Profesör Doktor Part 2

9 2 2
                                    


Ben neden buradaydım? Ben neden Nanaminin evindeydim. En son bana ceza vereceğim diyordu. Ceza bu muydu? Onun evdeki dosyalarını düzdenlemek. Adamın resmen kütüphanesi vardı. Ve A'dan Z'ye bir sürü dosya adı vardı. Bazen bana inat mı yapıyor diye düşünüyordum.

...

Akşam saat iki olmuştu ve ben daha İ harfini yeni bitirmiştim. Resmen bana eziyet çektiriyordu. En azından bana kendi tişört ve şortlarından birini vermişti. Sadece siyah tişörtü giymiştim. O kadar uzundu ki dizlerimin hemen üstünde bitiyordu. Bundan dolayı şortu giyme ihtiyacı hissetmemiştim.

Bana evine ilk geldiğimde evini gezdirmişti ve gerçekten çok büyüktü. Devasa bir salon ve ona bakan bir mutfağı vardı. Mutfağı kullanabileceğimi söylemişti ve kahve ve çayların nerede olduğunu bana göstermişti. Sonra beraber yukarı çıkmıştık. Burada da bir banyo olmak üzere üç oda vardı. İşte ben de bu odalardan biri olan kütüphanedeydim.

Karnımın hem guruldamasından dolayı hem de uyukumun gelemesinden mutfağa inip kendime kahve yapmaya karar verdim. Kahve makinasına bastığımda beklemeye başlamıştım ki merdivenlerden bir ses geldi.

Resmen dondum kaldım. Kalbim ekstra hızlı atmaya başladı. Yeni duştan çıktığı belli olan saçları ve üstünde bir şey olmaması... kimsenin o kaslara karşı koyabileceğini sanmıyordum. Refleks olarak o kasların gerçekliğini test etmememek için kendimi zor tutuyordum.

"Hey." Transtan uyanmış gibi bunun duyunca arkamı döndüm. Zayıf bir sesle "Selam" dedim. Kahveye odaklanmaya çalışsam da olmuyordu. Ayak seslerini duyuyordum. Hemen arkamda durduğunu ve kafamın üstündeki dolaptan bir kupaya uzandığını gördüm. "Artık çalışmana gerek yok. Ben zaten ofisimi kullanacağım sen benim yatağımda uyuyabilirsin." Şaka mı yapıyordu yoksa beni mi test ediyordu. Hemen arkamı dönüp kaslarıyla yüz yüze geldim. Çok fazla bakmamaya çalışarak gözlerimi yüzüne çevirdim. "O zaman beni neden cezalandırdın ve geldimimden beri neden bana iğrenç bir şeymişim gibi bakıyorsun. Ben sana ne yaptım?!"

Yüzünü bana çevirdi ve biraz eğildi. "Profesyonel olmaya çalışıyordum ama her an o küçük ip kopabilir. Bu gün Suguru ile ne kadar yakın olduğunu gördüm prenses. Ben onlara benzemem. Şansını fazla zorlama. Ayrıca babandan dolayı sana farklı bir muamele yapmaya çalışacağımı düşündüysen yanılıyorsun prenses." "Kimse senden bunu istemedi. Ayrıca Suguru ile sadece konuşuyorduk. O zarif bir adam senin gibi kaba değil." Bunu söylememle ne söylüyorum diye kendimi sorgulamıştım.

Burnundan soluyordu. "Öyle mi prenses." Kulağıma eğilerek, "Bahse girerim yatakta ondan daha iyiyimdir."

...

Bu hale nasıl gelmiştik bilmiyordum. Artık ortada sınır kalmamıştı. Beni bir kere parmaklarıyla bir kere de diliyle boşlatmıştı. Kesinlikle ikisi de ilahiydi. Kimse daha önce beni böyle hissetmemişti.

Kendime gelmeye çalışırken. "Onu alabileceğini düşünüyor musun prenses? Yoksa sevgili Getona mı gitmek istersin? Hangimizin daha büyük olcağına iddaya girerim." Aşağıya doğru baktığımda kalın ve uzun olduğunu görmemle yutkunmam bir oldu. Korkuyla gözlerim açılmış olsa da inadına meydan okumuştum. Nanami Kento ise bir şeytan gibi sırıtmıştı.

Aletini bana basttırmadan önce ıslanmış amımdaki suları kendi aletine yaymıştı. "Şimdi kazanan kim?" Bunu diyip biraz daha bastırınca bir inleme çıkardım. Ve aniden hiç bir şey söylemeden hepsini bana çarptı. Gözlerim daha da yaşarırken ellerimi onun sırtına geçirdim.

Git gel yapmaya başladığında sadece ucunu bırakarak bana çarpmaya devam ediyordu. Bir tanesini daha kaldırmayacağımı bilmeme rağmen karnımda o his oluşmaya başlamıştı bile.

"Kimin altında ağladığımı bir defa daha duymama izin ver!" Bunun üzerine inlemiştim. "Profesör!"

Bunu dememle beraber daha da hızlanırken inleyip duruyordum. O sırada "Sakın ben gelmeden boşalayım deme" diyip bu kadar hızlı olabileceğini bile bilmiyorken daha da hızlandı.

Oysa ben gelmek üzereydim. "Lütfen profesör. Boşalmamama izin verin." "Prenses benimle gel bunu başarabilirsin." O sırada benim boynumu öpmesi ve ısırmasıyla gözlerim arkaya kaymış ve boşalmaya başlamıştım. Aynı anda onun spermleri de benim duvarlarımı boyuyordu.

"İyi iş çıkardın prenses. Artık benimsin. Kimin altında ağladığını unutma." Diyip odadan çıkıp banyoya gitmişti. Benim kıpırdayacak halim de yoktu açıkçası. Hemen sonra havlu alıp beni temizledi. Zaten uykuya dalacaktım. Kendi tişörtlerinden birini geçirdi üstüme ve yanıma yattı. Son duyduğum şey:

"Seni seviyorum"
...

Bu seri hakkında ne düşündüğünüzü yorumlara yazmayı unutmayın. Aşağıyla bir Profesör koyuyorum😍

 Aşağıyla bir Profesör koyuyorum😍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

One Shot-Nanami KentoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin