı güzeldi tabi onada ayrı bi sevgi besliyodu.Kyuhyun da yoruldugunu anlayarak eve gitti.Bugun çok yorucu geçmişti. Ve de güzel.

Artık Seohyun'a onu sevdiğini söyleyecekti. Sabah kalkar kalkmaz ilk iş onu arayacakti zaten oylede yapmıştı.Ama bi sorun vardı. Seohyun telefonunu acmamıştı. Ama hep ilk çalışta acardi telefonunu. Kyuhyun korkuyla üstünü giyerek Seohyun'ın evine doğru ilerledi. Küçük, tatlı ve pembe ev sokağın başından görününce Kyuhyun koşarak eve doğru ilerledi.Kötü şeyler düşünmemeye çalışıyordu ama kapıyı ardına kadar açık görünce artık istemeden de olsa kötü şeyler düşünmeye başladı.

Evdeki bütün odalara hızla baktı ama hiçbir yerde yoktu en son kendini ağlayarak koltuğa bıraktı. Oturduğu yerde bi sertlik hissedince hemen arkasına dönerek ne olduğuna baktı küçük bi ses kaydı cihazı vardı ( hani şu Testere'dekinden ). Hemen açarak dinlemeye başladı. Seohyun'ın acı inleyişleri ve ağlayıp sesi vardı belli ki Seohyun kaçırılmıştı ama bunu kim neden yapmıştı?

Ses kaydını dinledikten sonra Kyuhyun'ın telefonu çaldı . Numara gizliydi. Hemen telefonu açtı.Karşı taraftan kahkaha sesi geldi ve karşıdaki konuşmaya başladı.

"Merhaba Kyuhyun, ben Kangin. Şu an büyük ihtimalle oturmuş sevgilinin kaçırıldığını düşünerek küçük bi bebek gibi ağlıyorsundur. Aslında yanlış bi düşüncede değil." Kyuhyun bu ismi bir yerden hatırlıyordu. Ama bunu takmayarak bağırmaya başladı. Söyledikleriyle sinirleri tavan yapmıştı.

"O nerde seni adi herif ?!"

"Hop hop yavaş ol abi *kahkaha atar hemde en sinirinden* senin 'O' diye seslendiğin Seohyun burda."

"Seohyun'ı neden kaçırdın?!Durumu nasıl ?!Ona sakın zarar verme! "

"Ah öncelikle ben şu anda öcümü alıyorum ." Artık o sinir bozucu sesi yoktu tam tersine sesi çok soğuktu ve sakin.

"Ne öcü?" Kyuhyun ,Kangin'in dedikleriyle şaşırmıştı.

"Önceden polistin değilmi Kyuhyun?"

"E-evet.Sen bunları nerden biliyosun."

"Ben o öldürdüğün çoçuğun babasıyım da ondan!"Kyuhyun küçük çaplı bir şok geçirmişti. Tabi ya Kim Youngwoon. Öldürdüğü çocuğun babası.Çoçugu öldürdükten sonra istifasını vermiş ve 3 ay boyunca kendine gelmemişti,gelememisti.O çocuğu da isteyerek öldürmemişti. Amiri öldurmesini istemişti.

~~FLASH BACK~~

Kyuhyun sabah kalktığında üstünde bir ağırlık vardı. Sanki birisi üstüne oturmuş kendisine 'Sakın o yataktan kalkma! Kötü şeyler olucak.' diyordu. Açık mavi nevresimi üstünden attı ve zorda olsa ayağa kalkarak lavaboya doğru ağır adımlarla ilerledi. Lavaboya giderken duvardaki saate baktığında ise geç kalmak üzere olduğunu görünce hemen lavaboya koşmaya başladı. Polis olalı daha 1 ay olmuştu. Ama şimdiye kadar sadece küçük işler vermişlerdi ona. Kendini kanıtlamaya fırsat bulamamışti. Amirinin gözüne girmesi lazımdı.15 dakikaya evden çıkmış otobüs durağına koşmaya başlamıştı. Saatine baktığında hızlı olması gerektiğini anladı. Otobüs gelir gelmez hemen binerek en arkaya geçti. 10 dakikaya merkeze ulaşmıştı. Hemen binaya girerek masasına doğru ilerlemeye başladı. Oturur oturmaz hemen işine başladı. Masasının üstü dağınık ve tozluydu. Bir ara masaya temizlemesi lazımdı. Yanına onunla birlikte mezun olan ve aynı zamanda da aynı merkezde çalıştığı arkadaşı Yesung ona yaklaşarak amirin onu çağırdığını söyledi. Kyuhyun hemen amirin odasına doğru ilerledi. Kapıyı çalıp 'Gir' komutunu alınca içeri girdi. Amiri yine ona abuk sabuk işler vermişti. Tam dışarı çıkacağı sırada amirinin telsizinden sesler gelmeye başlamıştı. Kyuhyun dışarı çıktıktan sonra amiri onu tekrar çağırmıştı. Hadi ama daha 2 dakika önce yanındaydı. Amirinin odasına girdiğinde amiri bir şey için hazırlanıyordu. Silahıyla falan ilgileniyordu. Belli ki yine bir şeyler olmuştu ve Kyuhyun yine büyük ihtimalle gidemeyecekti. Şimdiye kadar hiç bir operasyona veya her hangi bi göreve katılmamıştı. Kyuhyun düşüncelerinden çıkartan amirinin sesi olmuştu.

"Saranghae" desen (One Shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin