Aile baskısı

36 17 16
                                    


"Uyan artık ne böyle her sabah Hela?!"

Artık alışmıştım annemin her sabah beni bağırarak uyandırmasına ."Tamam kalkıyorum ." Diyerek yatakta doğrulmaya çalıştım .

"Eğer okula geç kalırsan benden çekeceğin var Hela ."

"Anne okul 7'de başlıyor be saat daha 5.30 ." Diye isyan ederek yataktan kalktım . Annem küçücük odamdaki , kendimi tek rahat hissettiğim kitaplığımın hemen yanında duran bordo renkli armut koltuğa oturmuş telefonuyla ilgileniyordu .

"Dilinde uzamış ! Bide anneye cevap veriyor bak ya ?!" Diye bağırarak bana bakmak için kaldırdığı kafasını geri telefonuna gömdü .

———————/////////////———————

Banyoya gidip ihtiyacımı giderdikten sonra yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra çıktım .

Kıyafetlerimi giydikten sonra çantamı alıp ayakkabılarımı giydim . Saate baktım be 6.23 olduğunu gördüm . Bu evden ne kadar erken çıksam iyi olacaktı . Nefret ediyorum bu evden de evdekilerdende . Ama atsan atılmaz satsan satılmaz .

Evlatlık olup olmadığıma dair bir sürü soru sordum ama ya cevap vermediler ya da geçiştirip durdular . Ders notlarım onlar için çok önemliydi . 80 altı notum olursa üç ay kadar telefonumu elime alamıyordum . Öğretmenlerimden biri en ufak bir şikayet ederlerse yine türlü türlü cezalar alıyordum .

Siyah gür ama ince düz saçlarım vardı . Hafif çekik gözlerimle ne anneme nede babama benziyordum . Annemler on sene önce ölen dedeme benzediğimi söylüyorlar . Küçük kaydırak gibi olan burnum yüzüm ve vücudumla bir bütün içindeydi . Dolgun kırmızı dudaklarım bana göre gayet güzel görünüyorlardı .

———————////////////////——————

Okulun bahçesine gelmiştim . Telefonumu okula getirmeme izin olmadığı için sınıf defterini alarak sınıfa çıktım . Sınıf başkanı olmam nedeniyle her sabah bu defteri alıp sınıf sınıf geziyordum . Tüm derslerin sınıfları ayrıydı . Buda beni fazlasıyla yoruyordu .

————————/////////////——————

En yakın arkadaşlarım olan sege ve dez ( dez erkek- sege kız ) sınıfta oturmuş konuşuyorlardı . Kimse benim ailemin bu kadar baskıcı olduğunu bilmiyordu. Tâki her dışarıda buluşmak istediklerinde annemlerin sürekli izin vermemesine dek .

9 ay önce

"Hadi bugün dışarıda buluşalım ." Onlarla dışarı çıkmak istiyordum ama ailemin izin vermeyeceğinden de emindim . Zaten ne zaman eğlenceli bir aktivite yapacak olursam annem yada babam buna izin vermez , zorla ders çalışmamı söylerlerdi .

"Ben gelemeyeceğim sanırım yine ." Dedim üzgün bir tavırla . "Yine mi ?" Diye sordu dez . Maalesef anlamında dudak büzerek kafamı sağ tarafa yatırdım . Hayattan gerçekten nefret ediyorum.

"E annenlerle biz konuşalım o zamn ha ?" Diye bir soru yöneltti sege . Hayır asla olmazdı , olamazdı !" Asla olmaz . Hayır !" Diye çıkıştım . Benim ani çıkışırlarmış bir türlü anlam verememişlerdi bu zamana kadar.

"Tamam Hela sakin ." Dedi bir elini omuzuma koyan Dez . " ailenle bir konuş istersen . Hem Dez de yanımızda ." Dedi Sege . "Dışarı çıkmak için illa yanımızda bir erkek olması gerektiği gerekçesini bilmiyordum Sege ." Dedim iğneleyici bir tonda .

Eve gelmiştim . Annem mutfakta fasülye yapıyordu . Taze fasülyeden nefret ederim. "Anne Sege ve Dez bugün dışarda buluşum kahve filan içelim mi diye sordular . Ne yapayım ? Anneme sormam gerekiyor dedim ." Dedim annemse kafasını tahta kaşık ile karıştırdığı fasülye tenceresinden kaldırmadan kısa , öz ve oldukça net bir şekilde sekmez bir cevap verdi ; "hayır"

10. Sınıfa giden 16 yaşında bir genç kız olmama rağmen bu yaşıma kadar annem yanımda olmadığı sürece dışarı çıkamıyordum.

"Yeter be artık burama kadar geldi ! Millet gezip tozarken ben evde oturup sabaha kadar eşek gibi test çözüyorum . Bende gezmek bir yerlere girmek istiyorum . Yeter artık !" Diye aklımdan geçen ne varsa söyledim .

" yürü geç odana akşam baban geldiğinde gör bak neler oluyor ." Diyerek kolumdan tutup beni yukarı odama doğru sürükledi .

Kapının önünden gelen adım sesleri ile uyandım . Babam gelmişti . Kesin dayak yiyecektim .

"Hela ne diye annene bağırıyorsun . Dilin bayağı uzamış senin !" Demesiyle yüzümün sol tarafına atılan sert tokat ile az önce kalktığım yatağa geri düştüm . Kolumdan tutarak beni geri kaldırdı ve bir tokatta sağ tarafa attı . Bir kaç kelime ve sesimin tınısından dolayı iki tokat yemiştim . Yani şimdilik iki tokat . Bir tokat darbesi ile yere düştüm . Bunu yeterli gören babam çıktı ve ardından kapıyı kapattı.

Sırtımı yatağımın ayak ucuna dayayarak kafamı kollarıma gömdüm .

İşte bu yüzden öğrenmişlerdi Sege ve Dez .

——————////////////////////—————

Evet yeni kitabımız hayırlı olsun 🧸🧸

Kapalı kapılar ardındakiler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin