Temmuzun son haftalarıydı. Yazlığın koridordunda birbirini kovalayan üç minik ayak sesi vardı. Biri sarışın diğeri siyah saçlı iki çocuk ve kahverengi tüylü bir köpek.
Siyah saçlı olan merdivenleri önce bitirip mutfak kapısına doğru koştu ve cam kapıdan geçip bahçeye çıktı. Köpek hızla onun peşinden gitti ve omuzlarına doğru atlayıp onu çimenlerin üzerine düşürdü.
Çocuk elinde ki oyuncak kemiği köpek alamasın diye arkadaşına fırlattı.
Sarışın çocuk keimiği havada yakaladı ve kemiği takip ederek ona doğru gelen köpeğe verdi.
Siyah saçlı hemen somurtup ofladı."Oyunumu neden bozuyorsun Tata?"
Sarışın olan omuz silkti."Yeterince yorulduk, artık oyun bitti." Siyah saçlı olan daha çok ofladı ve çimenlere elini bastırıp ayağa kalktı.
Beyaz tişörtünün arkası yemyeşil olmuştu ama çok umursamadı. Annesi sorarsa köpek yaptı derdi.
"Ben acıktım." dedi ve köpekte sanki onu anlamış gibi havladı.
"Yoshi'de acıkmış." dedi sarışın çocuk.
"Annemler birazdan gelir, bekleyelim biraz." diye devam etti.
"Bekleyemem çok açım." Sarışın çocuk mızmızlanan arkadaşına iç geçirerek baktı. Arkadaşı ise çoktan şeytani fikirler düşünen yüz ifadesine bürünmüştü. Gelip sarışın arkadaşının elini tuttu ve onu mutfağa doğru çekiştirdi.
"Kendi yemeğimizi kendimiz yapalım." dediğinde arkadaşı onu azarlayıp vazgeçirmek istedi ama o çoktan mutfak dolaplarına ulaşmış gördüğü herşeyi masaya koymaya başlamıştı.
Sarışın çocuk onu durdurmaya çalıştı ama o dinlemedi ve gözünün önüne gelen siyah bukleleri koluyla geriye itip boyunun zarzor yettiği 2. raftan vişne reçeli kavanozunu almaya çalıştı.
Parmak uçlarında yükseldi ve elini daha ileri kaydırdı. Kavanozu yakaladığında dengesini kaybetti ve cam kavanoz rafta yuvarlanarak yere çakıldı.
Mutfağın beyaz zemini kırmızı reçel ve cam kırıklarıyla doluydu.
Sarışın çocuğun gözleri irice açıldı. Siyah saçlı çocuğun şort yüzünden açıkta kalan bacaklarına reçel ve cam kırıkları isabet etmişti. Ve diz kapağından kan damlaları aşağıya doğru iniyordu.Siyah saçlı çocuk önce dudaklarını birbirine bastırıp dolu gözleri ile arkadaşına baktı ve ardından ağzını kocaman açarak bağıra bağıra ağlamaya başladı.
Sarışın çocuk cam kırklarına basmamaya çalışarak arkadaşının yanına geldi.
"Çok mu acıyor?" dedi arkadaşının yüzünü tutup gözyaşlarını silerek. Siyah saçlı olan dudaklarını büzüp başını salladı ve tekrar hıçkırmaya başladı.
Sarışın çocuk ne yapacağını bilemeyerek etrafına bakındı. Arkadaşının dizine üflemek için eğilmek istedi ama yerde ki cam kırıklarını hesaba katmamıştı.
Sağ dizine giren ağrı ile küçük bir çığlık attı.Büyük bir cam parçası oraya saplanmıştı.Çocuklar içeride ağlarken dış kapı açıldı ve iki kadın içeri girdi. Ağlama seslerini duyup mutfağa koştular. Arkalarından ellerinde poşetler ile iki adam girdi ve onlarda eşlerinin peşinden koştu. Önce savaş alanına dönmüş mutfağa ardından dizlerini tutarak ağlayan oğullarına baktılar.
☆
