7.Bölüm

10 2 0
                                    

Multimedia: Prison Break (soundtrack)

Kulübeden yavaşça çıktım ve etrafa bakındım. Kimse yoktu. Herhalde bunlar kaçarken kameraları imha etmiştir diye düşünerek hızlı adımlarla kapıdan geçtim. Cezaevinin bahçesi de ürkütücüydü. Binaya doğru ilerlerken sesler geldi. Merdivenin yanında gördüğüm konteynerların arkasına saklandım. Üstte bir kamera vardı ama çalışsaydı şimdiye enselerlerdi. Bir kaç polis arasında konuşarak merdivenlerden indi.

"Sen ön kapıda dur; biz arka kapılara gidelim."

Biraz geç kaldınız...

Onlar gözden kaybolunca merdivenleri yavaşça çıktım. Arkama bakarak ilerliyordum ki bir şeye çarptım. Kollarımın arkamda tutulmasıyla kelepçenin soğuk metalini tenimde hissettim. Arkamdaki polis memurunun iteklemeleri ile koridorda ilerledim ve üzerinde "müdür" yazan bir kapının önünde durduk. Arkamdaki adam kapıyı eliyle vurup içerdeki "Gel!" sesi ile kapıyı açtı ve beni içeri soktu.

Müdür masası olduğunu tahmin ettiğim masanın önünde durduk. Derin bir nefes aldım. Başımı kaldırdım ve müdüre olduğunu gördüm.

"Anlat!" diye bağırdı kadın. Korktum. Bir anlık yüksek sesten ürkmüştüm yoksa başıma gelenlerden ve geleceklerden korktuğum yoktu. Risk alarak girmiştim içeri. Her şey Alvin içindi.

"Neyi?"

"Neredeler?"

"Kimler?" sakinliğim karşısında kadın daha öfkelendi. Hızla ayağa kalktı ve yanıma geldi. Arkamda ki adam kollarımı daha da sıkarken kadın parmak uçlarıyla çenemi kaldırdı.

"Her şeyi teker teker anlatmazsan bu güzel gözlerin çeşmeye dönecek küçük hanım." dedi dişlerini sıkarak. Cevap vermedim.

"Mahkumlar nasıl kaçtı? Tüm planınızı anlat!"

Gerçekten korkmuyordum ve bu beni hem şaşırtıyor hem de iyi hissettiriyordu. Kadın ben tepkisiz kaldıkça sinirleniyordu. Bu hoşuma gitse de mantıklı olmalıydım. Bu kadının öfkelenmesinin Alvin'i bulmama bir yararı yoktu. Numara yapabilirdim.

Kekele Pamela!

"Be...be...ben...neyden bahsettiğinizi bilmiyorum. Gerçekten."

"Benim sınırlarımı zorlama!" diye tısladı.

Ağla Pamela!

Gözlerimden akan yaşlarla titremeye başladım. Kadında mimik oynamadı.

"Konuş yoksa..."

"Ben gerçekten dediklerinizi anlamıyorum. Be... ben hiç bir şey yapmadım." biraz geri çekildi ve alayla güldü.

"Hep aynısını söylerler!"

Pes etmek yok. Devam Pamela!

Daha güçlü ağlamaya başladım. Bir yandan hıçkırıp bir yandan burnumu çektim. Kadın küçümseyici bakışlarla kafasını sallıyordu. İçeriye biri girdi. Kapıda ki polisti bu. İşte bunu kullanabilirdim.

Yalvar Pamela!

"Ne olur yardım edin...Ben hiç bir şey yapmadım...Ziyarete geldiğimi biliyorsunuz lütfen söyleyin ona... Ben kimseye kaçmasında yardım filan etmedim... Lütfen ben suçlu değilim..."

"Yeter!" 2.kez korkuttu beni bu kadın. Bu nasıl ses?

"Sen bu kızı daha önce gördün mü Edd?"

Adam yüzüme baktı ve halime acımış bir hali vardı.

"Evet efendim. Taksiyle geldi ve birini ziyaret etmek istediğini söyledi."

Kadın beni baştan aşağı süzdü. Sandalyesine oturdu.

"Otur bakalım küçük hanım." dedi sakince.

"Ellerimi çözebilir misiniz? Canım yanıyor..." dedim burnumu çekerek.

Kadın çenesi ile işaret verdi ve polis bileklerimden kelepçeyi çıkardı.

"Teşekkür ederim."gösterdiği sandalyeye oturdum.

"Küçük hanıma bir bardak su getirin, kendine gelsin." dedi önündeki kağıtlarla uğraşarak. Beni yakalayan polis dışarı çıktı. Kadın çekmeceden bir kaç mendil çıkartıp bana uzattı. Insan olabiliyormuş demek ki. Mendilleri aldım ve abartarak sümükürdüm. Burdan kurtulunca iyi bir gülecektim.

Kadın kafasını bir sağa bir sola sallayıp Edd'e döndü.

"Sen neden gelmiştin?"

"Alvin Morbey efendim..." Duyduğum isimle kulak kesildim.

"Öldü."

d9kuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin