1

121 8 0
                                    

Ben Aden Vera. Evet Sadece Aden Vera. Karanlık kömürlüğe kilitlenen bir kız. Saatlerce babası tarafından canice, öldürülesiye dövülen, sesini çıkarmayan daha doğrusu sesini çıkaramayan bir kız. Saklanmak için hiç bir şey yapamazdım. Yoksa herşey biterdi.

8 saat olmuştu, buraya kilitli kalalı. Duvara baktım binlerce çizdiğim çizgilerin arasına bir tane daha ekledim.her geldiğimde bir çizik atardım. İlk 8 yaşımda kilitlenmişdim. Şimdi ise 17 yaşımda kilitleniyordum hala reşit değildim gidemezdim. Polise gitmiştim defalarca ama Nalet olası adam bir şekilde kurtuluyordu.
Annem... Onu 8 yaşımda kaybettim.
Babam tarafından öldürülürken sadece şok olmuş bir şekilde izliyordum.

Yıl 2000

Lunaparka gitmişlerdi demir ailesi. Vera Aden Demir , Suna Demir ve Yalçın Demirin biricik kızıydı.

Suna bir şeyler anlatıyor, Yalçın ise nedendir bilinmez asabi bir halde onu dinliyordu.

Suna konuştukça, Yalçın sanki daha da sinirlenmeye başladı.

Sağ eliyle sımsıkı tuttuğu kızı Vera Aden' nin elini bırakmadan, sol eliyle eşi Sunaya vurmaya başladı.

Suna ümitsizce bir iki çırpındı. Yalçın birkaç tokat daha vurdu.

Orta yaşlı bir kadın önlerine geçti...

"Ellerin kırılsın edepsiz, utanmıyor musun kıza vurmaya" Yalçın ise "Sana ne "dedi, "sen kendi işine baksana!"

Aden Vera ise babasının elinden hem çekiştiriyordu hemde ağlıyordu.

Oradan birkaç kişi "bırak o kızcağızı" dediler, "bırak yoksa, senin için iyi olmaz!"

Yalçın Aden Vera' nın elini bıraktı, "Siz ne karışıyorsunuz?" diye onların üzerine yürüdü. İnsanlar hemen toplandılar, içlerinden bazıları Sunayı ve küçük Aden Verayı korumaya aldı. Yalçın' ı da engelleyenler oldu. Ama Yalçın durmak bilmedi .

Cebinden bir çakı çıkardı. Önüne gelenlere sallamaya başladı. Bir yandan da ondan uzaklaşmalarını fırsat bilmesiyle karısının kolunu tutup itelemeye başladı. "YÜRÜ!" diye bağırıyor bir yandan da koşarcasına ilerliyorlardı arkalarından ise koşan Aden Vera vardı.

Yalçın eve gelince kapıyı açıp içeri karısını fırlattı. Karnına tekmeler attı yetmedi kafasına tekmeler savurdu her yerinden kan akıyordu Sunanın . Yalçın geri çekildi. Sunaya baktı. Yaptığını beğenmemiş gibi surat ifadesiyle çakıyı Sunanın tam kalbini üzerine geçirdi bununla birlikte hep yerde kanlar içinde yatan sunadan hemde hala kapının eşiğinde inme inmiş Aden Vera' dan aynı anda çığlık yükseldi.
Ve o gün orada Suna Demir ve daha haberi olmadığı bebeği hayatına Aden Vera ise sesine son verdi.

Şimdi

Kapı sert bir şekilde açıldı. O pis sırıtışıyla yüzüme bakıyordu. Hissediyordum. "Ooo yüzüme mi bakmıyorsun şimdi de noldu? " dedi o pis sesiyle. Onun yüzüne bakmıyorum değildi, bakamıyordum. Sadece o değil,
her erkekle sadece 3 saniye göz göze geliyordum . Bana bunu zorunlu kılmıştı. Ona baba diyemedim Yalçın bey derdim. O istememişti zorunlu kılmıştı. Onun yüzüne bakamazdım döverdi. Yine o bunu zorunlu kılmıştı.Bunlari artık istem dışı yapardım alışmıştım. Aynı dayak yediğim gibi.Hiç bir şey yapamamam gibi. Ona itaat etmek zorunda olmam gibi.
Ellerimi kaldırıp cevap verdim.
"Siz öyle istemiştiniz Yalçın bey."
Az da olsa işaret dili biliyordu.
"Aaa sen konuşamıyordun değilmi tüh çok üzüldüm" dedi yalancı bir üzüntüyle. Yine yüzüme vuruyordu bu konuyu alışmıştım ama sadece Yalçın dediğinde. Çünkü başka insanlar dediğinde kaldıramazdım bilirdi bunu Yalçın.
"Neyse uzatmîycam kalk hazırlan hastaneye gidiyoruz. "
Dedi ve arkasını dönüp gitti. Neden gidiyorduk ki hastaneye benim için desem ölse götürmezdi. Bende yavaşça olduğum yerden kalktım karnım sızlamadı çünkü uyumuş durumdaydım buda benim için iyiydi. Kalkıp yukarı kata odama çıktım.telefonuma baktım ve saate gözüm çarptı saat sabah 10' du en son gece 1 di saat o kadar olmuş muydu ?

Üstüme yeşil uzun kollu kazak altıma kot pantolon ve beyaz ayakkabılarımı geçirip bahçeye çıkıp Yalçın 'ı beklemeye başladım.

10 dk sonra kapıdan Yalçın çıktı ve "arabaya bin " diyerek arabanın sürücü koltuğuna geçti.Bende arkaya geçip oturdum. Arabayı çalıştırdı ve hızlı bir şekilde yol aldı.
Duyduğumuzda arabadan inip hastaneye baktım 'ÖZEL KARAN HASTANESİ' yaziyordu. Oha biz buraya neden geldik ki? Diye sorularla baş ederken Yalçın durdu yanımda "küçükken karıştırılmışsın onun için geldik, sus birşey belli etme." dedi ve önden yürümeye başladı. Ben şok olmuş bir şekilde bakarken, o ilerlemiş bana bakıp "HADİ " diye bağırmışdı. Hızlı adımlarla peşine takıldığında bir odanın önünde durdu kapıyı çalmadan içeri girdi. Bende açılan kapıyı tıklayıp girdim boş yer görünce oturdum ve başhekimin konuşmasını bekledim."yıllar önce bir karışıklık olmuş... Kara bey mezardaki bebeğin dna 'sına baktırmış , dna uyumlu değilmiş ve o günün kamera kayıtlarına baktığımızda ise küvezde olan bebekleri bir hemşirenin karıştırdığı gördük ve o kişiler Aden Vera Karan ve Aden Demir .vefat eden bebek ise Aden Demir olduğunu gördük bugün bu karışıklığı düzeltmek için buradasınız. " dediğinde ölen bebeğe üzülmüştüm ama yüzüme yansitmadim boş bakışlarla ellerimi izliyordum ve o an oradakilere bakmadığım aklıma geldi kafamı kaldırıp baktığım da karşımda bir adam ve yanında bir kadın vardı ellerini birbirlerine kenetlenmiş beni izliyorlardi göz göze gelince hemen gözlerimi çektim ve yanlarındaki kişiye baktım kara gözleriyle göz göze geldim göz bebeklerim titredi. Korktum. Siyah saçları siyah gözleri siyah takım elbisesiyle ürkütücü görünüyordu. Yanlarında birde benim yaşımda biri vardı siyah saçlı mavi gözlüydü ama o bana bakmiyordu. Başhekime bakıyordu. Bana çok benziyorlardı onu fark ettim. Demek gerçekten ailem onlardı. Uzaktan bakan biri zaten bunu fark edebilirdi.

Çok azcık üzüldüm yani...
Çok az...

Ben yıllardır boşa dayak yemiştim .boşu boşuna dövülmüştüm. O küçük yaşımda ben onları yaşamıştım. Ben boşuna 10 yaşımda tecavüz edilmiştim. Herşey. Herkes. Boşunaydı. Boştu. Ben bu hayata geçmemeliydim. O kız yerine ben ölmeliydim.
Ben ölmeliydim. Dedim içimden kendime. Hissettim. Sen ölmeliydin dedi annem. Babamla göz göze geldim ilk defa uzunca. Sen ölmeliydin dedi babam azını oynatarak .

Ben ölmeliydim.
Ben ölmeliydim.
Ben ölmeliydim.
Dedim içimden.

Sen ölmeliydin.
Sen ölmeliydin.
Sen ölmeliydin.
Dedi babam.

Sen ölmeliydin.
Sen ölmeliydin.
Sen ölmeliydin.
Dedi annem.

Kafamın içinde tekrarlandı tüm sesler.

Sen ölmeliydin.
Ben ölmeliydim.

Ben ölmeliydim.


Sen ölmeliydin.

Sen ölmeliydin.

Ben ölmeliydim

"Aden"
" Aden duyuyor musun?"
"Doktor çağırın acil"
"ADEN KIZIMM"
"Çekilin hastayı sedyeye almamız gerekiyor..!"
"ADENN!!"

Sesler çok uzaktan geliyordu. Boğuk bir ses... birisi ağlıyordu. Birisi benim için ağlıyordu hemde hüngür hüngür. Sesler kesildi. Duymadım hiçbir ses hiçbir sesi duyamadım .
Karanlığın arasından beyaz birini gördüm. Annemdi... Üvey annemdi... birini daha gördüm annemin kucağında bir bebekti. Annem seslendi "bak Vera o senin kardeşin.Karnımda öldü o da benimle birlikte adını sen koyacaktın o yüzden hala bir adı yok. Şimdi git ailenin yanına güzel kızım onlar seni sevecek. Daha erken kardeşinin adını koymana çok gençsin yaşa. Mutlu ol. Ben mutlu olmadım. Sen ol. Şimdi o tavşanı takip et "dedi. Ve kayboldu. O sırada ayağımın dibindeki tavşan koşmaya başladı "dur bekle " dedim beklemedi var gücümle koştum sonunda tavşanı gördüm ama oda kayboldu...

"Hastanın ölüm saati 11.02 " dedi yaşlı bir adam.
"Hocam o yaşamalı daha çok genç" dedi naif bir kız sesi. Kapı açılma sesi ve "Malesef kaybettik" dedi yine yaşlı adam. Bağırma sesleri ağlama sesleri bir birine karıştı. O kız ise kabloları çıkarıyordu ama ben yaşıyordum. Ölmedim. Annemin sözünü dinledim. Makineden gelen kalp ritim sesleri o kadar kargaşa sesi susturmaya yetti. Herkes sustu naif sesli kız konuştu "o yaşıyor..."
"Hocam o YAŞIYORR!!" Ayak sesleri işittim ve yaşlı adam konuştu" bu çok garip " kız ise"Hocam garip değil kız güçlü" dedi.

Devam edecek...
1010 kelime.

ADEN VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin