4- Jeongin'in doğum günü!

10 2 4
                                    

Hyunjin

Yaklaşık aradan bir ay geçmiş, okulların kapanmasına az kalmıştı. Jeongin'le devamsızlık hakkımız olduğu için okula gitmiyor, neredeyse her gün beraber vakit geçiriyor iyice birbirimizi tanıyorduk, fazlasıyla aramız iyiydi.

Geçen ay arkadaşı Felix'ten doğum gününü duymuştum, doğum gününü bilmediğimi sanıyordu ama ben sürpriz yapmak istiyordum o yüzden hiç belli etmeden bugün onu en eğlenceli gününü geçirmesi için elimden geleni yapacaktım.

Bugün piknik yapmaya karar vermiştik. Dün özenle ona en iyi yaptığım tatlılardan yapmış, marketten en sevdiği içeceği -yani mangolu ice tea- ve tabii ki de bu mevsimde bile sırf o sevdiği için portakal bulmuştum.

Her şeyi sabah güzelce sepete yerleştirmiş, unuttuğum bir şey var mı diye kontrol etmiştim. Eksiksiz olduğuna emin olduktan sonra hızlıca hazırlanmış, hazır olduğumda Jeongin'e mesaj atmıştım.

Hyunjin: UMARIM BUGUN DE GEÇ KALMAK GİBİ BİR PLANIN YOKTUR JEONGİN

Jeongin:
VALLA
GEÇ KALMAM
HEMEN HAZIRLANIYORUM
SEN ÇIK İSTERSEN

Hyunjin:
Tamam balım geliyorum ama eğer her gün ki gibi bugün de beklersem valla küserim.

Jeongin:
HAYİR KUSME VALLA SOZ CANİM BENİM GEL HADİ

Hyunjin:
Çıktım bile 🙏🏼

Hyunjin

Hazırladığım sepeti motorsikletin çantasına yerleştirmiş, kaskı taktıktan sonra motoru çalıştırmış Jeongin'in evine gidiyordum. Yaklaşık 10 dakikaya evine varmış, ve cidden söz verdiği gibi beni kapıda bekliyordu. Kaskımı çıkardıktan sonra yanına gitmiş, artık rutin haline gelmişti sarılmamız sıkıca sarılmıştım.

Jeongin dışında başkası motora binmediği için ona özel kaskı vardı. Benim kaskım kırmızı yanında kiraz vardı Jeonginin'se kaskı turuncu ve yanında portakal vardı kasklarımız çok tatlı duruyordu. Jeongin benden küçük olduğu için daha motor ehliyeti yoktu, yarından sonra büyük ihtimal yapacağı ilk iş motor almak olur fazlasıyla seviyordu motorları.

Motorda arkama oturmuş, sıkıca belime sarılmıştı. Hızlandıkça daha da sıkı tutunmasını söylemiş ama beni dinlemiyordu bile. Yarım saat süren yolun ardından çoğu kişinin bilmediği ama çok güzel deniz ve yeşilliklerin olduğu piknik yerine gelmiştik. Motoru park ettikten sonra çantasından hazırladıklarımızı almış, ilk önce örtüyü serdikten sonra sepeti boşaltıyorduk. Portakalı görünce resmen gözleri ışıldamıştı. Benden daha fazla seviyordu portakalı.

Sohbet ederek atıştırmalıklarımızdan yiyor, hayallerimizi konuşuyorduk. Bir dakika onu beklememi söylemiş, ve orada bir satıcı görmüş ve voleybol topu almıştı. Heyecanlı bir şekilde "Hadi Hyunjin bana sözün vardı voleybol oynayalım!" Demişti. Voleybol oynarken arada top çok uzaklara gidiyor "kolsuz musun?" Diye bana kızıyordu. Topu öyle bir atmıştı ki top denizin ortasına gitmişti.

Topu almak için denizin oraya gitmiştim, ben suya girerken o beni bekliyordu. Topu aldıktan sonra gülümsemiş ve onu elinden tutarak denize sürüklemiştim. Top nasıl olsa fazla gitmez diye düşünerek suda bırakmıştım. Jeongin'in beline sarılmış, suya dalmıştık beraber. Sudan çıktıktan sonra saçlarımı geriye doğru atmış, onunda önüne gelen kahküllerini düzeltmiştim. Beraber suda eğlenirken fark etmediğimiz şey artık bir voleybol topumuz yoktu, çoktan akıntıya kapılıp gitmişti. Bunu fark ettiğinde bana sahte bir şekilde kızmış kafamı suya bastırmıştı.

Yorgun ama çok eğlenceli şekilde bir piknik yapmıştık. Artık saat akşamüstü olmuş, eve gitmemiz lazımdı.Kesinlikle tekrarlamak için ondan söz almış, kuruduktan sonra motora binip evlere dağılmıştık.

Evine bıraktığımda sıkıca sarılmış, "Çok eğlendim kesinlikle tekrar yapalım teşekkürlerr" demiştim. "Ben de çok eğlendim Hyunjin asıl ben teşekkür ederimm" demişti. Eve girdiğinde ben eve gitmek yerine gece için hazırlık yapıyordum. Bir çiçekçiye gitmiş, ona lavanta buketi yaptırmıştım. Lavantaları da en az portakallar kadar çok seviyordu. Sonrasında pasta malzemeleri almış, eve gelmiştim.

Hazır bir pasta yerine onun zamanında bana mesaj olarak attığı "Hyunjin bak isimlerimiz birleşince böyle pasta oluyormuş çok tatlı değil mi?" Dediği pastayı kendim yapacaktım. Elimden geldiğince pastayı benzetmeye çalışıyor, beğenmesi için en ince detaylarına kadar düşünüyordum. Yaptığım pastaya şaheser gözüyle bakıyor dikkatlice dolaba koymuştum. Saatin 12 olmasına az bir zaman kalmış, üstümü giyindikten  sonra lavanta buketimi, ona hazırladığım özel hediye kutusunu -içinde en sevdiği şarkıcı Conan Gray'in albümü ve bizi hatırlatan bir sürü şey vardı.- ve yaptığım pastayla kapısına gelmiştim.

Annesinin haberi vardı o yüzden kapıyı Jeongin açacaktı. Pastayı koyduğum kutudan sessizce çıkarmış, mumları ya yakmıştım. Saat artık tam 12 oluyordu ve heyecanlandığım için büyük bir nefes aldıktan sonra zile basmıştım. Kapıyı açtığında gözlerini ovuşturuyordu, galiba onu uyandırmıştım. Beni görünce ve elimdeki pastayı görünce gözleri fal taşı gibi açılmış ve annesiyle beraber "iyi ki doğdun Jeongin!" diyerek ritim tutturmuştuk. Dileğini tuttuktan sonra mumları üflemiş, annesi pastayı aldıktan sonra içeri gitmişti ve ben de Jeongin'e sıkıca sarılmıştım.

"İyi ki doğdun balım, nice beraber mutlu yaşlara!"

"İyi ki varsın Hyunjin her şey için çok teşekkür ederimm."

"Daha bitmedi ama bakalım sürprizimi beğenecek misin?"

Kollarımı ondan ayırdıktan sonra buketi ve hediyeyi ona uzatmıştım. Lavantayı görünce çok sevinmiş, ve hediyeyi açtığında Conan albümünü görünce gözleri ışıldamıştı. Şu an sevinmesiyle, pijamasıyla, her şeyiyle çok sevimli gözüküyordu. Kesinlikle Jeongin'e aşık olduğumu ilk burda fark etmiştim, küçük bir hoşlantı değildi.

Hafif gözleri dolmuş bir şekilde bana daha sıkı sarılmıştı. Her şey için tekrar tekrar teşekkür etmiş, ve annesi beni de içeri davet etmişti. Jeongin'in yanına oturmuş yaptığım pastayı yiyorduk beraber.

"Jeongin pastayı hatırladın mı birkaç gün önce atmıştın bizim pastamız diye, nasıl olmuş beğendin mi benzemiş mi ona?"

"Çooook güzel olmuş aşırı beğendim ellerine sağlık, ama hiç beklemiyordum bırak bu pastayı yapmanı doğum günümü bildiğini bile düşünmüyordum."

"Bu daha hiçbir şey aslında umarım bundan sonra hep beraber kutlarız doğum gününü daha da güzel bir şekilde"

Bunu dedikten sonra omzuma yaslanmış
Elimi elinin üzerine koymuştu.

"İyi ki varsın seni seviyorum Hyunjin."

Kalp atışım hızlanmıştı dediğiyle, sıkıca elini tutmuş gözünün içine bakmıştım.

"Ben de seni seviyorum Jeongin, hem de düşündüğünden daha çok..."


EYVAH TAM BURDA BİTSİN İŞTE
NEYSE BU BÖLÜMÜN ASIL KAHRANI BENİM JEONGİN'İM İYİ Kİ DOĞDUN SENİ ÇOOOOK SEVİYORUM BALIM NİCE BERABER YAŞLARA 💗💝💖💓

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Looalike||HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin