cherry kisses, hyunmin

uenoyama & mafuyu

—

"Hoş geldin!!" Parmaklarımın üzerinde yükselerek kollarımı Hyunjin'e doladım. Mis gibi kokuyordu.

Tek eliyle belimi sararak sarılışıma karşılık vermişti. "Hoş buldum." Birbirimize karşı kurduğumuz cümlelere henüz hitap eklemeye çekindiğimiz için mesajlaştığımız zamanlarda söylediklerimiz çok kuru kalıyor gibi duruyordu ama aslında öyle değildi.

Bunlar bir yana onu gerçekten özlemiştim.

"Gel geç içeriye, mutfaktan bardak getirecektim. İki dakikaya gelirim." Elindeki poşeti uzattı, "Tamam, acele etme." Gülümseyip sağ tarafta kalan mutfaktan içeriye girdim.

Aldığı içecekler için iki bardak çıkarıp buzluktan birkaç buzu alıp bardaklara atarak atıştırmalıkları da tepsiye dizmiştim.

Yemek yapmakla aram pek iyi olmasa da küçükken ablamın peşine çok takıldığımdam birkaç şey yapmayı biliyordum, kurabiye de bunlardan birisiydi.

Hyunjin için de en sevdiğim kurabiyelerden yapmıştım, acaba beğenir miydi?

Elimdeki tepsiyle içeriye girdiğimde diziyi açtığım bilgisayar ekranından görüntü kalitesini ayarlıyordu.

Televizyondan da açabilirdim ama bilerek açmamıştım. Bilgisayar küçük olduğu için daha dip dibe olabilme şansımız vardı.

Bence gayet mantıklı bir fikirdi.

Tepsiyi sehpaya bırakıp hemen yanına oturdum. "Zaten çok uzun değil, bir sefer de hepsini izleyelim mi?"

"İzleyelim, Given kuşağı yapmış oluruz." Gülerek bilgisayarı dizlerime doğru çekip arkama yaslandım.

"O kurabiyeleri sev, tamam mı? Kendim yaptım." Gülümseyip bir tanesini ağzına attı.

Birkaç çiğneyişinin ardından baş parmağını kaldırarak beğendiğini belli etmişti.

Güzel yapardım zaten, bu konuda kendime güveniyordum.

"Tek kelimeyle şahane olmuş, ileride aç kalmayacağız desene." İltifatı üzerine gülümsemekle yetindim.

Daha sonrasında hem merak ettiğim hem de sohbet etmek istediğim için aklımda olan bir soruyu sordum, "Daha önce Given izlemiş miydin?"

Başıyla onayladı. "Evet, önceden çok seviyordum. Hatta bunu izlediğim zaman sırf hevesten elektro gitar öğrenmiştim."

Şaşkınlıkla ona baktım. "Gerçekten mi, hâlâ biliyor musun?"

"Eh işte biraz biliyorum denilebilir." Duruşumu düzelttim heyecanla.

"Hyunjin, bana da bir şeyler çalar mısın? Hatta siyah oje falan da sürelim mi sana? Dehşet olursun, kafayı yerim." Elini gülerek burnumun ucuna getirip hafifçe vurmuştu.

"Bundan bu kadar etkilendiğini daha önceden bilseydim işim kolaylaşırdı." Reddetmeden onayladım. "Kesinlikle."

Herhangi bir şey demeden bir kolunu omzuma atarak sırtımı göğsüne yasladı ve diziyi başlattı.

Yerleştiğim yer beni memnun ederken elimden geldiğince odaklanmaya çalışarak odağımi karşıya verdim.

Defalarca izlediğim bir dizi olmasına rağmen çok tuhaf bir şekilde her seferinde ilk defa izliyor gibi heyecanlanıyordum.