8- Sütlü Kahve · Final ·

20 3 14
                                    

Minho'yla sevgili olduğumuzdan beri yaklaşık bir ay geçmişti. Ben ne kadar hergün kötüleşsem de o beni hergün mutlu etmeyi başarıyordu.

Bugün sabah kalktığımda göğsümde acayip bir ağrı vardı. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.

Kahvaltı yaptım ve ilaçlarımı içip evden çıktım. Kafeye gidip Minho'yu görmek istiyorum.

*

İçeriye girip kasaya yaklaştım. Minho kafasını eğmiş bir şeylerle uğraşıyordu. Kafasını kaldırınca beni gördü ve gülümsedi.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum. Yanına gelebilir miyim?"

"Gel, gel."

Artık kafede istediğim gibi takılıyordum. Geçenlerde Minho'nun patronuyla tanıştım ve kafeye çok el atmadığım, iş yapmadığım sürece personel odasına, tezgah tarafına girip çıkabileceğimi söyledi.

Kapıdan geçip Minho'nun yanına geçtim.

"Seni özledim."

"Bende seni özledim. Sen içeri geç geliyorum ben."

Dediği gibi personel odasına geçtim, ceketimi astım. O sırada Minho geldi.

Yanıma gelip direkt boynuma sarıldı. Bende ellerimi beline sardım.

"Daha iyi misin? Doktorlar ne diyor?"

Kafamı kaldırıp yüz yüze gelmemizi sağladım.

"Açık olmak gerekirse çok kötü. Zamanım neredeyse hiç kalmadı. Her şey buraya kadarmış gibi duruyor."

Ne zaman Minho'dan ayrılacağım gerçeği yüzüme vursa hep gözlerim dolar. Yine gözlerim dolmuştu. Ölmekten çok korkuyorum ama Minho'dan ayrılmaktan daha çok korkuyorum.

"Ben senden ayrılmak istemiyorum. Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum. Her şey güzel olacak."

"Çok korkuyorum."

"Bebeğim ağlama. O güzel kalbini yorma. Güven bana, her şey eskisi gibi mükemmel olacak."

"Sana güveniyorum."

"Bende sana güveniyorum. Güçlü olacaksın ve başaracaksın. Doktorlar vay canına bu çocuk ne kadar cesur, daha önce hiç böyle bir hastamız olmadı diyecekler."

Beni ağlarken bile güldürmeyi başarıyordu.

"Minho ya! Sayende kendimi çocuk gibi hissediyorum."

O da birkaç küçük kahkaha attı.

"Hadi yeter, müşteriler beni bekliyor."

"Kollarından ayrılmayı hiç istemiyorum."

"Ben daha da istemiyorum. Ama mecburum. Şimdi seni öpeyim çıkışta yine öpeyim böyle anlaşalım olur mu?"

"Olur."

Dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. Geri çekilip bir daha öptü ve sonra yanağımdan da öptü. Sonra birbirimizden ayrılıp dışarıya çıktık.

"Neredesiniz siz? İçeride ne yaptınız?"

"Seungmin dön önüne."

"Bak bak. Naptın lan Jisung'a. Jisung içeride seni sıkıştırdı değil mi?"

"Seungmin hemen işine odaklanmazsan kafana geçireceğim. Hastaneye gitmek zorunda kalacaksın."

"Jisung senle sevgili olduktan sonra buna bir özgüven gelmiş."

I Want Your Coffee // Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin