{46} Yamaç gitmek isterse

151 31 82
                                        

Yamaç İdrisi itip "SENİN YÜZÜNDEN KATİL OLDUM"

İdris "AİLEN İÇİN YAPTIN!"

Yamaç "BEN GİDİCEM , SENİN GİBİ KATİL OLMAYICAK ! NORMAL Bİ HAYAT KURUCAM!" diyip odasına geçer hemen , gitarını ve bi kaç önemli eşyasını toplayıp çıkar odadan

İdris "HİÇ Bİ YERE GİDEMEZSİN SEN!"

Yamaç "NE ÖLÜNE , NE ÖLÜME İDRİS KOÇOVALI"

Yamaç çıkacakken Sultan onu kolundan tutup geri çekir ve "YETER ARTIK"

İdris "BIRAK GİTMEK İSTİYOSA GİTSİN"

Sultan ses tonunu alçaltıp "Evimde bağırışmayı kesin . Yamaç sen hiç bi yere gitmiyosun . İdris sende iyi bi baba olduğunu düşünüyosansa git oğlunu bul ilk önce"

Hiç kimse hiç bi şey anlamazken Paşa korkuyla bakar Sultana

İdris "Ne oğlu?" der siniri yerini meraka bırakırken

Sultan "Hani şu Gonca vardı ya ?! Senin 'bekarım' diyip kandırdığın , benim sinirimin kurbanı olan , 20 senedir senin bi kez bile aklına gelmeyen Gonca !"

İdrisin beyni(!) allak bullak olmuşken Cumali + Kahraman + Selim + Yamaç + Emmi + Nedret + Ayşe + Beliz hiç bi şeyden anlamayarak dinliyolardı

Sultan "Onun senden bebeği vardı , hemde erkek" her kes bi şok

Sultan "Çocuğun gözleri abin Cumalinin gözlerine çok benziyodu , o çocuk burada olursa abin gibi hırsının kurbanı olur diye korktum , eh tabi bide 2. kez aldatılmanın verdiği bi sinirde vardı"

Yamaçın ağzı açık kalmıştı resmen , gözleri 'Ne oluyor burada?' der gibi bakıyodu

Sultan "Bende o çocuğu yolladım , annesiyle beraber , şimdi git bul onu ve silahı ona tutdur , rahat bırak artık benim oğullarımı"

.
.
.

Bir saat sonra , her kes bi sakinleşmiş ve salonda oturuyolardı , evdeki cesetler temizlenmişti , evin torunları gün boyu bıcır bıcır gezmelerinin ve yeri göğü inletmelerinin aksine uyuyodu

İdris bi bardak daha su içip "Anlat şu olayı doğru düzgün"

Sultan "Sen hapise girdiğin hafta Selim olmuştu , Selimin kırkı çıkmadan bi kadın dayandı kapıya , kucağında ay gibi yarlayan bi bebekle

Bebeğin babasının sen olduğunu dedi . Çok güzeldi kadın , çocukta Cumali abini anımsatıyo , gözleri onunkinin kopyası gibiydi , daha bebekti ama sizin kanınızı taşıdığı belliydi

Yardım istedi , işten atılmış , bebeğine bakamıyordu , sinir doluydum o an , zaten bi Meliha bi de mahallenin derdi seri , boğazıma kadar geldi o an"

Yamaç korkuyla "N-ne yaptın?"

Sultan "İlk öldürmek istedim , kadınıda çocuğuda ama"

Sultan durunca Yamaç "AMA? NE AMA?"

Sultan "Çocuk bana bakıp güldü , sesi içimi ısıttı" Selime bakarak "Günlerdir ağlayan Selim o gülüşü duymasıyla ilk defa güldü" der gülümseyerek

Ve devam eder "Bi ceza vereyim bari dedim ama bebeğe baktıkca kalbim el vermedi , bebeği alayım 'çocuğumuz ikizdi' diyip İdrisi kandırayım ve kadını öldürteyim ya da biriyle evlendireyim dedim ama çocuk ... çocuğa bunu yapamazdım , annesiz bırakamazdım , bi bebeğin tek gülüşüne mahalleyi yakasım vardı"

Sultan bu defa İdrisin gözlerine bakarak "Bende kadına para desteğinde bulunup onu İstanbulda senin gitmeyeceğin semtlerden birine yolladım , senden uzak olsun ama benim gözümün önünde olsun dedim"

İdris "Şimdi ne yapıyor o?"

