-3-

36 9 1
                                    

  Arkadaşlar yukarıdaki ana karakterimizin sahte annesi Mira'dır.

  Yaşasın! Bugün çok daha iyiyim. Artık azda olsa kendimi kontrol edebiliyorum. Kendi evrenime yaklaşık üç veya dört ay sonra gideceğimi düşünüyorum. Şuanki annemin hâlâ daha güçlerimi kazandığımdan haberi yok. Bu aralar Thomas ile sürekli konuşuyorum. Aslında  eskiden Thomas'ı hiç sevmiyordum. Ama yakından tanıdıkça onu daha çok seviyorum. Bu aralar bir psişik güç kazandım. Telekenezi evet bu aralar telekenziye başladım. Bir peri olduğum için insanlara göre daha iyi odaklanıyorum. Tabi peri olduğum için inancım yüksek bu yüzden daha hızlı kontrol etmeyi öğrendim. Tabi kendimi sadece telekenezide kısıtlamıyorum. Peri güçlerimide geliştiriyorum. Sadece bir haftada istediğimden çok daha fazla şey öğrendim. Bu şekilde devam edersem çok daha hızlı kendi evrenime gidicektim.
  Bugün Thomas ile okulun orada buluştuk. Thomas'a gerçekten artık çok yakın hissediyordum. Sanki bir yıl boyunca arkadaştık. Ama daha arkadaş olalı iki hafta bile olmamıştı. Annemden iki saat izin almıştım.
  Thomas "Ee nasılsın?"
  "İyiyim. Dün başım çok ağrıyordu ama şimdi iyiyim."
  "Kendini o kadar yorma demiştim." Dedi. Haklıydı kendimi bu kadar yormamalıydım.
  "Ne yapıyim çok heyecanlıyım."
  "Benden ayrılacağın için üzülmüyor musun?" Dedi hüzünlü bir sesle.
  "Üzülüyorum Thomas ama evimide özlüyorum." Dedim.
  "Ama hiç öyle davranmıyorsun Grace."
  "Thomas gerçekten oraya gittiğimde en çok seni özliyeceğim."
  "Gerçekten mi?"
  "Tabi burada sadece sana yakınım diyebiliyorum. Diğeleriyle gram ilgilenmiyorum." Dedim. Dediğim şey doğruydu.
  "Onlarla neden ilgilenmiyorsun. Neden sadece beni seviyorsun?"
  "Bilmiyorum. Eskiden senide sevmiyordum. Ama seni tanıdıkça  seni sevmeye başladım." Bazen ondan hoşlandığımı bile düşünüyordum.
  "Peki neden benim ile arkadaş oldun?"
  "Çünkü sen benim sırrımı biliyordun. Hemde beni hep güldürüyorsun." Dedim neşeli bir sesle. "Sen bana ilk defa sevgiyi yaşattın. Gerçek sevgiyi."
  Neşelenmiş görünüyordu. Bana baktıkça dudağı kıvrılıyordu. "Sen neden beni arkadaşın olarak görüyorsun?" Diye sordum. Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordum.
  "Çünkü..."
  "Ee ne oldu?"
  "Çünkü seni çok sevmiştim." Bir dakika az önce o ne dedi? Beni sevmiş mi? Arkadaş olarak değil mi?
  "Nee?"
  "Seni gerçekten çok seviyorum Grace. Sana sırılsıklam aşığım"
  "Bir dakika büyük bir şok geçiriyorum. Nee?" Ben böyle tepki verince dudakları sivrice kıvrılıyor , yeşil gözleri koyulaşıyordu.
  "Benim acil gitmem gerekiyor." Dediğim sırada belimden tutup kendine doğru çekti. Nefesim kesilmişti dudağıma bakıyordu. Beni öpmeyecek değil mi?
Nefesi dudağıma değiyordu bu bile beni anlık kalp krizine sokuyordu. Dudağıma doğru yöneldiğinde ondan hemen kurtulup tokat attım. O tokat ona az bileydi. Nasıl ben izin vermeden beni öpmeye çalışırdı. Hemde bu kadar insanın içinde. Çocuk psikopat çıktı.
Bir anda kalbime bir sancı vurdu kalbim neden ona tokat attın derken beynim iyi yaptın diyordu. Beni öpemiyince dudaklarını astı
  "Tam seni öpüyordum."
  "Thomas ben izin vermeden beni öpmeye çalışma."
  "Bütün kızlar beni öpmeye çalışırken neden sen beni öpmeye çalışmıyorsun."
  "Üzgünü." Diyerek kendimi onun kollarına bıraktım. "Üzgünüm Thomas. O tokatı hak etmedin." Dedim.
  "Ne için üzgünsün?"
  "Beni öpmeye çalıştın ama ben sana tokat attım."
  "Merak etme. Doğru olanı yaptın. Ben kendimi kaybetmiştim." Dedi. "Ama istersen tekrar deniyelim." Aslında gerçekten beni öpmesini istiyordum. Ama ne söyliyecektim ki?
  "Beni öpebilirsin Thomas ama şimdiden söyliyim bu benim ilk öpücüğüm."
  "İstersen daha rahat bir yere gidelim."
  "Nereye?"
  "Kimsenin bizi rahatsız edemiyeceği bir yere."
  "Bekle. Ya beni öpünce benim güçlerimi tekrar kaybedersem?"
  "Merak etme bu asla olmıyacak. Güçlerini kaybetmiyeceksin."
  "Peki."
  Kimsenin olmadığı bir yere gelmiştik. Yüksek bir yerdi. Annemi arayıp biraz daha zaman istedim. Annem beni kıramayınca bir saat izin verdi.
  Manzara çok güzeldi. Nedense Thomas'ı öpmek istiyordum. Yanıma oturdu.
  Thomas "Ee nerede kalmıştık." Dedi. Ve boynumu kendine çevirdiği anda kendimi ona bıraktım. Yavaşça dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kalp krizi geçirmek üzereydim. Beni öyle bir öpüyordu ki ayaklarım yerden yükselmiş gibi  hissediyordum. Boynunu kendime çekerek ona karşılık verdim. Kendimi fena kaptırmıştım. Bildiğin çocuğu nefessiz bırakıyordum. Aslında nefes almaya ihtiyacı olduğunu sanmıyordum. Onun nefesi bildiğin bendim. Bu anın hiç bitmesini istemiyordum. Ama maalesef her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu öpücüğünde bir sonu vardı. Ve sonunda birbirimizden ayrılmıştık. Hâlâ daha nefes alamıyordum. Yaptığım şeyin farkında bile değildim. Bu çocuk beni  gerçekten seviyordu. Ve bende onu seviyordum. Bir defa denemekten bir şey olmazdı her halde değil mi? Sonuçta birbirimizi seviyorduk ve önemli olanda buydu.
 
 

kayıp peri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin