17.

15 3 0
                                    

Günler hep aynı rutinlikte ilerliyordu. İş ve ev arası gidip geliyordum. Tabi arada kocam olacak adamla da didişip duruyorduk. Gerçekten fazla zor bir kişiliği vardı. Ben eğlenceli, deli dolu, neşeli bir insanım ama o tamamen benim zıttımdı. Öncelikle fazla kıskanç ve ben bu kadar karışılmaya alışık değilim. Bir de  çok ruhsuz ay bununla hayat mı geçer canım. Ne bir eğlence, kaçamak ne bileyim, kafa dağıtmak gibi eylemler hiç biri yok! Şaka gibi ama gerçek.

Bunların haricinde aramızda çekim çok farklı. Dünya durmuş gibi hissettiğim, zamanın akışını yitirdiğimiz nice anılar yaşıyoruz ama ilerisine hiç gitmedik. Sürekli evliliği gerçek kılmak istediğini söylüyor. Bazen bende çok istiyorum ama sonra bir şeyler oluyor ve biz birden tartışıyoruz.

Düşüncelerimi bölen adama aynadan bakış atıp saçlarıma döndüm.

"Teşekkür ederim." Arada yaptığımız kuaför seansındaydık ve ben saçım yapılırken sıkılıp düşüncelere dalmıştım.

"Harika yapmışım ayol!" Gözleri sürmeli adama ters ters baktım.

"Ee Tabi malzeme güzel olunca.." Diye hemen cevabı yapıştırdım.

"Ah tanrım saatlerimi harcadığım sanatımı kamufle ediyor." Ne saçmalıyordu bu! Ters bakışlarımı atıp ayağa kalktım. Manikür odasına doğru ilerleyip odaya dan diye girdim. Ama kimse beni fark etmemişti bile.

"Hasbam! Kendini ne sanıyormuş acaba!?" Eda'nın sözlerine gülümseyerek yanına gittim. Konuya o kadar dalmış ki beni bile fark etmedi.

"Eda?" Sonunda başını bana çevirdiğinde önce kısalan saçlarıma baktı. Gözlerinde ki beğeni dolu bakışlardan memnun olmuş şekilde söyleceklerini beklemeye başladım.

"Senin ki deliye dönecek! Kıskançlıktan çatır çatır çatlayacak! Çok güzel olmuşsun Liya." Aman yeterince çekiyorum kıskalıklarını daha fazlasına gerek yok.

"Teşekkür ederim."

Sonunda kuaförden çıktık ve eksiklerimizi almak için büyük bir avmye geldik. Eğlenerek yaptığımız yorucu alışverişin sonunda avmdeki restoranlardan birine girdik. Bu saatlerde fazlasıyla kalabalık oluyormuş. Eda ile ileriye doğru ilerlediğimiz de gördüklerimle yerime çivilendim resmen.  Başkasıyla sarmaş dolaş fazla samimi görünen kişi kocamdan başkası değildi. Gözlerim dolduğunda neden bedenimin böyle bir tepki verdiğini anlayamıyordum. Kalbim sıkışıyormuş gibi sızladı. Mideme kramp girdi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

"Liya.?" Eda'nın sesiyle kendime geldim. Hızla titreyen ellerimle telefonumu çantamdan çıkarıp birkaç fotoğraflarını çektim. Telefonu avucuma alıp sıkarken diğer boşta ki elimle de Eda'nın kolunu tutup çıkışa doğru ilerledim.

"Bir şey yapmayacak mısın?" Diye soran arkadaşıma başımı iki yana sallayarak cevap verdim.

"Hiçbir zaman rezil bir insan olmadım Eda bu saatten sonra da olmam. Onun yaptığı gibi rezillik yapmam. Her şeyimi sessizce hallederim bilirsin." Başkaları gibi bağıra çağıra hesap sormam ben. Ben öyle rahatlayamam.

"Sen şimdi eve git ve benden haber bekle. Senden bir iyilik isteyeceğim."

"Tamam ne istersen yaparım biliyorsun. Dikkat et kendine." Dedi ve tedirginlikle yanımdan ayrıldı. Bende ciddi ifademle oradan ayrıldım.

