"O kadar seneler geçmesine rağmen kafamdan çıkmayan tek kişi sen oldun, Jungwon..."
Seme: Jay
Uke: Jungwon...
Jay'den
Kışın güneşin etrafı azda olsa ısıttığı gün ışıklarıyla uyandım. Biraz tavanı izledim, kalkasım yoktu fakat bugün kazandığım üniversitenin birinci günüydü ve geç kalıp insanların benim hakkımda kötü şeyler düşünmesini istemiyordum.
Söylenerek yatakta doğruldum, ayağa kalktım. Önce lavaboya giderek yüzümü yıkadım, dişlerimi fırlaçaladım. Odama geri döndüm ve içi full siyah giysilerle dolu olan dolabımı açtım. İçerisinden siyah bir gömlek, altıma da siyah bir pantolon çıkardım. Giyindiğim gibi dünden hazırladığım çantayı aldım ve evden çıktım.
Sabahları kalktığım gibi kahvaltı yapmayı sevmediğim için karşıma çıkan ilk kafeden bir kahve aldım ve yoluma öyle devam ettim.
Her zaman bindiğim metroyu beklerken burada yaşadığım anılarım geldi bir anda aklıma. 7 liseli başı boş şekilde etrafta dolanıyor, en son benim evime gitmek için burada toplanıyorduk. Onların arasında benim için hâlâ özel olan birisi vardı tabii.
Eski sevgilim, Jungwon. Onu unutamıyordum, asla kafamdan çıkmıyor, ben başka birisini bulmaya çalıştıkça kafama daha çok takılıyordu. Onun güzel kedi gözleri, kahverengi saçları, onu her öptüğümde dolgunlaşan dudakları... onu gerçekten çok özlüyordum. Buraya bu metroya geldikçe aklıma yaptığımız kaçamaklar, onu görebilmek için anneme yalan söyleyişim ve dudaklarımızın birbirine dokunuşu geliyordu ve kendimi iç çekerken buluyordum. Saçma salak bir sınav yüzünden ayrılmıştık ve ben hâlâ ona aşıktım.
Bu düşüncelere dalmışken metronun rüzgarı yüzüme çarpmış ve beni düşüncelerimden uyandırmıştı. Kapının açılmasını bekledim, içeriye girdim.
Her zaman aynı yere oturuyordum. Jungwon ile yan yana oturduğumuz koltuklara. Bu bir takıntı mıydı, aşk mıydı emin değildim ama onu düşünmeden duramadığım bir gerçekti. Jungwon'u en son o sınava girerken görmüştüm, bana bakmamıştı bile. Bu benim kalbime kırsa da ona olan aşkımı bir kez olsun bile azaltmamıştı.
Sabah erkan saatler olduğu için metro da sadece üniversite öğrenciler vardı. Hepsine teker teker baktım, bazıları benim sınıfımdaki öğrencilerdi.
Bir kaç dakika sonra nerede olduğumuz ile ilgili anons yapıldı ve kapılar açıldı. İnmek için ayağa kalktım, metrodan indim. Merdivenlerden yukarıya, ekim ayının soğuğuna çıktım.
Üniversite bir kaç metre ilerideydi, oraya kadar yürüdüm. Bir yandan da etrafıma bakıyor, Jungwon ile olan anılarımı düşünüp kendi kendime sırıtıyordum.
Üniversiteye varmıştım, hemen dersimin olacağım sınıfa gittim. Kafamı kaldırdığımda tam de benim genellikle oturduğum sırada tanıdık yüzü fark ettim.
Kedi gözler, kahverengi saçlar, o dolgun dudaklar... kalbim hızla atmaya başlamıştı. Su an sıramda oturan kişi Jungwon'du.
Uzun süre ona bakmış olacağım ki etrafımdaki insanların bana baktığını fark ettim. Yutkunarak merdivenlerden çıktım ve Jungwon'un yanına gittim.
Onu görmediğimden beri hiç değişmemişti, hâlâ mükemmel görünüyordu. Onun tam yanına oturdum ve bana dönmesini sağladım.
Şimdi birbirimize bakıyordu, gözleri kocaman açılmıştı. O gözlerin altında göz yaşlarının dolduğunu fark ettim. Jungwon konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarettes after sex
RomantizmJaywon smutshotlar Sadece seme Jay, uke Jungwon bulunur. Jakehoon smutshotlarındaki konulara benzer şeyler olabilir. Kusura bakmayın. Bana ilham perisi ara sıra geliyor.