Sultan gülümseyip "Senin yolundan devam ediyor"

Kahraman "Nasıl?"

Sultan "Bi atıß merkezi açmış , orada insanlar eğlencesine silah kullanmayı öyreniyor"

Yamaç "Net kardeşimiz o zaman "

Kahraman "Bizim kardeşimiz , senin abin!" diyince Yamaç dil çıkarır

Selim "İsmi ne ?"

Sultan "İsmi Salih , Salih Koçovalı"

Selim hatırladığı yüzle "Yok ya o Salih bu Salih değil di mi?"

Sultan "Aynen o Salih"

Yamaç "Biz sizin beyninizi okuyamıyoruz , lütfen fikirlerinizi sesli sunun"

Sultan "Ben Salih ve Selimi tanıştırmıştım ama ikiside kardeş olduklarını bilmiyolardı , çocukluktan beridir arkadaşlar "

Yamaç "Vay anasını"

İdris "Salih beni biliyor mu?"

Sultan "Sen önemli bi şey olmadığın için Salihe 'Bi gün babanı tanıyıcaksın ama bu gün değil' dedik hep"

Emmi "Nerede şimdi yeğenim"

Sultandan önce Selim yanıtlar hemen "Bi İstanbul beyefendisi olup , evli mutlu çocuklu yaşıyor"

İdris "Torunda var ha"

Sultan "Salih seni kabul ederse tabi , he bide Mihriban"

İdris "Mihriban kim?"

Sultan iğrenercesine bakar İdrise "Goncanın gerçek ismi"

Sultan kalkıp "Selim biliyor Salihin evinin yerini , sizi götürür , dikkatli ol Mihriban yılların artırdığı kinini sana kusmasın çünki oğlu bi defa bile baba sevgisi gôrmedi" der ve gider

Yamaç "Sanki sevgi göstere biliyoda İdris beyimiz" der ağzının içinde ama sessiz salonda her kes duyar bunu

Cumalide 'Gör İdris Koçovalı gör' bakışları atar , babasının sevgi gösterme şeklini yanlış bulduğu için

Sultan hep oğullarını korumuş ve bolca sevgiyle büyütmüştü ama İdris asla sevgilisi göstermiyodu , hatta bazen sevgisiz bi kalbi olduğunu düşünüyodu evlatları

Beliz + Nedret + Ayşe evin gelinleriydi ve kocaları onlara aşıktı , bu aşk evlatlarınada yansıyodu , gelinler çok mutluydu , düşünsene ya Eşleri İdris beye çekseydi ? Felaket

~Bir azda SelAy aşkı görelim yavvv hep SelNaz olmaz ki😝~

...

3 gün sonra , Koçovalılar uzun uzadı konuştuktan sonra Salihi görmeye karar vererek onun mekanına gelmişlerdi

Arabayı park edip indikleri sırada bordo takım elbiseli biri telefonla konuşa konuşa kapalı otoparkta votla atıyodu

Selim gülümseyip "SALİH" diyerek takım elbiseli adamın dikkatini kendine çekmişti

Salihin anında gözleri parlamış ve Selime taraf gelmeye başlamıştı

Salih Selimin yanında durup telefona yönelik "Tamam anne eve geçince alırım kargoyu , Sultan teyzeye selam söyle" diyip kapatır

Salih anında "SELİMİM" diyip adamın boynuna atladı ve sıkıca sarıldı

Selim en sonunda boğuluyomuş gibi tepkiler verince Salih bıraktı onu ve "2 aydır görüşmedik , çok özledim lan"

Selim "Bende bende"

Kestiiiik Bölüm sonu

17haziran2024












Yeni hikaye hayırlı uğurlu olsun , beğendiniz mi ?
Tahmini 4 part olucak

kan kokusu√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin