1. Bölüm:Hastane

77 3 0
                                    

"Alev" başımda bana seslenen kıza bakmaya başladım ve 

"Efendim" dedim.

"Müdür seni çağırıyor" dedi "Müdür mü?"sesim istemsizce titremişti.

En büyük korkumdu yetimhane müdürü. Çocukluğumun katiliydi o.

"Neden, n'oldu?" dedim."Bilmiyorum hadi kalk" diye cevapladı. "Tamam" diyip müdürün odasına gitmeye başladım. Müdürün odasına varınca kapıyı tıklatıp beklemeye başladım.

İçeriden gelen gir komutu ile içeri girdim.

"Beni çağırmışsınız" dedim.

"Evet hazırlan Özel Özdemir Hastanesi'ne gidiyoruz." dedi.

"Neden?" diyerek cevapladım.

"Çok soru soruyorsun çocuk. Hastanede anlatırlar,senin için ağzımı yoramam. Çabuk hazırlan 5 dakika içinde hazır ol. Hazır olmazsan olacakları en iyi sen biliyorsun" diyip önündeki dosyalara bakmaya devam etti.

Bende ona söve söve odama gidip üzerimi değiştirdim  ve müdürü beklemeye başladım.





Nihayet hastaneye gelmiştik. Müdür neden geldiğimizi hala  söylememişti. Bir odaya girdiğimizde, içinde 30'un sonlarında gösteren bir adam, bir kadın ve benim yaşlarımda bir kız vardı. Kadın benim yaşlı halim gibiydi.Onlar beni, ben onları inceliyordum.

Kadının saçları benim gibi kırmızı-turuncu arası bir tondaydı. Gözleri yine benim gözlerim gibi yeşil; kirpikleri uzundu. Dudaklarına sürdüğü kırmızı rujla beraber çok güzel görünüyordu. Mavi bol bir pantolon ve beyaz bir crop giymişti.

Beni andırıyordu. Sanki karşımda benim gelecekteki halim var gibiydi. Bana gözleri dolu dolu bakıyordu.

Adamın ise yer yer beyazlamış sarı saçları vardı. Gözleri ise okyanusu andıran bir maviydi ve ürkütücü bakışlara sahipti. Dudaklarında ise bakışlarında ki ürkütücülüğün aksine ufak bir tebessüm vardı. Yapılı vücudu ve giydiği siyah takım elbise ile yakışıklı bir adamdı.

Kızın ise sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Yüzündeki çiller onu çok tatlı yapıyordu. Gözleri birden fazla duyguyu barındırıyordu. Siyah mini bir etek ve mavi bir crop giymiş, birkaç takı takmıştı.

Hint dizilerindeki gibi uzun bir bakışmanın ardından içeri 25 yaşlarında yakışıklı bir doktor girdi ve koltuğu göstererek oturmamı işaret etti. Ben oturduğumda boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Öncelikle hepiniz hoş geldiniz." diyerek burada olma sebebimi açıklamaya başladı.

"2 Eylül 2007 yılında yani Alev Hanım ve Güneş Hanım'ın doğdukları gün, hemşirenin hatasıyla bebekler karışmış." dedikleriyle şoka uğradım. Doktor yaşadığım şoku fark etmiş olmalı ki birkaç saniye duraklayıp gözlerimin içine baktı. Aradan geçen saniyeler sonrasında iyi olduğumu anlamış ve konuşmasına devam etmişti.

"Ben ve iki arkadaşım arşivi incelerken fark ettik ve yetkililere bildirdik. O gün karışan iki bebek, Alev Hanım ve Güneş Hanım olabilir. Bu yüzden şimdi DNA testi yapacağız. Eğer sizin içinde uygunsa kanları almaya geçelim." Diyerek konuşmayı sonlandırdı.

Karşımdaki adam kafasını olumlu şekilde salladı ve benden izin ister gibi gözlerimin içine baktı. Bende kafamı sallayınca ayağa kalktık. Ve doktor kanlarımızı aldı.

Benim babam, annem daha hamileyken; annem ise beni doğururken öldüğü için o kızdan kan almadılar.

Doktor sonucun 2 saate çıkacağını söyledi ve odadan çıktı.

Adam test sonucu çıkana kadar kahve içmeyi teklif etti ve  bende kabul ettim. Dördümüz hastanenin yanındaki kafeye geldik. Boş bir masa bulup oturduk.

Odaya ilk girdiğimde ki gibi kimse ağzını bıçak açmıyordu.

Gözüm üçünün arasında mekik dokuyordu. Onlarında benden bir farkı yoktu.

Kadın boğazını temizleyince konuşacağını anlayıp ona bakmaya başladım.

"Merhaba kızım, ben Asya Özdemir. Benzerliğimize bakılırsa test pozitif çıkacak gibi. Ben senin annenim. Bu da" adamı göstererek " baban Agah Özdemir ve " kızı göstererek " kızımız Güneş Özdemir." diyerek konuşmasını sonlandırdı.

"Memnun oldum. Ben de Alev Akay." diyip sustum.

Agah Bey'i aramaları ile 2 saatin dolduğunu öğrenip hastaneye döndük ve doktorun odasına girdik. Doktor elindeki zarfla bizi bekliyordu. " Test sonuçları açıklandı. Eğer hazırsanız sonuçları açıklayacağım." dedi.

Hepimiz kafamızı olumlu olarak sallayınca, doktor zarfı açtı ve konuşmaya başladı.

"Yapılan teste göre Alev Akay %99,7 ihtimalle Agah Özdemir'in kızıdır."

Doktorun bunları demesiyle sanki başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Kendimden geçmiş gibiydim. Yıllardır bu eziyetleri, bu kötülükleri küçücük bir hata yüzünden mi çekmiştim yani?

"Yapılan hata için üzgünüz. Bebekleri karıştıran hemşirenin mesleği elinden alındı. İyi günler." Diyip odadan çıktı.

Ne diyordu bu adam? Ne yani bunu söylemek bu kadar kolay mı? Bir hemşire yüzünden mi benim hayatım böyle? Çektiğim acıları o kızın çekmesi gerekiyordu ben değil. Böyle düşünmemeliyim belki de hemşirenin bizi karıştırması daha iyi olmuştur yaşadıklarımı başka bir kızın değilde benim yaşamam benim gözümde daha iyi.

Artık yıllardır istediğim gibi bir ailem var. Belki de artık sevgi görebileceğim.

Belki de artık birinin vazgeçilmezi olabileceğim.

Belki de artık mutlu olabileceğim...

Bu benim ilk kitabım.

Şunu unutmayın bu kitap acemice yazılmış bir kitaptır ve kusursuz olmasını beklemeyin. Elbette ki hatalarım olacak. Lütfen hatalarımı bana söyleyin ki kendimi geliştireyim.

Bir sonraki bölüm tanıtım olacaktır.

Görüşürüz çikolatalı sütlerim.😗

ALEV (Gerçek Ailem )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin