"senin olmak istiyorum" (pedri x gavi)

1- "koşulsuz"

Yüksek perdeli inlemeler ve sızlanmalar küçük kulüp tuvaletinde nefes nefese kalırken yankılandı, yanağını beyaz duvara bastırırken, büyük çocuk arkadan ona vurdu, soğuk eller kalçalarını o kadar
sıkı tuttu ki günlerce koyu mor morluklara sahip olmasını sağladı. Gavi, pedro'nun dokunuşunun cildine basılması düşüncesinden zevk aldığı için hasta olduğunu biliyordu, onun tarafından işaretlenmek, Pedri'ye aitmiş gibi hissetmek neredeyse hayvani bir dürtüydü, olmasa bile...

Küçük çocuk kendini zar zor ayakta tutabiliyordu, dizlerini Pedri'nin içine soktuğu acımasız kuvvetten büküyor, kendini desteklemek için ellerini duvara doğru düzleştirdiği hıza ayak uydurmak için mücadele ediyordu. Büyük çocuk, Gavi'nin kalçalarındaki tutuşunu serbest bıraktı ve ellerini gencin gömleğinin altına kaydırdı, soğuk eller göğsünü okşarken ve hassas göğüs uçlarını sert bir şekilde sıkıştırırken cildinin üzerinde tüyler diken diken oldu, sanki ilk eylem için özür diliyormuş gibi onları yatıştırdı, ancak sonra gencin göğsüne saldırıyı tekrar tekrar tekrarladı, kaba ve nazik hareketler arasında sürekli olarak gelip giderek genç Sevillalının sızlanmasına ve gözlerini zevkle devirmesine neden oldu.

Pedri'ye çok benziyordu; sert sonra nazik, ama sonra göz açıp kapayıncaya kadar tekrar kaba.

Gavi, onun daha yüksek sesle inlemesini karşılamak için kalçalarını geri hareket ettirmeye başladı. Pedri, pis sesleri engellemek amacıyla gencin ağzını sıktı. Parmakları, küçük çocuğun yanaklarında derin girintilere neden oldu.

Siktir... Gavi onu kaybettiğini biliyordu, resmen aklını kaybetmişti. Kelimelerin yeterli olmayacağını bilen Pedri tarafından fiziksel olarak susturulması gerekiyordu. Gençler söz konusu olduğunda kelimeler hiçbir zaman yeterli olmazdı...

"Şşş... bebeğim, takım arkadaşlarımızın bizi duymasını istemiyoruz, değil mi?" Fısıldadı, dudaklarını Sevillalının kulağına bastırdı ve sonra kışkırtıcı inlemelerini boynunu emerek yavaşça susturdu.

Gavi, takım arkadaşlarının gizli buluşmalarını öğrenmeleri düşüncesiyle omurgasından aşağı doğru bir titreme hissetti, bu onu garip bir şekilde heyecanlandırdı.

"Mhm.." genç boğuldu, Pedri'nin  ellerinin üzerinde sesi duyulmuyordu. Kendisine "bebeğim" dendiğinde inanılmaz derecede sertleştiği için kendinden nefret ediyordu.

Ellerini Pedri'nin boynunun arkasına sararak hafifçe ona doğru döndü. Kendi gözleri zevkten yaşlarla doluyken, yalvararak onun gözlerine baktı. Onu çok fena öpmek istedi ama Pedri buna izin vermedi. Bu onların küçük 'düzenlemelerinin' bir parçasıydı. Her zaman gence "Dudaklarından öpücük yok, Erizo!" deyişini hatırlatırdı.

Pedri ona bu şekilde davranmak için acımasızdı, her zaman Gavi'ye hiçbir duygunun dahil olmadığını açıkça belirtti. Yaptıkları şey, sadece maçlarından önce stres atmaktı, derdi.

Ve Gavi umutsuzca aşıktı...

Pedri, genç Sevillalının neye ihtiyacı olduğunu anlıyor gibiydi, ağzının üzerinde olan elini, gencin uzunluğunu kavramak ve itişleriyle aynı ritimle çekmek için getirdi.

Zevkten bunalan Gavi sanki refleksmiş gibi,  her iki elini de yaşlının koluna sardı, tırnakları kas yapısını kazıdı. Kırık bir hıçkırık dudaklarından kaçarken yüzünü Kanarya'nın omzuna sakladı.

"Lütfen... ahhhh... Pe- Pedri lütfen..."

"Lütfen ne? Sözlerini kullan bebeğim.."

"Hahh... Lütfen lütfen bana izin ver- ahh... gel.."

Gavi, dudaklarını yerleştirdiği cilde karşı eski gülümsemesini hissedebiliyordu; boynu ve omzu arasındaki uzuvda.

"Benim için çok iyisin... Gel Erizo!" diye fısıldadı, boynunu koklayarak...