Selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, benim için çok önemli. Bölümü yetiştirmek için 2 saattir uğraşıyorum(:
Isim: Nehir...
Sevmiştim, güvenmiştim.
Her sabah ve okul çıkışı birbirimizi görüyor, sohbet ediyorduk. Çok değil ama yakındık. Sohbeti hoştu. Aylar boyu arkadaştık. Kalbimde sorgulamadığım bir yeri vardı. Ondan beklemezdim. Hayatımda ki kişilerin çoğunluğundan duyduğum cümleleri ondan da duymayı beklemezdim. Öyle biri değil gibi gelmişti.
Güvenmiştim.
Hep böyle olurdu zaten. Sevmiştim, güvenmiştim, inanmıştım... -mıştım'larla dolmuştu hayatımız.
Bende ona güvenmiştim. Arkadaşım sanmış, yabancılarla konuşurken taktığım maskelerden onunla konuşurken takmamıştım. Gerçek yüzümü göstermemiştim fakat olmadığım biri gibi de davranmamıştım. Arkadaş sanmıştım. Ama meğerse onun arkamda durmakta ki amacı çok farklıymış. Ben o bana destek olur diye izin vermiştim arkamda durmasına. Fakat o bunu fırsata çevirmiş, sırtımdan bıçaklamaktan hiç çekinmemişti.
Yine. Yanlış kişiye güvenmiş, dayanmıştım.
"Zaten bütün amacı ilgi çekmek," dediğinde onu dikkatle dinleyen iki kız birbirlerine bakıp güldüler. "Bu gizemli takılmaları falan hep bu yüzden. Ailevi sorunları da var zaten. Annesi takıntılı kadının teki. Temizlik takıntısı var." Oyunculuğuna şok olmuş, duvarın arkasından hâlâ onları dinliyordum. "Abiside kumar düşkünüymüş. Babasını da bilirsiniz zaten içkinin tiryakisiymiş. Her gece eve sarhoş geliyormuş. Nefes'in kendi odası bile yokmuş. Oturma odasında yatıyormuş," dediğinde daha çok dayanamayarak alkışlayarak yanlarına gittim.
"Oo Nefes Hanım! Senarist misiniz, nesiniz siz? Nasıl güzel uydurdunuz!" O şok olmuşken biraz önce keyifle dinleyen fakat şuan bir köşeye sinmiş kızlara baktım. "Ay siz de inandınız mı şuna ya?! Görmüyor musunuz, bir yerlerinden uyduruyor!" Öfkeyle Nefes'e baktım. Sinirden veya utançtan kızarmıştı. "Belki de uydurmuyor. Belki de kendi ailesini size benim ailem diye yutturuyor! Ama kızlar merak etmeyin, ben onun gibi bir yerlerimden uydurmuyorum çünkü kendi ağzıyla anlattı bana ablasının kumar bağımlılığını," dediğimde kızlar şok olurken o "gebertirim kızım seni!" diyerek üzerime geldiğinde iki elimi kaldırarak geri çekildim.
"Sakin Nefes! İnan bende şuan seni dövmek istiyorum ama saçlarımı daha dün boyattım. İlk günden yıpranmasınlar... Ama sen çok dayak yemek istiyorsan şu kızların sevgililerinin yanına git, bir iki sohbet et, tuvalet de çok güzel bir dayak yersin, değil mi kızlar?" Kızlar bir şey diyemediğinde derse giriş zili çaldı.
Bu sefer ben Nefes'in üzerine yürüdüğümde bir adım geriye gittim.
"Sana tavsiyem ne biliyor musun Nefes? Bir daha seni ayakkabılarının altına sakız olarak bile kabul etmeyecek kızlar için yalan söyleme, yüze gülüp arkadan konuşma. Tabii ister uy bu tavsiyeme, ister uyma. Sonuç olarak kızlar tuvaletin de dayak yiyecek olan sensin," dedikten sonra arkama bakmadan sınıfa yöneldim.
Hızlıca sırama gidip çantamı toplamaya başladım. Derse girmeyecektim. Okulun bitmesine iki ders kalmıştı ve iki dersinde pek önemi yoktu. Bu kafayla hiçbir şey anlamazdım da zaten. Çantamı sırtlanıp hızlıca bahçeye çıktım. Çıkış kapısında güvenlikçi ablanın olmadığını ve kapının açık olduğunu gördüğümde hızlı adımlarla çıkışa ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Kızın Hikayesi
ChickLitBir köşede saklı kalmış, üstü tozlanmış hayalleri gerçekleştirme çabası...