Varlığından güç alan insan asla yıkılmazdı bu hayatta. ister en güçlü savaşlar versin onu yıkan ondan başkası değildir. bunu çok iyi biliyordu genç oğlan.
o sadece yaradanına sığınır ona sırtını yaslardı. Allahtan başka kimseden bir şey beklemezdi.
diz çöktüğü seccadenin önüme ellerini açmış dua ediyordu. sabah namazına kalkan genç oğlan kıbleye doğru dönüş namazdan sonra duasını gerçekleştiriyordu. duasını bitiren genç avuçlarını yüzüne sürterek gözlerini açtı. bakışları yatakta yatan azize döndü.
dün olanlardan sonra kendisini çok kötü hissetmişti fakat ardından ayağa kalkmış namazını kılarak rabbine sığınmıştı. Abdullah ne zaman kendini kötü hissetse abdest alır namaz kılarak dua ederdi. yüce rabbinden bir çıkış yolunun göstermesini dilerdi.
seccadesini katlayan genç oğlan dolaba koyduktan sonra yatakta uyuyan uyuz kuzeni ve şuan eşi olan adama baktı.
"uyuz "diye sessizce fısıldadı. yatağa yaklaştı. gözlerini azizden bir an çekmeyerek yatağın dibine geldiğinde genç adamın sırt üstü yattığını gördü. gözleri bir an komodinin üzerindeki su dolu sürahiye kaydı. dudakları yaramaz bir sırıtışa ev sahipliği yaptı.
"dün olanların acısını çıkartmasam olmaz sevgili kuzen "dedi sürahiyi eline aldı ardında yatakta uyuyan uyuz adamın başından aşağı suyu döktü.
"neler oluyo ya "diye birden ıslanmış bir şekilde uyanan genç adam sırılsıklam olmuştu. elleri ile yüzündeki suların silen genç adam karşısında ona bakan genç oğlan ile karşılaştı.
"sen ne yaptığını sanıyorsun "diye öfke ile konuşan adama küstah bir bakış attı abdullah.
"ne yapıyormuşum bak inisiyatif davranarak seni uyandırıyorum işe geç kalacaksın karşılığı bu mu kuzen "dedi genç oğlan sırıtmasını engelleyerek. ona kaşlarını çatarak bakan adam birden üzerine doğru atladığında dudaklarından yaramazlıktan keyif alan bir çocuğun çığlığı kaçarak onu yakalamaya çalışan genç adamdan kaçtı.
"gel buraya "diye odanın içinde birbirini kovalayan ikili tuhaf ama eğlenceli bir manzara sergiliyordu.
"yok ya niye gelecekmişim "dedi genç oğlan. genç adam ona sinirle baktı. "senin derdin ne ya hayatımı cehenneme çevirdiğin yetmiyormuş gibi böyle davranarak erken ölmemi mi istiyorsun "dedi. genç oğlan içinde tövbe ederek "hayır niye böyle bir şey isteyeyim ki "dedi genç oğlan. aziz abdullahın gözlerinin içine baktı. onun ölmesini istemiyordu halbuki ikisi de birbirinden gıcık kapan iki akrabaydı.
"sonra ben kiminle uğraşırım "dediğinde genç adam yanlış anlamıştı. birden kendini yatağın diğer tarafına atarak genç oğlanı hazırlıksız yakaladı.
"aaaaa bırak beni "diyen abdullah ile birlikte yatağa düştüklerinde üstüne ona bakan azizin gözlerine baktı genç oğlan.
bir kaç saniyelik tuhaf bakışma aralarında bir çekimin göstergesini simgelerken genç oğlan kendine geldi.
bakışlarını kaçırdı. "çekil üstümden "diye konuşan aziz hipnozdan çıkmış bir ifade ile "özür dile "dediğinde genç oğlan bakışlarını üstündeki adama çevirdi. hala yanı pozisyondalardı.
"ne için dilecekmişim "dedi. genç adam ona inanılmaz gözler ile baktı.
"beni sabah sabah ıslatarak uyandırdığın için özür dileceksin "dediğinde genç oğlan güldü.
"asla "dedi. "çekil üstümden "diye ekledi. "eğer özür dilemesen istemeyeceğin şeyler olur dayısının yeğeni "dedi genç adam. kaşlarını havaya kaldıran abdullah gözlerinin içine baktı.
"ne yapabilirsin ki bana "dedi. aziz yüzünü genç oğlanın yüzüne yaklaştırdı.
"öperim seni "dediğinde gözleri büyüyen genç oğlan birden bütün gücü ile üstündeki adamı itti. bunu beklemeyen adam sert bir şekilde yere düştüğünde komodinin koluna takılan eşofmanı beklenmedik bir anda yırtıldı.
bunu gören genç oğlan yatağın üstüne kahkahalar ile gülerken belini bir yanda tutarak ayağa kalkan genç adam bir yandan da arkasından yırtılan eşofmanı kapatmaya çalışıyordu.
"ne gülüyorsun komik mi "dediğinde genç oğlan başını salladı. "komik tabi."dedi. bu genç adamı çileden çıkarttı. genç oğlanın hiç beklemediği bir anında sürahideki kalan suyu yüzüne döktüğünde gülme sırası genç adamdaydı.
"sen" diye yüzündeki suyu temizleyen genç oğlan karşısında keyifle gülen adama baktı. yataktan indi karşısına geçti.
"Bana bir savaş mı başlatıyorsun aziz rayzada" dediğinde ona keyifle bakan eşi gülümsedi.
"Aynen öyle sana bir savaş başlatıyorum dayısının yeğeni " dedi genç adam. abdullah işaret parmağını kaldırarak göğüsüne doğru tutu.
"O zaman mağlup olmaya hazır ol çünkü sen iyi bilirsin kaybetmeyi " dediğinde genç adamın yüzündeki keyifli hal silindi.
"Seni " dediğinde sırtıma sırası genç oğlandaydı.
"Hatırladın demi ne zaman ben düşsem ya da canım acısa senin de aynı şekilde acıyacak sen de düşeceksin" dediğinde genç adamın yüzüne bakıyordu.
"Kes sesini!" dedi dişlerini sıkan adam. birbirine meydan okurcarcasına bakan ikili başlattıkları soğuk savaşın ilk adımını atmıştı.
*********************************************************************************
BİLİYORUM BU KURGUYU BEKLİYORDUNUZ AMA ŞUAN ATABİLDİM ÜZGÜNÜM. SINAV BİTTİ BEN ARTIK ÖZGÜRÜM SİZİ BOL BÖLÜMLERE BOĞACAM. TABİ İŞTEN VAKİT BULDUĞUMU ZAMANDA. DEVAM EDELİM Mİ YOLUMUZA. BOL YORUM YAPIP BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN-BXB
Teen FictionAziz rayzada İngiltere de okumuş ve özgür bir hayatı olan rayzada krallığın tek varisi genç bir adam iken babası tarafından aldığı bir telefon ile doğduğu büyüdüğü yere Hindistan'da geri döner. babası tarafından evleneceğini öğrenen aziz buna karşı...