İhanetin En Büyüğü Gönül İle Yapılandır

199 22 6
                                    

13 haziran perşembe
Zeynep'ten

Perşembe günü ikindi vakti tekkeye gittim hasna ve müesser hanımla tanıştım.

H: ee aramıza hosgeldin öyleyse değil mi

Diğer hanımlar: hoş geldin

M: e hadi sohbet var ,haydi herkes geçsin yerine Zeynep hanım sende bizi takip et

Hiçbir şey söylemeden onları takip ettim . Onlara okudugumu ya da pisikolog olduğumu söylememiştim. Bu yüzünden içimde garip bi korku vardı.

1 saat sonra sohbet bitti . Herkes çekildikten sonra Sadi Hüdai nin yanına gittim.

Z: acaba Cüneyd bey müsait mi bu vakit göreyim bir

S: tabi tabi sizi bekliyor o . Arif eşlik et doktor hanıma

Yine arka taraftan cuneyd'in odasına girdik.

Sonunda yalnız kalmıştık.

C:E bir şeyler ikram etseydik

Z: yok yok burada bir şeyler ikram ettiler zaten.

Daha sonra Cüneyd in eli çarptı gözüme o elindeki benim nişan yuzugumdu bir anda dehşete kapıldım

C: yuzugunuzu geçen sefer burada dusurmussunuz

Z: e -evet

Yüzüğü bana doğru uzattı aldım elinden çantamın içine attım

C:takmayacak mısınız

Z:sonra bi ara takarım ben simdi onemli değil

Cüneyd içinden: evli miydi nişanli mi? Daha önce hiç parmağına bakmamıştım ama şimdi içimde bir şüphe bi korku var

Zeynep icinden: nedense Cüneyd in nişanlı olduğumu ogrenmesinden rahatsız oldum . Sanki o bunu öğrenince aramıza bir duvar örülmüş gibi hissettim.

C: evli misiniz?

Z: yok daha neler sadece bi nişan

C: bu sözlerden anladığım kadarıyla pek gönlünüz yok gibi . Okumussunuz ama pek bir şey değişmemiş.

Cüneyd içinden: nedense nişanlı olması beni çok rahatsız etmişti ve canını yakmak istemiştim.

Z: evet bir şey değişmedi ama benim mecburiyetlerim farkli . Neyse biz esas meselemize  dönelim

C: "mecburiyetten" zaten bizi bu yaşama bağlayan yegane şey mecburiyetlerimiz degil mi?

Z:öyle tabii . Lafı değıştirmek istedim ve Cüneyd 'e nasil olduğunu sordum

C:Allah nasıl olmamı istiyorsa öyleyim

Z: evet hepimiz öyleyiz peki bu içinde bulunduğunuz durum nasıl hissettiriyor ?

C: sizin içinde bulunduğunuz durum sizen nasil hissettiyorsa öyle hissediyorum. "Çaresiz"

Zeynep içinden: nedense gerilmistım takmıştı kafayı nişanlı olmama

Z: sizinle bu gün regresyon tedavisine başlayacaktık.
 

Cüneyd tek kelime etmedi yine ben sözüme devam ettim

Z: Cüneyd bey uzanın lütfen

Sessizce söylediğim şeyi yaptı bende ona bir tık yaklaştım.

Z:şimdi bedenizden uzaklaştığınızı ve anneniz ile geçirdiğiniz son günü bana tarif etmenizi istiyorum.

C: Annemi gördüm beyaz bir ferace var dua okuyorlar basinda annem korkuyor sonra kapıda beni görüyor ben de korkuyorum odalardan birine saklaniyorum annem bağırıyor Cüneyd nerde,  Cüneyd nerde!..
Ben hafifçe kendimi gösteriyorum anneme , annemle beraber dergahtan kaçıp surlara çıkıyoruz annem kırklara karışıcaz kuşlara karışıcaz diyor ben korkuyorum annem beni de cekistiriyor yüksek burası diyorum sonra annem hadi diyor ve atlıyor... Annem atladı annem intihar etti?! Anneee!..

Z: Cüneyd tamam artık buraya geri dön.  Bu günlük bu kadar yeter.
Sakin ol derin nefes al ver.

Oldukça korkmuş görünüyordu küçük bir çocuk gibi tam o sırada kapıdan bir ses geldi panikledim Cüneyd çok bağırmıştı galiba birisi bizi duydu diye korktum .

Cüneyd efendi yemek getirdim. 
Bu ses kapıdan geliyordu , ses Sadi hudainin kızı Feyza'ya aitti

Cuneyd'e baktım oda zaten kötü durumdaydı ben hemen kitapların arasında saklandım Feyza da daha fazla bekleyemeyip içeri girdi
F: Cüneyd efendi iyi misin? Zeytin yağlı getirdim siz seversiniz. 

C: tamam Feyza bırak oraya çık

F: Cüneyd... efendi iyimi...

C: Feyza çık!

Feyza hayal kirikligi ile odadan çıktı ben de saklandığım yerden çıktım tekrar Cüneyd'in yanına geldim .
Nedense Feyza beni bir hayli rahatsız etti sanki Cüneyd de gönlü vardı ama Cüneyd 'in onu kovması hoşuma gitti.

Z:hadi biraz yemek yiyin bitap düştünüz

Hafif kısık ve çocuğumsu bir sesle
C: yemiycem

Z: ama seviyormuşsunuz

C: annem çok güzel yapardı sonra da hep kendi yedirirdi. Babam kızardı bırak kocaman çocuk kendi yesin diye ama annem yine kendi yedirirdi

Bu çocuksu tavırları ve üstüne anlattıkları galiba beni annesi yerine koymuştu hemen kaşığı tabağı elime aldım ve dolmayı önce ikiye daha sonrada 4 parçaya ayırdım Cüneyd o sırada bana şaşkın şaşkın bakıyordu kaşığı Cüneyd in ağzına doğru yaklaştırdim o ise kımıldamadan bana baktı

Z: hadi ama doğrulun biraz

Cüneyd dogruldu ve kasitaki dolmayı Yavaşça ağzına aldı hala anlamsızca bana bakıyordu. Sonunda tüm tabak bittikten sonra tepsideki peçeteyi aldım ve Cüneyd 'in ağzına sildim. 

Benden bir açıklama bekliyor gibiydi

Z: e sizin yiyeceğiniz yoktu bende bir doktor olarak hastamı böyle bırakamam

Zeynep içinden: aslında böyle bir şey yoktu bunu tamamen ben uydurmuştum hatta hastalarımızla bu kadar yakın olmamalıydik

Cüneyd ayağa kalktı ben de onu takip ettim odasından çıktık beni bir mezarın başına götürdü
Z: anneniz mi
Dua okudum hemen oda benimle beraber okudu

C: en büyük ihanet nedir ?

Z: kişiden kişiye değişir önemli bir nokta

C: siz hiç ihanet ettiniz mi ?

Z:yok

C:nişanlınıza?

Z: hayir her ne kadar sevmesemde ben iffetli  bir kadınım yapmam öyle şey

C: o kadar emin olmayın "ihanettin en büyüğü gönül ile yapılandır"

Bu sözle sanki beynimde yankılanıyordu. "İhanetin en büyüğü gönül ile yapılandır "
O her şeyin altında yatan asıl amacimi anlamıştı en beteri bunu yüzüme vurmuştu utandım aynı zamanda öfkelendim hemen koşarak oradan uzaklaştım

Tam mezarlıktan çıkarken muesser hanıma çarptım

M: ne bu acelen?

Cevap vermeden uzaklaştım

Muesser hanim mezarlığa doğru yürüdü orada Cüneyd efendiyi gördü. 

Muesser hanim içinden: hayırdır inşallah Cüneyd efendi ile Zeynep hanım mezarlıkta tövbe tövbe...

Başka Bir Evrende En Güzel Halinle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin