Smut bölüm!
O gece bebeğe Taehyung, Namjoon ve Hoseok sıra sıra bakmışlardı. Esmer olan bu geceki 4. kahvesini bitirdiği sırada kolları arasında uyuyakalan beden ile rahat bir nefes verdi.
Bu fırsatta bir süre dinlenseler de değişen hiçbir şey yoktu, Seojun uyandıktan bir süre sonra ağlamalarına devam ediyordu.
Sabah da Jungkook erken kalkmıştı, Taehyung her ne kadar ilgilenmek için kalkmak istese de izin vermedi uyumasını rica etti. Ardından Minho ile beraber Seojun ile ilgilenmişlerdi.
Bir ara Jimin'le konuşup ne kadar sıkıntılı bir dönemde olduklarını anlatmıştı, arkadaşı bunun üzerine hiç beklemedi akşam Yoongi'yi ve Jin'i alarak bebekle ilgilenmek için onlara geldi.
Jimin içeri girer girmez mızmızlanmaya başlayan bebeği arkadaşının kucağından almıştı, "Seojun güzel bebiş neden ağlıyorsun.." diye onunla konuşarak etrafta gezinmeye başlarken arkadan giren Yoongi "İnanamıyorum, beş tane adam bakın tam beş tane adam bir bebekle baş edemediniz ya pes size." diyordu.
Taehyung oturduğu yerde gözlerini devirirken "Dışardan konuşması kolay, gel bir saat dayan da görelim seni." diye homurdandı.
Yoongi kısık gözleriyle ona bakarken "Hıh, Seojun amcasının bitanesi gel, bunlar sana bakamıyor." dedi ve sevgilisinin yanına ilerledi.
Taehyung bıkkınca onu izlerken kesik bir nefes almış "İyi, amcası baksın Seojun'a biz de gidip duş alalım." demişti, hazır vakit bulmuşken değerlendirecekti.
Jimin Seojun'u kendisinden almak isteyen Yoongi'yi kalçasının yanıyla ittirirken "Hoşt be, önce ben seveceğim uza." diye söylenmiş ardından "Aynen hyung, siz gidin biz ilgileniriz. Hatta uyuyun isterseniz." demişti.
Taehyung yerinden kalkıp kendisiyle beraber Jungkook'u da kaldırırken, "Hıı, siz oğlumu daha tanımadınız.." diye ağzının içinden mırıldandı, bu tatlı anların geçmesine çok az kaldığını biliyordu.
Jin kaşlarını çatıp "Ne mırıl mırıl konuşuyorsun sen? Noluyor oğlum kafayı mı yediniz 2 günde." diye söylenmişti. Taehyung ona dönüp kafasını iki yana sallarken "Bir şey demedim, hadi amcasınız ilgilenin bakalım yeğeninizle. Gel güzelim gidelim." dedi ve neredeyse kaçarak salondan çıktılar.
Seojun kıyameti koparmadan biraz vakit geçirseler iyi olurdu, Jungkook'un elini sıkıca tutup beraber odalarına çıktılar.
Taehyung odaya girer girmez küçüğüne arkasından sarılıp boynuna kafasını gömmüştü, Jungkook boynunda kokusunu soluyan adamla huzurla gözlerini kapatırken esmer olan tenine ıslak bir öpücük bırakmıştı.
"Hadi git küveti doldur, geliyorum ben duş alalım." dediğinde Jungkook kafasını sallayıp ondan uzaklaşıp banyoya ilerlemişti.
Taehyung da kesik bir nefes alıp telefonunu çıkardı, Seojun'un bu kadar ağlamasını normal bulamıyordu doktoru ile görüşecekti. Bu yüzden hızlıca cihazdan numarayı bulmuş tıklamıştı.
Bu sırada Jungkook küvetin dolması için suyu açmış bir süre beklemişti, ardından kıyafetlerini çıkartıp yavaşça ılık olan suyun içine geçti.
Suya girer girmez rahatladığını hissetmişti, Jimin'ler burada olduğu için rahat rahat duş alabileceklerdi. Çok sürmeden Taehyung'da banyoya girmişti.
Beklemeden üzerini çıkarırken Jungkook onu izlemiş "Neredeydin?" diye sormuştu. Taehyung eşofmanını ve boxerını çıkarırken "Doktorla konuştum, Seojun çok ağlıyor ya ondan dolayı. Maması onu rahatsız ediyor olabilirmiş, doktor başka bir marka söyledi Namjoon'a söyledim ondan alacak. Bakacağız duruma." demişti, ardından Jungkook'un arkasındaki boşluğa geçip suya girdi o da.
YOU ARE READING
destiny creator|miracle
Fanfiction"Güzelim, benim dünyadaki en değerli varlığım sensin. Tek isteğim senin mutlu olman, küçücük bir gülümsemen için dünyayı ayaklarının altına sererim. Madem benden bir istekte bulundun, bende isteğini yerine getirirken tereddüt etmiyorum." 'destiny cr...