Evim evim güzel evim?

12 10 0
                                    

-Yazar Anlatım- 

Melaine ''sözde'' evine adım attığında gözlerini etrafta gezdirdi. Tam hayalindeki evdi. Girişte solda ayakkabılıklar, ceket asmak için askılar vardı onların öncesinde garajdan eve açılan bir kapı vardı sağ tarafta ise bodruma inen kapı vardı. Girişten içeri geçildiğinde sağ da kocaman bir mutfak vardı. Mutfak açık yeşil ve gri tonlardan oluşuyordu. Mutfağın ortasında açık gri seramik bir masa vardı. Mutfaktan çıkıp salona geçti. Salonda bir L koltuk, üç kişinin sığabileceği bir koltuk ve Melaine'nin en sevdiği sallanan koltuğu vardı. Salonda camlar yerden tavana kadar uzanıyordu. Arka bahçede sol tarafta bir kış bahçesi vardı sağda ise meyve ağaçları diziliydi. Salondan çıkar çıkmaz başlayan yol sahile gidiyordu. Genç kız salondan çıkıp üst kata yöneldi. Karşı taraftaki ilk kapıdan girince burasının kendi odası olduğunu anladı. Hemen sağdaki odada Diana'nın odasıydı. Solda ise Bethany'nin odası vardı. Üst kat daire şeklindeydi ve odalar dairenin şeklinde dizilmişti. Bethany'nin yanında Nick, Max ve Theadore vardı. Zaten Theadore'un odasının yanında Diana'nın odası vardı. Melaine arkadaşlarına teşekkür etmiş ve onlara sarılmıştı. Odasında dinleneceğini söyleyip içeri girip kapısını kapattı. Genç kız odasında şöyle bir göz gezdirdikten sonra kendini yatağına bıraktı. Tavandaki yıldızları görünce gülümsedi. Ona her zaman Nick'in gözlerini hatırlatan yıldızlar artık tavanındaydı. Yatağında dinlenirken başına giren keskin ağrı ile komodinin üzerinde bulunan ağrı kesicisini suyla yuvarladı. Gözlerini kapatıp biraz uyumaya başladı. Bu sırada arkadaşları aşağıda onun için yemek hazırlayıp sohbet ediyorlardı. Birkaç saat sonra herkes masadaydı. Melaine uyandığı gibi aşağı inip yemeğe oturmuştu.

''Buraya yakın bir yerlerde kafe var mı?''

''Araba ile on beş dakika uzaklıkta sahilde bir kafe var. İşe mi girmek istiyorsun?''

''Evet. Sonuçta üniversiteyi kazandım bir yıl gittim ama 2 yıl gidemedim. Hazır yaz başlamışken biraz para kazanayım. Sonra Amerika'da ki üniversitem ile tekrar görüşeceğim.''

Diana kim söylemek ister gibi baktığında bu bakış Melaine'nin gözünden kaçmamıştı.

''Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun Diana?''

''Güzelim sen buraya taşınmaya karar verip kaza geçirmeden önce zaten okul kaydını buradaki okullardan birine aldırmıştın.''

''Hadi canım. Ben ve okul kaydımı alıp buradaki okullardan birine aldırmak?''

Betthany evet manasında başını salladı. Melaine hala inanamayarak onlara bakıyordu.

''Peki hangi okula kaydımı aldırmıştım?''

''Edinburgh Business.''

''Edinburgh Business'e gidicem ve Hukuk okuyacağım orada öyle mi?''

Herkes onaylar mırıltılar çıkardığında genç kız hala inanamıyordu. Yerinden kalkıp biraz hava almak için ön bahçeye çıktı. Bahçedeki sandalyelerden birine oturduğunda kafası düşüncelerle dolmuştu bile. Nick elinde bir bardak kahve ile geldiğinde onu fark etmemişti bile. Nick yanına oturup genç kızın koluna dokundu.

''Mel. İyi misin?''
Genç kız irkildiğinde ona döndü. Hafifçe gülümsediğinde cevap verdi.

''İyiyim. Sadece iki yılım kayıp ve ben kendim tek başıma burada bir okulda kaydımı almışım. Ve bu eve taşınmışım. Tam hayalimdeki gibi ama bu eve dair hiç anım yok nedense.''

Nick kızın dediklerini dinledi ve haklı olduğunu fark etti. Yani bir yalan bulması gerekiyordu.

''Bu evle ilgili anıları hatırlamama nedenin kazadan öncesini de hatırlamamandan kaynaklanıyor. Sen kazadan üç ay önce buraya taşındın. Ama sen kazadan beş ay öncesini hatırlamıyorsun. Söylesene Mel en son hatırladığın şey ne?''

''Çok bir şey değil. Sınavı kazandıktan sonra işte üniversiteye başladığımı orada sizinle normal günler geçirdiğimi hatta fakültelerimiz gayet yakındı onu da hatırlıyorum. Ama güzel anılarımız dışında başka bir şey hatırlamıyorum. Sonrası karanlık yani. Söylesene Nick bana tam olarak ne oldu?''

''Bunu daha sonra açıklayacağız Melaine. Söz veriyorum her şey yoluna girdiğinde anlatacağız.''

Genç kız peki dercesine başını salladı. Nick'in getirdiği kahveyi alıp içmeye başladığında Nick'in onun sevdiği kahveyi unutmadığı için yüzünde bir tebessüm oluşmuştu sonuçta aradan iki yıl geçmişti unutmuştur diye düşünmüştü ama Nick'in hala aklındaydı. Zaten Nick'e sorsanız Melaine ile ilgili her şeyi hatırlıyordu. Genç kız bir süre daha bahçede oturmaya devam ederken Nick içeri geçmişti. Güneş battığında Melaine de yerinden kalkmış ve içeri geçmişti. Arkadaşları ile salonda oturup biraz sohbet edip film izledikten sonra odasına çıktı. Perdesini aralayıp balkon kapısını açıp biraz içeriyi havalandırdı. Biraz odasında dolaşmaya başladı. Başının ağrısından ağrı kesici alıp hemen uyuduğu için ki sonrasında da yemeğe inmişti. Odasını tam inceleme fırsatı olmamıştı. Odası çatı katı gibiydi. Kapıdan girince karşıda çalışma masası ve lambası vardı. Hemen solda çift kişilik yatağı vardı. Tavanında yıldızlar vardı. Yatağın solunda ise banyosu vardı. Büyük bir lavabosu ve kocaman bir aynası vardı. Bir de hem duşa kabini vardı hem de kocaman bir küveti vardı. Banyodan çıkıp banyo kapısının hemen solundaki giyinme odasına yöneldi. Kocaman bir giyinme odası ve kıyafetleri vardı. Kıyafetlerine şöyle bir baktığında çoğunu bildiğini fark etti. Sadece dokuz on tanesi yeniydi. Giyinme odasından çıkıp tekrar balkona yöneldi. Hava karardı için balkon demirlerine sarılı ışıklarını yaktı ve balkonda oturmaya başladı. Oturdukları mahalle sakin bir mahalleydi. İnsanlar birbirini tanıyordu. Herkes sohbet ediyor birbirine halini hatırını soruyordu. Mahallede her şey vardı; bakkal, manav, kasap ve nicesi. Melaine bu sakin mahalleyi sevmişti. Şehirle aralarında çok bir mesafe yoktu. Arabayla yarım saatte şehir merkezine varıyordunuz. Mahalledekiler güler yüzlü, sevecen ve yardımseverdi. Gençler vardı ama yaşlılar da çoğunluktaydı. Sahile olan yakınlığından bahsetmiyordu bile. Sokak lambaları birer birer yanmaya başlamıştı. Haziran olmasına rağmen hava serindi ama üşütmüyordu. Birkaç komşusu Melaine'ye selam vermiş geçmiş olsun dilemişlerdi. Genç kız bu sıcak mahalleyi sevmişti tam hayallerindeki gibiydi. Tabi bunlar iyi günleriydi birkaç ay sonra eski sevgilisi Yves nereden bulduğu bilinmez bir şekilde önce genç kızın evini bulacak sonra ise onu takip etmeye başlayacaktı. Genç kız bunlardan habersiz bir şekilde odasına geri girdi ve yatağa yatıp kendini derin bir uykunun kollarına bıraktı. En azından bir süreliğine rahattı sanırım.




Bölümlerim uzun mu kısa mı bilemiyorum önceki bölüm 1220 kelimeydi. Bu bölüm 855 kelime oldu. Bölümleri istesem de çok uzatamıyorum uzun olmuştur diye düşünüyordum ama 855 kelime ancak olmuş. Neyse okuduğunuz sürece bölüm uzunluklarının bir önemi yok. Şu an yurt dışındayım ama şükürler olsun hala fikirlerim var bölüm yazabiliyorum yani bölümler herhangi bir aksaklık olmadıkça gelmeye devam edecek. 

Sütlü Kahve sundu. 


Can Yakıcı GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin