Kızım ve onun sevgilisi Vaggie, kendilerine bir randevu ısmarlamak istedikleri için bu gece otelin sorumluluğunu bana ve kendini bir şey sanan radyo bozuntusuna bırakmışlardı.
Tam olarak şöyle olmuştu; ben itiraz etmek için ağzımı açarken Alastor hızla araya girmiş ve Vaggie'ye cevabını vermişti.
"ELBETTE CANIM! Hayır dersem nasıl bir yönetici olabilirim ki?"
Neyse ki gece oldukça olaysız geçmişti. Kanatlarımı ürperten Niffty ve hayattan bezmiş Husk çok sıkıldıkları için erken yatmaya karar vermişlerdi.
Charlie ve Vaggie de sabaha kadar dönmeyeceklerdi.
Otelde benim için ayrılan odadaydım, bitkin bir haldeydim. Uykunun beni tüketmesine izin vermeden önce oteli son kez kontrol etmeye karar vererek çıplak vücuduma dizlerime kadar uzanan geceliğimi geçirdim ve dışarı çıktım.
Ortalıkta öylece ördekli pofuduk terliklerimle dolaşırken kanatlı kedinin barı kapatmadan önce stok yapmayı unuttuğunu fark ettim.
Gözlerimi hayal kırıklığıyla devirdim. "Sikeyim... Hadi ama!" Birkaç saniye ne yapacağımı düşündüm. "Tanrım, Charlie otelde bir şeyin eksik olduğunu görürse beni öldürür!"
İsteksizce ama bir yandan da götüm tutuşarak içkileri doldurmaya başladım.
Yaklaşık 15 dakika sonra barın diğer tarafından cızırtılı bir ses duydum.
"Merhaba! Böyle bir saatte ayakta ne yapıyorsun?"
Her şey sırayla oldu. İlk önce şaşırdım, zıpladım, sonra göğüslerimi kapattım ve en sonunda da kollarımı çaprazlayıp somurttum.
"Ayak işi. Neredeyse bitirdim."
Ben statik bir şekilde mırıldanırken Alastor gözlerini bana kilitleyip beni yavaşça yukarıdan aşağı süzdü.
"Yardım ister misin, canım?"
Yüzümün ısındığını hissettim ve ne kadar istemesem de kendimi yavaşça başımı sallarken buldum.
Alastor, benimle göz temasını kesmeden barın yan tarafına doğru yürüdü ve tezgahın arkasında bana katılarak stokları doldurmama yardım etti.
Son şişeyi de doldurduktan sonra buzdolabını kapattığımızda, bir gücün beni tezgaha çarptığını hissettim. Bu da nefesimin kesilmesine ve acıdan biraz irkilmeme neden oldu.
Alastor'un eli sarı saçlarıma dolanmıştı ve başımı aşağıda tutuyordu.
Uzun figürü üzerime eğildi ve bir yapboz parçası gibi bedenimin çevresine oturdu.
Yüzü benimkine o kadar yakındı ki naneli nefesinin kokusunu alabiliyordum.
"Ne yaptığını sanıyorsun seni sikik-" diye telaşla konuşmaya çalıştım.
Sözümü kesti.
"Benden bu küçük, seksi şeyi giydiğinde sana yaklaşmamamı bekleyemezsin. Ah, ne güzel bir oyuncak bebek~"
Konuşmama izin vermeden değerli kıçıma sürtünüp şakağıma bir öpücük kondurduğunda sızlandım. İnlememi durdurmaya çalışarak dudağımı ısırdım.
"D-Dur! Orası olmaz! Ah!"
Geceliğimi yukarı doğru çıkarmaya başladı, böylece aletim açığa çıktı ve oraya daha sert sürtünmeye başladı. Bu dudaklarının arasından birkaç inlemenin kaçmasına neden oldu.
"Çoook daha iyi. Ne kadar iyi bir ördekçik~"
Ona dönüp bakmak istedim ama saçımdaki eli beni olduğum yerde tuttu. Gittikçe ıslandığımı hissediyordum ve onun da bunu hissettiğini biliyordum.
Lanet olsun! Kendimi çok aşağılanmış hissediyordum!
Bunu bir süre daha yapmaya devam etti. Şakağıma bir öpücük daha kondurduktan sonra aniden durdu ve beni tezgahın üzerinde nefes nefese, titreyen bir karmaşa halinde bıraktı.
"A-Alastor... Lütfen becer beni." diye çaresizce yalvardım.
Beni düşürdüğü bu hâl akıl almazdı.
Sadece güldü.
"İyi şeyler sabırlı olanların başına gelir, Oyuncak Bebek."
Beni öylece orada bırakıp uzaklaşmasını izlerken içimden küfrettim ve üzerimi düzeltip doğruca duşa yürüdüm.
🍎 📻『 FİNİSH 』🍎 📻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐨𝐰 𝐝𝐨 𝐲𝐨𝐮 𝐞𝐚𝐭 𝐝𝐞𝐞𝐫? - 𝘙𝘢𝘥𝘪𝘰𝘢𝘱𝘱𝘭𝘦 / 𝑺𝒎𝒖𝒕
Short Story𝑹𝒂𝒅𝒊𝒐𝒂𝒑𝒑𝒍𝒆 (𝑨𝒍𝒂𝒔𝒕𝒐𝒓 𝒙 𝑳𝒖𝒄𝒊𝒇𝒆𝒓) 𝑶𝒏𝒆𝒔𝒉𝒐𝒕𝒔 . . . 𝑭𝒊𝒏𝒊𝒔𝒉 ☑︎ Uyarılar; • Çeviridir! • Olaylar hızlı gelişmektedir! • Karakterlerin davranışları diziden farklılık gösterebilir! Başlama tarihi: 13 Haziran Perşemb...