Etrafa son kez baktım. Her şeyimi toparladığıma emin olduktan sonra aşağıya indim. Valizimi kapının kenarına bırakıp salona geçtim ve masanın üzerine eve gelirken çıkarttırdığım resimleri koydum. Aklı varsa arkasını çevirirdi. Ve son olarak Eda'dan istediğim iyilik kalmıştı ama onu beklememe gerek yoktu. Valizimi aldım ve evden çıktım. Korumaların bakışları bana döndüğünde umursamadan arabama valizimi koydum ve çalıştırıp çıkışa doğru ilerledim. Kapıya kadar geldiğimde korumaların kapıyı açmadığını görünce öfkeyle arabadan indim.

"Kapıyı açmak için neyi bekliyorsunuz!?" Korel'e olan öfkemden nasiplerini bu çalışanlar alacaktı az kalmıştı.

"Korel beye haber vermemiz gerekiyor." Tek kaşımı kaldırdım.

"Çekilmezsen eğer haber verecek durumun kalmayacak!" Dedim ve arabama tekrar bindim. Art arda kornaya bastım. Kapıyı hala açmadıkları için geriye doğru gittim. Arada ki mesafeyi yeterli bulunda durdum ve arabama gaz vermeye başladım ibre hızla inip kalktığında gaza sonuna kadar bastım. Önümde ki korumalar kendilerini kenarlara atarken ben son sürat kapıya doğru sürmeye devam ettim. En sonunda kapıyı kırarak çıktım ve arabamı durdurdum. Camımı açıp kafamı dışarıya çıkardım.

"Patron bozuntusuna selamımı iletirsiniz." Dedim ve tekrar gaza basıp radyodan rastgele bir şarkı açtım. Radyoda çalan hareketli şarkıya tezat ben üzgündüm. Gözyaşlarım benden habersiz akmaya başladığında silme gereği bile duymadan arabayı sürmeye devam ettim.



Yol boyunca ağlamıştım ama sonunda Eda ile yaşadığımız eve gelmiştim. Bavulumu da alıp zile bastım. Eda sanki kapının arkasında bekliyormuş gibi hızla kapıyı açtı. Beni görür görmez kollarını bana sımsıkı sardığında bende ona sarıldım.

"Üzülme iyiyim." Dedim. Eda hemen benden ayrılıp yüzümü inceledi.

"Biliyorum. Sen hep iyi ve güçlüsün." Dedi burnunu çekerek. Sümüklü! Gülümsedim iyi ki vardı.

"Dilekçeyi gönderdim. Biraz torpille falan en öne çektirdim davanı. Birkaç güne boşanma dilekçesi ona ulaşır. "

"Tek celsede bitsin istiyorum. Zaten bu evlilik baştan beri hataydı." Eda omzumu sıvazladığında burukça gülümsedim. İçeriye geçtik ve bavulumu öylece bırakıp koltuğa oturduk. Eda Dizlerini gösterdiğinde hiç düşünmeden başımı dizlerine bıraktım ve saçlarımı okşamasına izin verdim. Bunu sevdiğimi çok iyi biliyordu ve beni rahatlatmaya çalışıyordu.

             

                  KOREL ÇİROĞLU

Korumaların aramalarından sonra hızla eve gelmiştim. Avlunun kırılan kapısına baktığımda neden böyle bir şey yaptığını sorguluyordum.

"Baştan anlat lan!" Diye gürkediğimde adam konuşmaya başladı.

Hiçbir neden yokken neden böyle yapmıştı ki? Koşarak eve girdim. Önce odaya çıktım ve dolaplara baktım. Bomboştu bir çöpü bile yoktu tekrar aşağıya indim. Salona girdiğimde masanın üstünde ki kağıt ilgimi çekti yaklaştıkça bir resim olduğunu fark ettim.

Elime aldığımda gördüğüm görüntüyle küfür ettim. Siktir! Her şeyi yanlış anlamıştı. Lan ben ondan başkasına dokunamıyorum bunu bildiği halde nasıl yanlış düşünürdü. Bana sırnaşan bu kadını öldürmem gerekiyordu! Onun yüzünden karım beni terk etti.! Öfkeyle fotoğrafı büktüğüm de arkasında bir şeyler yazdığını fark ettim ve kırışan fotoğrafı düzelttim.

'Güvensiz ve inançsız hayatımda bunlara asla yer vermemem gerektiğini gösterdiğin için teşekkür ederim. Oyunu bitiriyorum Korel Çiroğlu. Hoşçakal..

Liya Kaplan...'

Asla gidemezsin! Asla benden gidemezsin buna izin vermem!?

RUH-U REVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin