sixteen

1.8K 241 46
                                    

keyifli okumalar...

İki beden de ıssız yol ortasında öylece duruyordu, biri asfalt yola gözlerini dikmişken diğeri sarı tutamlara bakıp, az önce olanları anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Taehyungie... Az önce ne oldu anlatmak ister misin? Seni, orada ne rahatsız etti bu kadar?"

Başını kaldırdı ve gece karanlığına rağmen parlayan gözlere baktı Taehyung.

"Jungkook ben..."

"Dooshik hyung mu rahatsız etti seni? Sen onu görünce, bilmiyorum hatta sesini duyunca... Siz tanışıyor musunuz?"

Taehyung başını olumlu anlamda salladı.

"Taehyung siz onunla-"

"Jungkook biz liseden tanışıyoruz, Dooshik... Yani Dooshik hyung bir üst sınıftaydı ve biz de bir kere kavga ettik o günden beri de haz etmiyorum ondan... Hepsi bu."

"Kavga mı ettiniz? Neden?"

"Maç yüzündendi sanırım tam hatırlamıyorum bile, geçti gitti ama sevmiyorum da. O gelince de... İstemedim işte karşılaşmak, sohbet etmek."

"Tamam, tamam önemli değil Taehyungie. Kimseyi sevmek zorunda değilsin. O benim kuzenim ama ben de kendisinden pek haz etmiyorum. Yakın da değiliz zaten en son ne zaman gördüm onu bile hatırlamıyorum."

"Sen de mi sevmiyorsun onu?"

Taehyung öyle masum sormuştu ki, sevse bile sevmiyorum derdi Jungkook.

"Hayır, pek sevmiyorum."

Taehyung duyduğu şeyle kıkırdadı. Jungkook ise o zarif gülümsemeye dalıp gitti.

Birkaç dakika öyle kaldıklarına emindi. Çünkü Jungkook ne zaman Taehyung'a böyle baksa, omega hiçbir şey söylemiyor sadece Jungkook'un dikkatinin dağılmasını bekliyordu.

Yanlarından geçen bir araba Jungkook'un odağını dağıtırken, Taehyung'un yanaklarının kızardığını fark etti.

Üşümüştü omegası.

"Hadi Taehyungie, seni evine bırakalım artık. Hava soğudu..."

Jungkook adım atacağı sırada Taehyung yeniden ellerine tutundu Jungkook'un. Omeganın hoşuna gidiyordu o elleri tutmak. Engel olamıyordu kendine.

"Jungkook, bir şeyler içmeye gidelim mi?"

Jungkook şaşırmıştı. Önce kahve sonra içki teklifi...

"Kahve içmek istiyordun..."

"Soju içmek istiyorum."

"Tamam, tabii gidelim. Bildiğin bir yer var mı?"

Taehyung'un dudaklarında yorgun bir tebessüm belirdi ve usulca başını salladı.

"Bildiğim çok güzel bir yer var."

"Hadi gidelim o zaman."

Jungkook, ellerini öne doğru uzatmış, Taehyung'un yolu göstermesi için müsaade etmişti.

"Yol senin, gidelim."

Taehyung bir iki adım attıktan sonra durdu ve Jungkook'a döndü.

Alfası tam gözlerinin içine bakıyordu.

"Jungkook, elini tutayım mı?"

Jungkook duyduğu şeyle omegasına bakarken, Taehyung kendisini açıklama gereği hissetti.

"Elim üşüdü de, cebim de yokmuş. Tutayım mı elini?"

Jungkook gülümseyerek onayladı omegasını ve elini uzattı. Taehyung, çekine çekine tuttu alfanın elini fakat Jungkook onun aksine parmaklarını birbirine geçirdi ve yeniden kenetledi zarif elleri, ellerine...

clash | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin