The beginning of everything is a crown/bxb

2

"hey, hey! bekle bir saniye ben istediğin her şey derken arasına bunu katmamıştım!"

nefeslerimin ve öpücüklerin arasından zar zor konuşurken bir yandanda karşımdakini itmeye çalışıyordum. bana gerek kalmadan biranda geri çekildi ama hâlâ elimi tutuyordu.

"zor mu kullanayım yoksa senin rızan ile zevkli bir sevişme mi olsun?"

şaşkınlık ile ona bakıyordum. ne yani bir insan bunu nasıl cevaplardı? yok ben istemiyorum siktir git desem ya sonum polis olur ya da hard bir sekse zorunlu bırakılırım.

peki eğer seni istiyorum delikanlı dersem ne olur? zevk verici ve soft bir seks ve taç! pekala gururumu hiçe saymalıyım. sonuçta fazla gurur göte vurur değil mi? gerçi gururumu hiçe saymadığım zamanda gurur yerine başka bir şey göte vuracak ama..has siktir ya her türlü göt elden gidiyor nick! sıçtın kardeşim.

"bu kadar ne düşündün?"

karşımdakine baktım. biraz yüzümü yaklaştırıp sanki adını bilmiyormuş gibi adını sordum.

"pekala adın ne senin?"

kıkırdayıp dudağıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.

"bunu şu an bilme ama belliki istiyorsun. anlaştık."

-3. şahsın (yazarın) ağzından-

theo nick'in boynuna gömülüp hem emiyor hemde ısırıyordu. nick ise inlemesini yutmaya çalışıyordu. sarı saçlı oğlan biranda tişörtünden içeriye giren parmakları hissetti. karşısındaki oğlan inlemesini tutduğunu anlamış olmalıki sarışını inletmek için elinden geleni yapıyordu.

sarışın daha fazla kendini tutamayıp rahat bırakmıştı. inlemeleri odayı dolduruyordu ve bu siyah saçlının çok hoşuna gidiyordu. böylelikle daha çok tahrik olduğu kesindi.

sarışın olan biranda kendini siyah saçlının kucağında bulmuştu.

"hadi bu işi çabucak bitirelim."

-bir süre sonra(nick'in ağzından)-

yavaşça beni bekleyen jake'in yanına gidip elimdeki tacı kafasına fırlattım.

"vay! başarmışsın! ama hırpalanmışsın ne oldu lan sana?"

"kes sesini jake."

jake'i arkamda bırakarak tam jake'in geldiği arabaya ilerlicekken jake'in sesini duydum.

"um...şey nick"

durup ona baktım.

"bu sahte.."

bağlı olan kollarım çözülerek yere düştü.

"bu bir...ne dedin?"

"sahte.."

sinirden ellerimi saçlarımının arasına atıp gülmeye başladım. tepeye baktığımda balkonda theo'yu görmüştüm. sırıtıyordu.

"seni..seni orospu çocuğu!"

jake hızla beni arbaya sürüklemeye başlamıştı.

"bırak lan! bir turda ben sikeyim şu puştu!"

jake beni arabaya atıp ön koltuğa yerleşti ve gaza hızla bastı.

"sikeyim nick orada ne oldu?"

"tch"

sinirden konuşacak haldebile değildim. zar zor dişlerimi sıka sıka konuştum.

"ulan ben tacı tam ele geçirecekken bu şerefsize yakalandım."