Birinci bölüm:Yinemi sen.

103 8 16
                                    

ARİFTEN*

Güneş ışığının gözüme girmesiyle rahatsız rahatsız uyanmıştım. Yani bu güneş gele gele bana mı geliyordu. Yataktan kalktım ve perde mi kapattım. Yatağıma geri yattım ama tabi uykum bir kere dağılmıştı. Telefonumu elime aldım ve saate baktım. Bakmam ile yataktan kalkıp hazırlanmam bir oldu. Saat sabah 8
di ve 8.30 da ders başlıyordu.
Bu sene lise sondu ama ben hala 17 yaşındaydım. Ben okula bir sene erken başladığım için şuan yaşıtlarım 18 iken ben 17 yım.
Bugün okulun ilk günüydü merak ettiğim şey yeni bir öğrenci gelecek miydi? 3 sene oldu ama hiç bir hocamız değişmemişti ama çok öğrenci değişmişti.
Neyse hızlıca hazırlandım ve sessizce aşağı indim. Ama tabi babam kahvaltı ediyordu.

Arifin babası/Cengiz(kafadan attım dj): Vayy  Arif bey sonunda uyanmış.

Arifin annesi/Sıla(bunu da kafadan attım dj):  Cengiz!

Cengiz: Sen sus! Oğlunu  görmüyor musun. Geç uyanmalarda başladı. Oğlunun yediği dayak az gelmeye başladı anlaşılan.

Çok takmamaya çalıştım çünkü artık alışıktım babamın bu sözlerine.

Cengiz: Sen umudunu kes bu oğlundan. Zaten ben ilk doğduğu gün kesmiştim umudumu.

Gözlerim dolmuştu. Babam beni hiç sevmemişti. Hatta nefret etmişti. O üzüntü ve sinirle birden evden çıktım. Bir yandan yürüyor bir yandan ağlıyordum. İçimden kendi kendime söylenmeye başladım.
*Babam bir günde günümün içine sıçmasa şaşardım. Hep böyle yapıyordu. Hep küçük düşürüyordu. Haklıydıda ben önemsiz/çaresiz biriydi-* söylenmemi kesen şey birine çarpıp yere düşmem oldu. Hemen kafamı kaldırdım ve karşımda iri yarı bir adam duruyordu.

CENANDAN*

Bir yandan yolda yürüyor bir yandan Atakan ile konuşuyordum.

Arama konuşması

Atakan: oğlum sen o okula atanman hiç iyi olmadı benden söylemesi

Cenan: ne alaka kardeşim ben bu okula gelmekte bir sakınca göremiyorum

Atakan: ya o okul hiç tekin değil

Cenan: ya kardeşim yeter kapat şu konu-

Sesimi kesen şey bana çarpan kısa boylu ve zayıf bir çocuğun bana çarpmasıydı.

Çocuk çarpmanın ardından yere düştü bende yere düşen çocuğa elimi uzattım.
Ve tam o anda o güzel yüzlü çocuk ile göz göze geldik. Gözleri şişmiş ve kızarmış cocuğu görünce az önce ağladığını çok net anlamıştım

Cenan: İyi misin?

Arif: şeyy ben çok. Çok özür dilerim. Benim suçum. İyimisiniz? biryerinize-

Cenan: Sakin ol benim birşeyim yok sen yere düştün asıl senin bir şeyin varmı?

Arif: şey özür dilerim b-ben iyiyim. Teşekkürler.

Çocuk bir anda oradan ayrıldı. Arkasından baka kalmıştım. Gereksiz yere suratımda bir sırıtış belirdi. Kendi kendime söylendim. *Ne oluyor bana böyle* bu düşünceleri kafamdan atıp telefondan gelen seslere odaklandım. Lan Atakan telefondaydı. Ona bu konuyu anlattıktan sonra telefonu kapattım ve karşıda beni bekleyen arabama bindim.

A: Yeni öğretmen sen misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin