Sabah kahvaltısından sonra ortak bahçeye çıkmıştım. Hastanedeki tüm hastalar genelde burada olurdu. Kafayı epey sıyırmış olanlar dışındakiler tabii.
Bahçedeki ahşap banklardan birinde oturmuş elimdeki kitabı okuyordum. Ancak odaklanamıyorum ve bu yüzden aynı paragrafı tekrar tekrar beş defa okumuştum. En son bu durumdan rahatsız olan kişi Katie oldu.
" Yeter be güzelim! Sabahtan beri aynı paragrafı okutuyorsun bana." dedi Katie isyankar bir şekilde.
" Ne yapayım Katie? Anlayamıyorum şu önde bağıran iki manyak kadın yüzünden!" dedim öfkemi sesime yansıtmaya özen göstererek.
Katie, psikiyatri kliniğine geldiğimizden beri çok değişmişti. Artık eskisi gibi sakin değildi. Öfkeli, karamsar, korkutucu bir hal almıştı. Bu davranışlarının sebebinin buraya alışmaması olduğunu düşündüğüm için üstelememiştim.
" Zoe, biri buraya geliyor. Sana söylediklerimi unutma. Hiç kimseye kendinle ilgili detay verme! Dedi Katie.
" Tamam Katie. Sakinleş. "
Benim yaşlarımda biri yanıma geldi ve oturdu. Başta biraz çekinsem de daha sonra ona uyum sağladım.
" Selam, ben Louis Grey. Arkadaşının sorunu ne? Korkutucu bakıyor. Dedi çocuk güven veren bir ses tonuyla.
" Zoe ben, Zoe Pride. Katie' den korkmana gerek yok. İyi biridir. Sanırım senin arkadaşın da gayet iyi biri. " dedim aynı şekilde.
" O Arthur. Yeni tanıdığı kişilere hemen ısınmaz ama sizi sevdi sanırım..." dedi Louis çekingen bir şekilde.
Daha sonra Arthur ağır adımlarla Katie' nin yanına oturdu. Arthur yüzünden neredeyse Louis' in dibine girdim...
Aradan geçen kısa zamanda Louis' in odasını öğrendikten sonra hemşirenin zoruyla psikolojik testlerimi yapmaya götürüldüm. Doktorun yanındayken hemşire doktora geceleri çığlık attığımı, çevreme ve kendime zarar verdiğimi anlattı. Bunun üzerine cildimdeki yaralar ilk geldiğim zaman olduğu gibi tekrar tekrar kontrol edildi.
Ben şahsen bu aşamadan nefret ediyorum. Ne de olsa tanımadığım birinin benim tüm vücudumu görmesi hoş değil. Ancak yattığım sedyeye bağlandığım için engelleyecek bir tavır sergileme imkansız.
En sonunda odamdayım. Gecenin bir yarısı ve ben uyuyorum. Ancak rüyalarım beni rahat bırakmıyor.
Rüyamda Katie var. Bir arabanın içinde bir oraya bir buraya savruluyor. Daha sonra uzun ve sivri bir cam parçası Katie' nin ağzını kesiyor. Arabanın bir ormanın ortasında durmasıyla Katie zar zor arabadan uzaklaşıyor. Ormanın içine doğru ilerlediğinde elinde tüfekle geyik ailesini gözetleyen bir avcı görüyor. Avcıya arkasından yaklaşıyor, omzuna dokunuyor ve yardım istiyor. Ama avcı Katie' yi o halde görünce korkuyor. Tüfekle Katie' yi vuruyor. Sonra ben çığlık atmaya başlıyorum. Katie gözlerimin önünde ölüyor. Hemşireler yanıma gelip iğne yaptıklarında son hatırladığım şey Katie' nin kan içinde kalmış yüzü oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayali Arkadaşım-GÜVENDESİN-
Teen FictionZoe tek başına yaşayan sessiz, sevimli ve sıradan bir kızdı. Hayali bir arkadaşı olana kadar...