Allah'ım bismillah diyen Hürrem Sultan gibiydim şuan. Çünkü ben yeni işime başlamış ve ciddi anlamda çok zor bir hafta geçirmiştim. Bugün ise ilk izin günüm yani Cumartesi günü. Asya ise ısrarla burda iki arkadaşım var biri inanılmaz zengin,bize gelsinler diyip duruyordu. Ben ise zaten yorgun olduğum için yarın diyordum. Gayette haklıydım."Ya kızım, akşam gelecekler zaten!" Dedi Asya sinirle.
"Yav bende diyorum ki, yarın akşam gelsinler!" Dedim her zaman ki gibi sinir harbi geçiren ifademle."Ya Allah Allah! Alt tarafı iki kadeh rakı içicez ya. Neyse ben senle uğraşmayacağım. Çağıyorum akşama!"
Dedi Asya inadına yapar gibi."Aman iyi. Bok ye inşallah Asya!" Dedim tüm asil ve elit kişiliğimle.
"Amin canım gel beraber yiyelim!" Dedi alaycı bir sinirle.
Göz devirmekle yetindim. Bu sırada da Asya arkadaşlarına mesaj atıyordu.
"Heh, tamam geliyorlar akşama!" Dedi çocuk gibi bir heyecanla.
"Gelenler erkek mi bu arada?" Dedim televizyonda istediğim kanalı ararken.
"Evet, iki erkek biri Güneş'le yaşıt biri bizle. Ama bunlar bir zengin var ya anlatamam." Diyerek dedikodu kanalını açmıştı Asya.
Bu kız dedikodu yaparken Emineğh haniğ ismaeel? Diyen teyzeye dönüyordu.
Ben cevap vermiyorken Asya anlatmaya devam etti.
"Bak bunların Ankara'da, İstanbul'da falan her yerde şirketi var. Bunlar normalde İstanbul'da yaşıyorda bir proje için 1 yıllığına geldiler buraya." Dedi heyecanla Asya. Bende yalandan bir şokla kafamı aşağı yukarı salladım.
"Ama var ya, bunların bir annesi var hani şu dizilerde ki kadınlar var ya. Kıyafetleri falan denemeden alan zengin züppeler, heh işte onlardan." Dedi Asya, dedikodu yaparken nefes almıyordu kız.
"Kız sus azıcık! Motorun soğusun bir." Dedim yılmış bir ifadeyle." Vallaha hiç kusura bakma daha neler var neler. Baka şimdi bunların babası..." Diye anlatmaya devam etti. Ama ne büyük şehvetle anlattı. Ben ise onu dinliyor gibi yapıp 'Gelinim Mutfakta' izliyordum.
"Sen beni dinliyor musun?" Dedi Asya en sonunda
"Ya şey işte..." Dedim yerimde kıvranarak.
"Neyse boşver dinleme zaten dedikodu günah. Zaten ben dedikodu yapmam bilirsin, bilgi aktarımı yaparım." Dedi kendinden emin biçimde.
"Ya tabi canım çok iyi bilirim!" Dedim ironik bir sesle.Allah!ben bu bitik su aygırı halimle milyar dolarlık aileyi mi karşılayacaktım? Hemen ayaklandım.
"Ay nereye kız? Oturuyorduk işte." Dedi Asya
"Duş falan alacağım sen izle." Dedim Asya'ya doğru. Eliyle tamamdır işareti yaptı. Banyoya doğru ilerledim. Daha doğrusu koştum. Yıllık bakımımı yaptım. Odama gittim. Hemen vücudumu saran siyah bir elbise giydim ama bacağında iddialı bir yırtmacı vardı. Uzun kollu boğazlı bir elbiseydi. Saçlarımı ise tepemde sıkı bir topuz yaptım. Kırmızı rujum ve iddialı makyajım ile adeta yürüyen bir nükleer bombaydım. Odamdan çıkıp salona ilerledim."Abla alev alıyorsun!" Demişti Güneş. Benim aksime o alevdi, ateşti. Üstünde mini askılı bordo bir elbise vardı. Saçlarına ise su dalgası yapmıştı.
"Asıl sen alev alıyorsun fıstık" dedim gülümseyerek. Güneş ise 'beni bilirsin' der gibi tek kaşını havaya kaldırıp, gururla gülümsedi. Bu haline kıkırdadım. Ama yanımdan geçen şey yüzünden kıkırdamam yarım kaldı.
Yanımdan bir adet Asya geçti ama ne geçmek. Asya hep spor giyinirdi ama bugün mini olmasına rağmen minik bir yırtmacı olan haki rengi bir elbise giymişti. Saçı ise önlerde ki tutamları arkada birleştirip minik bir toka ile toplamıştı.
"Ufff, kızım yakıyorsun! İmkanım olsa ateş emojisi yollarım." Dedim.
Bana dönüp ufak bir kahkaha attı. Kahkaha atarken kulağındaki halka şeklindeki büyük abartılı ama güzel duran küpeleri sallanmaya başladı.
Biz birbirimizi överken kapı çaldı. Kapıyı açmaya gittim. Kibar ve elit kişiliğimle kapıyı açtım.