3.Sezon 5.Bölüm

484 40 12
                                    

Ömer Kıvılcım'ın çığlıklarıyla uyandı hemen yataktaki kanı görünce yüzü bembeyaz oldu.
Eli ayağı birbirine dolandı. Güçlükle konuştu:
"Kıvılcım.."
Kıvılcım ağlayarak cevap verdi:
"Ömer kanamam var Ömer bir şey oldu kesin Ömer çok korkuyorum."
Ömer bu sefer soğukkanlı olmaya çalıştı. Kıvılcım çok korkmuştu.Onu daha da korkutmak istemiyordu.
"Hayır hayatım hayır hiçbir şey olmadı şimdi hemen hastaneye gidiyoruz."
Kıvılcım'ı yataktan kaldırdı hemen. Kıvılcım'ın üstünü değiştirdi. Yataktaki kanı gördükçe içi çekiliyordu. Ama Kıvılcım'a da bir şey belli etmek istemiyordu. Kıvılcım'ı giydirdikten sonra kendi de eline ne geçtiyse giyindi hemen. Kıvılcım'ı kucağına aldı. Seslere Metehan ve Doğa da uyanmıştı.
"Anne!"
"Baba noldu Kıvılcım ablaya."
"Kıvılcım'ın kanaması var hemen hastaneye gidiyoruz sen önden git hemen arabayı kapının önüne getir. Doğa kızım sen Cemre'yle evde kal merak etme sık sık arayacağım ben seni."
"Tamam Ömer abi tamam."
Ömer Kıvılcım'ı indirdiğinde Metehan arabayı getirmişti. Ömer arka koltuğa önce Kıvılcım'ı yerleştirdi sonra kendi geçti başını dizlerinin üstüne aldı. Kıvılcım:
"Ömer bir şey olmasın onlara nolur. Koruyamadım onları hepsi benim yüzümden."
"Hayatım olur mu öyle şey. Sen dünyanın en iyi annesisin. Kendini suçlama. Ben inanıyorum hiçbir şey olmayacak bebeklerimize. Sen de pozitif düşünmeye çalış."
Ömer bunları çok zor söyledi. Çünkü kendisi de çok korkmuştu. Neden hep mutlu olduğu şeylerle sınanıyordu?
Hastaneye vardılar. Ömer yolda Kıvılcım'ın doktorunu arayıp durumdan haberdar etmişti. Kıvılcım'ı içeri aldılar. Ömer ve Metehan kapıda bekliyordu. Artık Ömer kendini bıraktı yere çöktü hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. "Allahım nolur karımı ve çocuklarımı bana bağışla. Onlara yeni kavuşmuşken kaybedemem onları. Onlar olmadan ben yaşayamam Allahım."
Metehan babasını teselli etmeye çalıştı:
"Baba hiçbir şey olmayacak onlara. Onlar Kıvılcım ve Ömer Ünal'ın çocukları. Vazgeçerler mi hemen ya. İçini ferah tut.Hep beraber çıkacağız burdan."
"Oğlum bizim mutluluğumuz niye hep kısa sürüyor?Neden tam mutluyuz derken bir şey oluyor?Ben çok yoruldum artık diken üstünde yaşamaktan."
Doktor çıktı içeriden. Ömer zorla kalktı yerden:
"Doktor hanım iyiler mi?"
"Kanamayı durdurduk Ömer bey. Şu an üçü de gayet iyi son birkaç tetkik kaldı. Onları tamamlayınca konuşsak daha iyi."
"Görebilir miyim peki?"
"Tabi Kıvılcım hanım kendine geldi zaten ama biraz ilaçların etkisi var. Çok fazla yormayalım."
Ömer Kıvılcım'ın odasına girmeden önce gözyaşlarını sildi. Elini yüzünü yıkadı. Karısının karşısında güçlü olması gerekiyordu. İçeri girdi:
"Aşkım nasılsın?"
"Ömer ben iyiyim bebeklerim nasıl?Bana bir şey söylemediler."
"Doktorla konuştum hayatım şu an üçünüz de gayet iyisiniz son birkaç kontrol kalmış onları da yapınca anlayacağız kanamanın nedenini sen nasıl hissediyorsan ağrın falan var mı?"
"Ömer yok ama çok korkuyorum ya onları koruyamazsam?"
"Korkma hayatım sen dünyanın en güçlü annesisin. Hiçbir şey olmayacak sağ Salim çıkacağız buradan evimize gideceğiz."
Tam o sırada doktor geldi.
"Öncelikle tekrar geçmiş olsun.Gözümüzden bir şey kaçmaması için detaylı olarak ultrason görüntülerini inceledik. Şu an her şey yolunda. Bebeklerimiz biraz korkuttu ama şu an endişelenecek bir durum yok. Keyifleri de gayet yerinde."
"Peki doktor hanım neden olmuş kanama?"
"Ömer bey ikiz gebeliklerde bebekler rahmin içine yerleşirken böyle durumlarla karşılaşıyoruz çok normal bu.Annemiz kendini iyi hissediyorsa çıkabilirsiniz. Tekrardan geçmiş olsun."
"Teşekkürler doktor hanım."
"Kıvılcım hayatım duydun doktoru kötü bir şey yok. Bebeklerimiz bize küçük bir şaka yaptılar sadece. Harap ettin kendini güzelim. İyiysen çıkalım artık."
"Çıkalım canım çıkalım."
Ömer Kıvılcım Metehan hastaneden çıkıp eve doğru gittiler.
"Ömer Doğa'ya haber verdin mi merak etmiştir o şimdi."
"Evet hayatım konuştuk merak etme."
"Kıvılcım abla korktuk vallahi. Bizimkiler şimdiden yaramazlığa başladı valla işimiz zor."
"Valla haklısın oğlum."
Eve vardıklarına Kıvılcım duş almak için banyoya girdi. Ömer de bu sırada çarşafları değiştirdi. Yine de Kıvılcım görsün istemedi. Kıvılcım banyodan çıktığında hemen kocasının kollarına attı kendini.Ömer de sıkıca sarmaladı karısını. Yeniden kaybetme duygusuyla yüzleşmişlerdi.
Sabah olduğunda kahvaltı masasında toplandılar yine.
"Çocuklar biz bugün Kıvılcım'la ev bakmaya gidiyoruz. Eğer gecikirsek merak etmeyin."
"Tamam Ömer abi. Ben de Fatihler'e gideceğim araya olaylar girince Cemre'yi göremediler."
"Tamam kızım. Metehan'la birlikte gidip gelin. O dengesizlerin de lafı sözü bitmez. Hiçbirine aldırış etme."
"Zaten Cemre'yi bıraktıktan sonra Metehan'la halletmemiz gerekenler var. Sonra da Cemre'yi alıp geliriz."
"Tamam kızım akşam görüşürüz.Hayatım biz de çıkalım mı hazırsan?"
"Olur canım çantamı alıp geliyorum."
Kıvılcım'la Ömer önce Ömer'in seçtiği villayı gezmeye karar verdiler. Tek tek odaları seçtiler. Çok güzel manzarası olan bir villaydı. Ömer şimdiden bebek odalarını bile seçmişti.
"Kıvılcım,canım diyorum ki bebek odasının birisi şurası diğeri de onun yanı olsun. Bak bizim odamız da burası olur bize de yakın olurlar."
"Tamam hayatım olur çok güzel düşünmüşsün."
"Bak bura da Cemre'nin odası. Doğa Sönmez anne gelene kadar bizde kalacağını söyledi ama yine de değişiklik isterse gelip kalır. Ayrıca kocaman evde torunumun da odası olacak tabii."
Diğer odaları da gezdikten sonra bahçeye çıktılar:
"Ömer burası harika. Bayıldım. Baksana bahçesi de kocaman."
"Evet hayatım ben de biliyordum burayı çok seveceğini. Onun için burdan başlamak istedim. Ama daha çok yer gezeceğiz hemen karar vermeyelim istersen."
"Ömer bence daha fazla yormayalım kendimizi. Ben buraya bayıldım. Senin için de tamamsa burası olsun bence."
"Tamam hayatım nasıl istersen."

Mutlu SonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin