taehyung'tan
iki sene önce ambulansla çıktığım okula tekrar giriyordum. ben kim taehyung, gençlik yıllarımda bulaşmamam gereken işlere bulaşmış ve bedelini hem eğitim hayatımı mahvederek hem de abimi kaybetmekle burun buruna gelerek ödemiştim.
üzerimde hissettiğim bakışlar feci şekilde sinirlerimi bozuyordu. ancak bu durumdan kurtulmam mümkün değildi. yapmam gereken tek şey hiçbir şey yapmamak ve sessizce okulu bitirmekti. ders saatim geliyordu, adımlarımı hızlandırdım. geç kalıp daha da fazla dikkat çekmek istemiyordum.
hızlıca amfiye girdim ve kendime gözden ırak bir yer aradım. etrafımdaki insanların fısıldaşmalarını duyabiliyordum.
''bu uyuşturucu krizine giren çocuk değil mi?''
''ben onun öldüğünü sanıyordum''
'' acaba hala kullanıyor mu''
daha fazla dayanamayıp kulaklığımı taktım. arka taraflarda kendime bir yer bulup hızlıca oraya yerleştim. yalnızca dersin bitmesini bekledim...
...
jungkook'tan
fakülteye girdiğim andan itibaren ortamın gergin havası beni rahatsız etmişti. içimde yeşeren huzursuzluğa engel olamadan bu gergin havanın kaynağı olduğunu düşündüğüm sarışın çocuğu gördüm. düşüncelere dalmışken jimin'in adımı seslenmesiyle kendime gelip en yakın arkadaşıma döndüm.
''jungkook kim taehyung geri gelmiş!'' dedi jim oldukça yüksek sesle.
''şu ritalin'den overdose yapan herif mi?'' dedim sert çıkan sesime hayret ederek. jimin bir anda hiddetlenmemi beklememiş olacak ki şaşkınca ''neden taehyung'un konusu açılınca sinirleniyorsun ki?'' dedi.
şaşırmış olması çok doğaldı çünkü ben bile bu kadar öfkelenmemi beklemiyordum. o an geçiştirmek adına '' bilmiyorum jimin psikiyatrik ilaçları siktiriboktan dertleri var diye şeker gibi zevkine kullanan tiplerden hiç hazzetmiyorum.'' dedim. konuyu fazla uzatmıştım, jimin iyice sorgulayacaktı şimdi. ''ne biliyorsun derdinin öyle boş olduğunu sanki?'' dedi jimin. öfkeme engel olamadan ''cidden bana hapçının tekini mi savunuyorsun şu an jimin?'' dedim. çıkışmamı beklemeyen arkadaşım şaşkınca bana bakıyordu. yine aşırı tepki vermiştim sanırım. '' ben kahve alacağım dersten sonra görüşürüz'' diyerek ortamın gergin havasından kurtuldum.
kahvemi hızlıca aldım ve amfiye geçtim. bu herifle aynı sınıfta olmaktan bile rahatsızdım şu anda ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu. kısa süre sonra da öğretim görevlisi girdi zaten. sessizce dersi dinlemeye başladım.
.
Tanrıçamın doğum günü
hyo jong:
haftaya salı tanrıçamın doğum günü hepinizi bekliyorum arkadaşlar
lilly:
bu herifin hanımcılığından istiyorum
hyo jong:
gelmeyen olursa çok fena gönül koyarım ona göre
jennie:
ben geliyorum tanrıçamı çok özledimmm
lilly:
ben de geliyorum
rosie:
ben de geliyorum
senin evinde mi olacak hyo jong?
hyo jong:
evet evet benim evimde olacak
taehyung:
ben de geliyorum
bilinmeyen numara:
geliyoruuuuuuuuuuum biraları ben getiriyorum!
taehyung
sen kimsin?
bilinmeyen numara:
jeon jungkook
hyo jong - kim taehyung
taehyung:
ben gelemiyorum
hyo jong:
ne?
00000
merhabalarr ben mia yeni bir kurgyla karşınızdayım.
daha önce hep burada kurgular yazmak istemiştim ama bir türlü cesaret ve zaman bulamamıştım
bu isteğimi gerçekleştirmek için burdayımm
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serpent
FanfictionCumhuriyet savcısı seokjin'in kardeşi jungkook, ülkenin her yerine uyuşturucu satışı yapan kim namjoon'un kardeşi taehyung'tan nefret ediyordu