3.Sezon 3.Bölüm

545 35 8
                                    

Çektikleri fotoğrafı Çimen'e de gönderdiler. Çimen fotoğrafı gördükten hemen sonra görüntülü aradı. Kıvılcım ve Doğa'dan ilk defa bu kadar uzak kalmışlardı.
"Ooo keyiflere bak ya. Ben de ben yokum diye üzülüyorsunuz sanıyordum. Baya hiç yokluğum bile belli değil."
Çimen evin en küçüğü olduğu için şımartılmak istiyordu biraz. Doğa:
"Aa ablacım olur mu öyle şey çok özledik seni. Nasılsın alıştın mı?"
"Evet evet alıştım çok canayakın insanlar. Buralar çok güzel. Ben de sizi çok özledim. Burda arkadaşlarım var ama yine de aile sıcaklığı yok,anne Ömer abi siz nasılsınız?Bu ne kadar kalabalık ya kaç kişi var orada?"
"İyiyiz kızım. Evet artık kocaman bi aile olduk. Şimdilik 6 kişiyiz."
Ömer gülümsedi Kıvılcım 6 kişiyiz dediğinde.
"Anneciğim 5 kişi gözüküyorsunuz Alev de mi orda yoksa."
"Hayır üvey kardeşim hepimiz de gözüküyoruz şu anda."diyerek Kıvılcım'ın karnını işaret etti. Çimen ilk başta anlamadı. Bu sefer konuşan Ömer oldu.
"Kızım kardeşin oluyor. Kıvılcım hamile."
Çimen oturduğu yataktan kalkıp zıplamaya başladı.
"Neee!Yaaa annecim Ömer abi çok mutlu oldum. Ne zaman öğrendiniz?Kaç haftalık?Cinsiyeti belli mi?Odasını yapmaya başladınız mı?"
Metehan:
"Çimen bi dur kızım ya taramalı tüfek gibi. Sen asıl olayı anlamadın. Bizim pabucumuz dama atılacak haberin yok."
"Oğlum aşk olsun olur mu öyle şey?Hepinizi ayrı ayrı çok seviyoruz. Sadece o en küçük olacağı için biraz daha ilgi görecek. Biz asla çocuklarımız arasında ayrım yapmayız."derken Ömer Çimen'in ağladığını fark etti.
"Canım niye ağlıyorsun?"
"Ya çok mutlu oldum ama şu an yanınızda olmak isterdim. Bak siz hep berabersiniz. Ben burda tek başımayım." Çimen'in söyledikleri hepsini üzmüştü. Ömer'in de gözleri doldu. Sanki kendi canından kendi kanından bir parçaymış gibi seviyordu Doğa ve Çimen'i. Kıvılcım da Metehan'ı aynı şekilde.
Kıvılcım:
"Çimencim biz senin aileniz ve sen hissetsen de hissetmesen de yanında olsak da olamasak da her zaman yanındayız. Bugünlük bu kadar duygusallık yeter. Hem saat de geç oldu Cemre'nin uyuması gerekiyor. İyi geceler kızım öpüyorum seni çok."
"İyi geceler anneciğim ben de sizi çok öpüyorum."diyerek kapattılar telefonu. Ömer çok üzülmüştü Çimen'in dediklerine. Saat epey geç olmuş herkes odalarına çekilmişti. Kıvılcım ve Ömer yatakta sarılarak yatıyorlardı. Ömer:
"Hayatım sen şimdi hamilesin ya uçağa binmende bir sakınca var mı?"
"Yok hayatım daha çok erken doğuma birkaç ay kala yasak. Neden sordun ki?"
"Bugün Çimen ağlayınca çok üzüldüm. Onun yanında olmak istedim. Ne diyorsun gidelim mi hep birlikte sürpriz yaparız."
"Yaa Ömer çok iyi düşünmüşsün gidelim. Ben de her ne kadar belli etmesem de çok özledim. İlk defa bu kadar uzak kaldık birbirimizden."
"Tamam hayatım bugün çarşamba sizin için de uygun olursa cuma yola çıkalım."
"Tamam olur hayatım. Ya ben seni hak edecek ne yaptım diyerek Ömer'in dudağından öptü."
Ömer de karşılık verdi nefessiz kalana kadar öpüştüler.
"Asıl ben sizi hak edecek ne yaptım?Sayende ailemiz yavaş yavaş genişliyor.Kendi krallığımızı kuracağız."
"Ahaha Ömer alemsin ya. Benim çok uykum geldi."
"İyi geceler aşklarım."diyerek önce Kıvılcım'ı sonra eğilerek karnını öptü.
Kıvılcım sabah yine Ömer'in sesiyle uyandı. Ömer bu sabah da bebeğine Paris'te evlendikleri günü anlatıyordu.
"Hayatımın en güzel günlerinden biriydi. Çok büyüleyici bir gündü. Annenizin yüzündeki gülümseme için her şeyimi verirdim. Bu arada ben çok zevkli biriyimdir. Annenize öyle bir gelinlik seçtim ki görenlerin ağzı açık kaldı. En mutlu günüm olmasa onlara yapacağımı bilirdim de. Neyse babacım şiddet çok kötü bir şey. Ben biraz kıskanç biriyim de onun için arada yükseliyorum yoksa pamuk gibi insanım."
"Ömer ne anlatıyorsun yine?"
"Günaydın ballı lokmam. Bugünkü hikaye saatimizi de tamamladık. Yarın ne anlatsam acaba?Hayatım tavla mı öğretsem şimdiden?Ama anneleri kadar iyi oynarlar mı bilmiyorum?"
Kıvılcım yanındaki yastığı alıp Ömer'e doğru attı.
"Sen artık çok zor görürsün tavlayı."
"Aşkım neden öyle diyorsun?Zeka oyunu bu. Sen ne anladın bilemem ama."
"Ömer sabah sabah beni delirtme."
"Tamam hayatım tamam. Bu arada uçak biletlerimizi ayarladım. Cemre'nin düzeni bozulmasın diye onun uyumadığı saate denk getirdim."
"Hayatım sen ne kadar düşüncelisin?Cemre'ye bile böyle ilgiliyken bizimki doğunca beni unutmazsın inşallah."
"Ben seni nasıl unutabilirim ki?Ben seni şu an bile özledim mesela."dedikten sonra gelen sesi duydular.
"Kıvılcım ablaa,babaa ve minik kardeşim kahvaltı hazıııırr."
Bugün kahvaltı Metehan'a kalmıştı.İlk denemesine rağmen gayet güzel iş çıkarmıştı.Kendi çok şey hazırlayamamıştı ama Kıvılcım'ın en sevdiği sıcacık börek ve poğaçalardan almıştı.
Kıvılcım masaya oturmadan Metehan'a sarıldı.Metehan anne sevgisinden biraz mahrum kalmıştı.Kıvılcım annesinin yerini tutamayacağını biliyordu ama yine de eksikliğini hissettirmemeye çalışıyordu.
"Oğlum canım benim ellerine sağlık.Keşke biraz babana da öğretsen."
"Afiyet olsun Kıvılcım ablam.Babam senin yanından ayrılmıyor ki hiç ne ara öğreteyim?Baksana kaç gündür şirkete bile gitmiyor."
"Evet Ömer abi sen bayağıdır evdesin.Hiç sıkılmıyorsun da."
"Kızım evdeyim de ailemle birlikteyim neden sıkılayım ben sizi bir gün görmediğimde çok özlüyorum.Ha bu arada söylemeyi unuttum.Bavullar pasaportlar hazırlansın.Yarın İtalya'ya uçuyoruz."
"Baba nerden çıktı bu şimdi birden?"
"E oğlum benim bir kızım daha var ve ben onu özledim.Gidip sürpriz yapalım dedik."
Doğa ayağa kalkarak Ömer'e sarıldıç.Gözleri dolmuştu.
"Ömer abi ben çok teşekkür ederim.Bize kol kanat gerdiğin için.Az çok biliyorsun ki Çimen ve ben baba sevgisinin ne olduğunu çok bilmiyoruz.Ama sayende o kadar mutlu oluyoruz ki.İyi ki annemle birbirinizi bulup evlenmişsiniz."
"Doğacım canımın canı teşekkür etmene gerek yok."
"Ya hadi ama benim biricik oğlum güzel bir masa hazırlamış,erkenden gidip en sevdiğim poğaçalardan almış.Ve ben çok acıktım.Metehan inşallah bunlar kardeşine özel değilidir her zaman istiyorum haberin olsun."
"Metehan karımı duydun.Bundan sonra her sabah kahvaltı sende."
"Tamamdır anlaştık."
"Baba bu arada sabah Abdullah amcam aradı beni sana bayağıdır ulaşamıyormuş.Çok önemli bir iş varmış onun toplantısına senin girmen gerekiyormuş."
"Metehan amcanı ara ve tüm hisselerimi alıp kendi şirketimi kuracağımı söyle.Artık o şirkette yokum.Kendi ailemle kendi aile şirketimi kuracağım."
"Nasıl yani baba?"
"Oğlum ne diyorsam onu yap sen zamanı geldiğinde konuşuruz şimdi güzelce kahvaltımızı yapıp tatilimiz için alışverişe gidelim.Hayatım uyar mı sana?"
Kıvılcım o kadar iştahlı yiyordu ki sadece kafasını salladı.
Kahvaltıdan sonra Kıvılcım Ömer'in arabasıyla Doğa da Metehanla birlikte alışveriş merkezine gittiler.Ömer Kıvılcım'ın Kıvılcım da Ömer'e kıyafet seçti.Ömer deneme kabinine girdiğinde girdiğinde geldiklerinden beri gözünü Ömer'den ayırmayan çalışan kız Kıvılcım'ın yanına gelerek:
"Siz isterseniz kendinize bir şeyler bakın ben Ömer beye yardımcı olurum."
"Çok düşüncelisin canım ama kocam benden başka kimsenin yardımını istemez. Bence sen de burada bizi bekleme. Çünkü bizim işimiz çok sürer daha o gözlerini kocamın üstünden alıp git yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."
"Anladım hanımefendi."
Ömer kabinden Kıvılcım'ın bütün söylediklerini duymuş ve çok mutlu olmuştu."
"Karıma bak be nasıl da aslan kesildi. Ömer çok şanslısın oğlum ama keşke biraz daha erken davransaydın da şöyle 20'li yaşlarda bulsaydın Kıvılcım'ı."diyerek kendi kendine konuştu. Kabinden çıktığında Kıvılcım gözlerini kocasından alamadı. Çok yakışıklı ve karizmatik olmuştu kocası. Ama onun böyle giymesinden çok hoşlanmıyordu. Çünkü herkes Ömer'e bakıyordu. Kıvılcım her ne kadar dominant biri olsa da ailesini kimseyle paylaşmazdı.
"Nasıl olmuşum hayatım?"
"Olmamış Ömer beğenmedim. Neyse hadi diğer seçtiklerimizi alalım da çıkalım artık yoruldum ben."
Ömer anlamıştı Kıvılcım'ın kıskandığını hemen üstünü değiştirip mağazadan çıktılar. Bebek mağazası görünce Ömer birden heyecanlandı.
"E aşkım seni giydirdik beni de giydirdik. Sıra bebeğimizde.Gel hadi."
"Ömer hayatım heyecanını anlıyorum ama bence böyle şeyler için çok acele etmeyelim. Sen de duydun ki bu riskli bir gebelik."
"Şştt Kıvılcım öyle şeyler söyleme evrene pozitif mesaj gönder ki pozitif şeyler olsun. Şimdi gidiyoruz ve bebeğimize kıyafet alıyoruz."
Kıvılcım Ömer'i vazgeçiremeyeceğini anlayınca girdiler mağazaya. Ömer sanki doğuma birkaç ay kalmış gibi emzikten bebek bezine kıyafetten çoraba her şeyden alıyordu. Kıvılcım onu durduramıyordu sadece hevesini kırmamaya çalışıyordu. Ömer artık dozu kaçırmış olacak ki
"Ömer hayatım bence şimdilik bu kadar yeter yoksa 6-7 aya kadar bunların modası geçer. Bebeğimiz en güzelini giyinmeli değil mi?" dediğinde Ömer durdu sonunda.
"Tamam hayatım bunları ödeyelim eve gönderirler biz boşuna taşımayalım."
Metehan ve Doğa'ya işlerini bitirip eve geçeceklerini haber verdiler.Eve vardıklarında Kıvılcım çok yorulmuştu. Üstünü değiştirip kendini yatağa attı. Ömer de hemen karısının yanına uzandı,boynuna gömülüp kokusunu içine çekti.
"İşte şimdi tüm yorgunluğun gitti. Karım yanımda çocuğum yanımda daha ne isterim?"
"Ömer sana bir şey soracağım ama sakin sakin konuşacağız."
"Tabi hayatım ben seninle sadece tavla oynarken sakin olamıyorum."
"Bak ya. Neyse. Sabah Metehan'a söylediklerin takıldı aklıma. Ne olursa olsun o senin abin. Onlar da senin ailen. Biraz fazla mı tepki gösteriyorsun. Bu zamana kadar onları hep el üstünde tuttun. En zor zamanlarında yanlarında sen vardın. O şirket senin sayende ayakta kalıyor. Kısacası sen onlar için olmazsa olmaz gibisin. Onları tabi ki haklı görmüyorum ama.."
"Bak şimdi hayatım. Ben onlar için çok şey yaptım. Bu zamana kadar hep onlar için yaşadım. Ben seninle tanıştığımda başka biri olduğumu,başka bir hayatım olduğunu anladım. En zor zamanlarında hep yanlarındaydım. Çoğu zaman kendimden vazgeçtim onlar için. Ama bu kadarı fazla artık. Onlar bana inanmadılar güvenmediler. Ömer öyle şey yapmaz bile diyemediler. Ben bu zamana kadar çok alttan aldım onları artık sıra onlarda. Bunu onları cezalandırmak için söylemiyorum ama benim artık başka bir ailem var ve ben ömrümün geri kalanını mutlu olduğum yerde geçirmek istiyorum. Ben karıma çocuklarıma söz gelsin istemiyorum. Onlardan biri yüzünden tadımız kaçsın istemiyorum. İnan ki ben böyle çok mutluyum. Varsın bana hanımcı desinler kılıbık desinler. Karısı için kendi ailesinden vazgeçti onları yok saydı desinler. Hiçbiri umrumda değil. Ben artık kendi hayatımı yaşamak istiyorum."
"Haklısın hayatım tamam. Bu konuyu burda kapatıyorum o zaman. Şimdi kalkalım bavullarımızı hazırlayalım sonra çocuklar gelene kadar yemek yaparız onlara."
"Emir anlaşıldı hayatım.Ama önce öpücük ve enerji depolamak lazım çok yorulacağız şimdi bavul yemek yarın yolculuk derken. Sen yorgun Ömer'den hiç hoşlanmazsın bence. Çünkü ben fe hoşlanmıyorum. Hiç çekilmiyor biliyor musun?"
"Bak seeeen demek öyle."diyerek Ömer'in üstüne çıkıp dudaklarına yapıştı Kıvılcım.
Ömer ilk hamle Kıvılcım'dan gelince hemen kendini kaybediyordu.Öpüşmeleri derinleşmeye başladıkça Ömer'in elleri Kıvılcım'ın vücudunda çoktan keşfe çıkmıştı. İlk ayrılan Kıvılcım olmuştu. Ömer'in kucağına oturup önce kendi üzerini sonra da kocasının üstünü çıkardı. Ömer'in göğsüne öpücükler kondurdu. Bu sefer bütün kontrol Kıvılcım'daydı. Birkaç kez Ömer'in dudaklarına yaklaştı öpecek gibi yapıp geri çekildi. Ömer delirecek gibi oldu. Kıvılcım'ın bu halleri Ömer'i daha delirtiyor,dayanılmaz hale getiriyordu.Bir hışımla Kıvılcım'ı altına aldı.
"Kıvılcım hanım kusura bakmayın ama beni siz delirttiniz olacaklardan sorumlu değilim."dedikten sonra Kıvılcım'ın karnına eğildi."Canlarım şimdi annenize minik bir iğne yapacağım bir şeyler duyabilirsiniz ama sakın korkmayın tamam mı?"
Ömer önce Kıvılcım'ın sütyenini çıkardı. Kıvılcım'ın göğüslerini görmek bile onu baştan çıkarmaya yetiyordu. Kıvılcım ellerini başının üstüne alınca göğüsleri daha da dolgun gözüktü. Ömer dayanamadı artık ıslak ıslak öpücükler bırakmaya başlayarak aşağı doğru indi. Kıvılcım'ın çok zevk aldığı çıkardığı seslerden belliydi. Aşağı doğru indiğinde bilerek Kıvılcım'ın içine girmedi.
"Ömer hadi artık dayanamıyorum."
"Kıvılcım hanım siz öper gibi yapıp çekilirken iyiydi."
Ömer daha fazla dayanamadı. Eliyle dokunduğunda Kıvılcım'ın fazlasıyla hazır olduğunu anladı yavaşça içine girdi. Biraz bekledikten sonra gelgit yapmaya başladı.İkisi de zevk aldıklarında bıraktılar. Ömer karısını çok yormak istemiyordu. Kıvılcım o kadar yorulmuştu ki bir süre sonra Ömer'in göğsünde uyuyakaldı. Ömer Kıvılcım'ı kaldırmak istemedi. Ne bavul hazırlayabilmişler ne de yemek yapabilmişlerdi. Doğa ve Metehan da gelmemişti henüz. Kıvılcım'la Ömer geleli neredeyse 3 saat olmuştu. Ömer merak edip aradı Metehan'ı.
"Oğlum nerde kaldınız?"
"Ya baba sorma Cemre'ye çok güzel bir elbise beğendim ben o da baktığımız mağazada bedeni yoktu. Diğer mağazalara baktık da şimdi geliyoruz."
"Tamam oğlum gelirken Kıvılcım'ın sevdiği yerden yemek alıp gelin bari."
"Baba kaç saattir evdesiniz ben yemek yapmışsınızdır diye düşünüyorum. Ne yaptınız bu saate kadar?"
"Sana ne Metehan ben mi senin babanım sen mi benim babamsın hadi oyalanmayın"
"Tamam geldik geldik."
"Valla Doğa abla bu çocuk işi beni sinirlendiriyor şuna bak ya daha şimdiden tahtımıza oturdu."
"Ahaha Metehan çok komiksin gerçekten. Ömer abi nasıl heyecanlı ya nasıl seviniyor.Çok mutlu oluyorum onları böyle gördükçe.İkisi de çok hak etti mutluluğu."
"Evet evet şaka bir yana gerçekten çok yakışıyorlar birbirlerine Allah daim etsin inşallah."
Kıvılcım uyurken Ömer bir yandan da yeni aldıkları kıyafetlerin etiketlerini çıkarıp makineye attı. Ömer sağlık konusunda çok tedirgindi kendi hastalığını geçirdiğinden beri. Şimdi karısı hamileydi onun için daha çok dikkat etmeliydi. Bu sırada Kıvılcım da uyanmış duşunu almış saçını kurulurken Ömer geldi.
"Aşklarım uyanmış.Hayatım ben de bir duş alayım sen uyuyorsun diye almadım."
"Of Ömer of senin yüzünden ne bavul hazırlayabildik ne de çocuklara yemek yapabildik."
"Hayatım ben hallettim o işleri. Sen hiç merak etme. Yeni aldığımız kıyafetleri yıkadım kuruttum bavula yerleştirdim. Ayrıca senin için birkaç gecelik de aldım. Şimdi yatarken rahat et diye ama makyaj malzemelerine dokunmadım. Onları sen ayarlarsın. Ha bu arada yemek işi de Metehan'la Doğa'da."
"Ömer aklın fikrin gecelikte. Sanki gecelik olmayınca rahat duruyorsun."
"Evet hayatım duramıyorum ama gecelik olunca çılgına dönüyorum."
"Tamam Ömer hadi duşunu al."
Ömer duşunu alırken Kıvılcım da makyaj malzemelerini pasaportlarını ayarladı. Sabaha hiçbir iş kalsın istemedi. O sırada Doğa ve Metehan geldi. Kıvılcım Ömer'i çağırmak için odaya girdiğinde Ömer'i bugün aldıkları bebek kıyafetlerini severken buldu."Ya minnacık bunlar nasıl sığacaklar bunlara ya. Çok mu küçük aldık acaba. Saçmalama Ömer ya ne küçüğü bebek kıyafeti işte. Allah'ım sağlıkla sıhhatle doğsunlar da. Karımı çocuklarımı bana bağışla. Şimdiden onlar sayesinde ayakta duruyorum. Karım ve çocuklarım benim tek dayanağım. Onları benden beni de onlardan ayırma Allahım. Üstümüzden her türlü kötülüğü kötü insanları al yarabbim."
Ömer böyle konuşurken Kıvılcım içeri girdiğini belli etti. "Hayatım."
"Canım sen burda mıydın?Evet seni çağırmaya gelmiştim.Söylediklerini duydum. Bir daha asla ayrılmak yok hayatım merak etme."
"Kıvılcım benim içimde bir his var sanki bebeğimiz değil de bebeklerimiz olacak gibi baksana hep elimde olmadan çoğul konuşuyorum."
"Ömer eğer öyle bir şey olsaydı ultrasonda gözükürdü hayatım. Gel hadi çocuklar çok acıkmış seni bekliyoruz."
"Tamam gidelim hadi."
Ömer salona ilk girdiğinde Cemre'nin yanına gitti hemen en son sabah kahvaltıda görmüştü. Çok özlemişti hemen ellerini tuttu mis kokusunu içine çekti.
"Baba biz de buradayız hoşbulduk iyiyiz sen nasılsın?"
"Metehan oğlum nerden geldin sanki sen de bi ilgi manyağı oldun bu ara. Hayırdır sanki sen hamilesin."
"Ömer!Uğraşma oğlumla. Gelene hoşgeldin denir tabi ki."
"Kıvılcım abla sen de olmasan hayalet sanacağım kendimi."
Yemeklerini yedikten sonra Doğa Cemre'yi Ömer'le Kıvılcım'a bırakıp yarın için bavulunu hazırlamaya gitti. Metehan da aynı şekilde odasına çekilmişti. Kıvılcım mutfakta Ömer'le kendisine çay yaparken Ömer de Cemre'yle ilgileniyordu.Kıvılcım içeri girdiğinde Ömer Cemre'ye ninni söyleyerek uyutmuştu. Kocasının yanına oturdu. Başını omzuna koydu.
"Ömer biliyor musun seni ilk tanıdığımda keşke çocuklarımın babası Ömer olsaydı demiştim. Doğa ve Çimen'in senin gibi bir babası olsaydı şimdi baba sevgisini baba şefkatini biliyor olurlardı. Ve şimdi hayallerim gerçek oluyor. Gerçekten babası senin olacağın bir çocuğum olacak ve bu çok güzel bir şey.Ben inanıyorum ki sen dünyanın en iyi en süper babası olacaksın. Bebeğimiz şimdiden bile çok seviyor seni bence. O dünyanın en şanslı bebeği çünkü ailesi biziz."
Ömer çok duygulanmıştı. Gözyaşı Kıvılcım'ın saçlarına düştüğünde Kıvılcım kafasını kaldırdı.
"Hayatım sen de iyice sulugöz oldun ama kim hamile belli değil."
"Kıvılcım ben seninleyim diye dünyanın en şanslı adamı sanıyordum kendimi. Şimdi senden bir çocuğum olacak ve ben buna söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bu çok mucizevi bir şey. Meleğimiz bizi seçti iyi ki de seçti."
Doğa girdi odaya. Cemre'nin uyumuş olduğunu görünce onu yatağına yatırdı. Kıvılcım ve Ömer de odalarına geçmişlerdi sabah erken kalkacaklardı. Birbirlerine sarılarak uyudular.
Sabah olduğunda herkes çok telaşlıydı. Metehan tüm işini sonra bırakmış,Kıvılcım'la birlikte bavul hazırlıyor. Doğa Cemre'nin üstünü giydiriyor. Ömer ise Kıvılcım uçakta aç kalmasın diye yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Nihayet hepsi hazır olduklarında yola çıktılar. Havaalanına tam zamanında yetişmişlerdi. Uçağa bindiklerinde Kıvılcım tir tir titriyordu. Kıvılcım'ın uçak korkusu vardı. Ne kadar binmiş olursa olsun bu korku kaybolmuyordu hiçbir zaman. Ömer de bunu biliyordu tabii ki ve planı da vardı. Önce Kıvılcım'ın ellerini tuttu. Kıvılcım böyle bile kendini güvende hissetti. Sonra Kıvılcım'a kulaklık uzattı. Kıvılcım ilk Ömer'in ne yapmaya çalıştığını anlayamadı. Kıvılcım kulaklığı taktığında kulaklarında o eşsiz melodiyi işitti. Bu bebeklerinin kalp atışıydı. Bu sırada uçak kalktı. Kıvılcım uçağın kalktığını hiç fark etmemişti bile. Sonra da yolculuk boyunca uyudu. Tabi Ömer arada uyandırıp bir şeyler yediriyordu Kıvılcım'a. Çok yorgun düşüyordu bu aralar. İtalya'ya indiklerinde ilk önce otele vardılar. Ömer çok güzel bir yer ayarlamıştı. Şehrin tam göbeğinde. Odalarına çıkıp yerleştirdikten sonra aşağıya yemek için indiler. Öyle güzel bir aileydiler ki bakan herkes dönüp bir daha bakıyordu..

Mutlu SonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin