0.1

105 17 0
                                    

Kan, şiddet vb. unsurlar içerir.

M-preg (erkek hamileliği) içerebilir.

Yorum yapmayı unutmayın lütfen...

...

"Efendim, saraya geri dönmeliyiz."

Gözlerini etrafında gezdiren, birine -kraliyet muhafızlarına- yakalanmaktan deli gibi korkan Jisung'a baktım ve kafamı iki yanıma salladım.

"Sana söyledim Jisung, o kuleye gideceğim ve gelmek zorununda değilsin."

"Ama efendim," diye itiraz edeceği sırada nasıl baktıysam sessizleşip önüne döndü ve atın eyerini sıkıca tuttu. Korkuyordu, oysa ben ona gelmemesini kaç kere söylemiştim de beni dinlememişti.

Sekiz yaşlarındayken büyükannemin anlattığı bir hikaye vardı, yıllar önce yıkılan bir kraliyetin hikayesi.

Büyücü ve cadıların yaşadığı sihirli bir krallıkta Tanrı tarafından lanetlendiğine inanılan kraliçe dolunay gecesi bir erkek çocuk dünyaya getirmiş ve insanlar onunda kraliçe gibi lanetli olduğuna, hatta lanetinin daha güçlü olduğunu söylemişler. Herkesi, etrafındaki herkesi öldürebilecek kadar güçlü bir lanet...

Birkaç yılını sarayda geçiren varisi, kraliçenin bilinmeyen bir sebepten ölmesiyle birlikte saraydan gönderme kararı almış büyükler. Kral ilk başta varisin, tek çocuğunun yanından ayrılmasını istemeyip karşı çıksa da krallığın içerisinde artan kayıplar ve sabah yaralı bulunan, hiçbir şey hatırlamayan çalışanlar ile birlikte kabul etmek zorununda kalmıştı.

Varisi saraydan uzakta bir kulübeye göndermişler birkaç asker ve hizmetliyle birlikte. Böylece saraydaki lanetin kaybolacağını düşünmüşler lakin her şey daha da kötüleşmiş ve varis saraydan ayrıldıktan birkaç ay sonra salgın hastalık, düşman işgalleri yüzünden yıkılmış.

Belki de lanet, krallıktaydı; küçük bir çocuğu boşuna ailesinden uzaklaştırmışlardı.

Benim asıl ilgilendiğim ise kraliyete olanlar falan değildi; dünyadaki en güçlü cadının, kraliçenin oğlu -varis- benim ilgilendiğim kişiydi.

Annesi anlatılanlar kadar güçlüyse eğer tek çocuğu olan varise geçmişti tüm gücü. Dünyadaki son cadı soyundan gelen, en güçlü kişiydi kendisi artık. En azından düşüncem o yöndeydi.

Lakin hikaye varise ve onunla birlikte kulübede yaşayanlara geldiğinde işler değişiyordu.

Herkes artık kulübeye gitmeye, oranın yakınlarından geçmeye korkuyordu anlatılanlar yüzünden.

Benden önce binlerce kişi, kulübeye gitmek ve varisi bulup güçlü cadıdan bir şeyler dilemek istemiş. Eh onunda annesi gibi iyi kalpli, her istenileni yerine getirecek birisi olduğunu düşünmüşler. Öyleydi belki de fakat kimse onunla konuşacak kadar yaşamamıştı.

İki veya üç yıl önce başka bir kraliyeten birisi kulübeye gitmeye cesaret etti ve oradan birkaç yarayla geri döndü.

Anlattığına göreyse varise ulaşmak için kulübede ki canavarı geçmek gerekiyormuş fakat canavarın neye benzediğini görmemiş.

Varis bunca yıl o canavarla aynı kulübede mi yaşamıştı? Belki de kendisi yaratmıştı o canavarı. Bilemiyorum ve her şeyi merak ediyordum.

"Bu konuda emin misiniz efendim," diye tekrardan konuşan Jisung ile birlikte gözlerimi kırpıştırarak kendime gelirken kulübeye çoktan geldiğimizi fark ettim.

"Evet." Atımdan indiğim anda Jisung'da hızlıca indi ve atımın eyerini tuttu. "Sen burada kal, hemen geri geleceğim."

"İçerideki canavardan haberiniz var değil mi?"

Curse/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin