(18 Eylül 2020)
"Emma, Max'i seviyor!"Kafamı duyduğum bağırma sesiyle hızla kaldırdım ve sınıf arkadaşım Lucas'a baktım. Lucas'a bakmamla, kör olup bu sahneyi hiç görememiş olmayı dilemem bir olmuştu. Lucas, elinde: mavi kapaklı, siyah spiralli bir defter tutuyordu. Bu defter normal bir defter değildi. Çünkü o benim günlüğümdü. Gözüm defteri fark edince hızla Lucas'ın üzerine atladım ve boğazına yapıştım.
"Napıyosun lan sen!?"
Ben bağırıp, ona tehditler savururken. Lucas sadece sırıtıp muhtemelen arkamda olan şeye bakıyordu. Neye baktığını anlamak için arkamı döndüm ve Max'i yani Maximus Tobias Osbourne arkamda günlüğümdeki açık sayfaya bakarken buldum. Ayağa kalktığım gibi elinden defteri aldım ve kızlar tuvaletine elimden geldiğince hızlı koştum. -Galiba biraz fazla hızlıydım çünkü tuvalete girdiğimde, elini yıkayan bir kız birden irkildi.-
Hızlıca en sondaki tuvalet kabinine girip, o anda dünyadan silinmeyi arzulamaya başladım. Ders zili çaldı, ben çıkmadım. Teneffüs zili çaldı ben, hâlâ çıkmadım falan derken tuvalete tanıdık iki ses girdi. "Emma, irda mısın?" Bu ses Barbara'nın sesiydi ve ardından "Emma Valentina Blight, elma dersem çık, armut dersem çıkma. Karpuz." Ve bu ses ise Zoey'nin sesiydi.
B. "Zoey, sırasımı olm şimdi."
Z. "Ulan ortam çok gergin ne yapmamı bekliyordun-"
B. "Ya bi s.ktir git tuvalet kabinlerine bak ya!"
Z. "Çok kabasın Barb!"İkisinin sesleri kesilince Zoey'nin olduğuna yemin edebileceğim ayak sesleri bana yaklaşmaya başladı.
Z. "Emma~ burda olduğunu biliyorum~"
*Tam piskopattı amk-* Zoey sususunca birden kapıya abanmaya başladı.
E. "Ulan orospu çocuğu, çin seddini mi zorluyon!" Bağırmamla beraber Zoey kapının kilidini tokasıyla açıp içeri daldı.
Z. "Şimdi sıçtım ağzına!"
Zoey içeri girdiği gibi kulağımdan tutup dışarı sürükledi. Barbara, önce kızarmış gözlerime ve burnuma baktı. Sikeyim. Ağlamakten nefret etmemim en büyük sebebi şuan beni deşifre ediyordu. Şu siktiğimin göz ve burun kızarma olayı gün boyunca yüzümde kalıyordu. Barbara yanıma gelip ne olduğunu sordu. Önce baya direndim ancak Barb götüme tüm gücüyle vurmakla tehdit edince anlatmak zorunda kaldım. Malum, ondan sonra iki hafta ağrıyor.Z. "Sen Max'e mi aşıksın?! Hani maymun kılıklıya? Aptal olan Max?"
E. "Evet, Zoey bizim Max."
B. "Emma, zevkine sıçıyim cidden."
E. "Sus lan! Sen de kitap karakterlerine aşık oluyon!?"
Z. "Gayet mantıklı bence."
E. "Hepinizin yedi sülalesini dolaba sokup, sikeyim emi?"
Z. "Olur, ben razıyım."
E. "Ya mk bi sus. Ne yapmam gerektiğini söyleyin geçip gidelim işte ya."
B. "Yalan olduğunu falan söylesen?"
E. "Hayatımın yalanını bile söylesem bi sik değişmez."
Z. "Buldum, bence okuldan kaçıp orospu olarak işe başlayalım."
E. "sen kafanı çok yorma istersen."
Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan annemdi.
"Emma, hemen aşağı in gitmemiz gerekiyor."
E. "Noldu ki?"
"Sus ve eşyalarını alıp, arkadaşlarınla vedalaş."
Annemin dediğini yapıp kızlara veda ettim. O günden sonra sınıftan sadece Zoey ve Barbara'yı gördüm.
------------------------------------------------------
Anlamayanlar için bu anı ortaokul son sınıfta yaşanıyor. Sonraki bölüm lise son olucak.Yorum atıp, kalbime basarsanız çok teşekkür ederim <3
Kelime: 457
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevgili çocukluk arkadaşım,
Novela JuvenilGenderfluid olan Emma çocukluk arkadaşı/aşkı ile tekrar buluşuyor bakalım neler olacak?