Ne Kadar Sakin Bir Gün

20 6 9
                                    

-2022-

   Sabah kalktığımda içimde çocuksu bir heyecan vardı. Bunun sebebi bugün liseye başlayacak olmamdı.

   Hemen lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Dişlerimi kahvaltıdan sonra fırçalayacaktım. Hemen üstümü değiştirdim. Çantamı sol omzuma atıp anamın karşısına geçtim. Saçlarımı örmeyi unuttuğumu fark edince çantamı yatağımı üstüne fırlatıp saçımın ön tutanların örmeye başladım. Daha sonra ördüğüm kısımları arkadan birleştirdim. Artık kesinlikle hazırım.

   Sol omzumda çantam vardı. İçinde çok bir şey olmadığı için rahat rahat taşıyordum. Hızlı adımlarla merdivenlerden inerken ayağım basamağa takıldı. Tam yüz üstü düşecektim ki birinin beni omzumdan tutup kaldırmasıyla son anda kurtuldum. Arkamı döndüğümde ablamı gördüm.

" Aybeniz, senin düşmeni görüp kahkahalarla gülmeyi çok isterdim ama maalesef çok güzel olmuşsun. Bu günlük daha az eziyet edeceğim sana." dedi ablam. Beni bu kadar rahat kaldırmasının sebebi yıllardır hem yüzme hem de kick box yapmasıydı. Eee güçlü ablaya sahip olmak kolay değil. Eli aşırı ağır.

   Ablama dil çıkartıp tekrar koşar adımlarla mutfağa indim. Mutfağa indiğimde annem masayı hazırlıyordu. Babam genelde bu saatlerde evden çıkmış oluyor. Bu yüzden onu sadece akşamları görebiliyorum.

   Kahvaltı hazır olunca hemen masaya oturdum. Aslında aklım biraz karışıktı. Lise hayatı ve yeni kişilerle tanışmak beni korkutuyordu.

   Kahvaltıyı ilk bitiren ben oldum. Ablam ve annem hala kahvaltı yaparlarken yerimden kalktım ve dişlerimi fırçalamaya gittim. Geri geldiğimde annem kahvaltı sofrasını topluyordu. Ablam ise anneme yardım edemeyeceğini çünkü artık evden çıkmamız gerektiğini söyledi. Galiba kalbim duracak...

   Biz evden çıkıp otobüs durağına koşar adım ilerledik. Otobüs duraktan tam ayrılmak üzereydi ki ablam elini durması için uzattığında otobüsün kapıları açıldı.

   Yolculuk kesinlikle aşırı sıkıcıydı. Ablam kulaklığına müzik dinlerken bir yandan da kitap okuyordu. Ben ise kulaklığımdan çalan müzik eşliğinde yolları izliyordum. Dinlediğim şarkı Kaan Tangöze' nin Bekle Dedi Gitti şarkısıydı.

Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi...

   Kafayı mı yemiştim yoksa bu söz liseye geçmenin sözle tarif edilişi miydi?

   Ablamın koluma vurmasıyla geldiğimizi anladım. Hemen kalktım ve otobüsteki gergin Azerbaycan vatandaşların arasından sıyrılıp kendimi dışarı attım. Gittiğim okul ablamın lisesiyle aynıydı. Ablam on birinci sınıf olduğu için sınıflarımız aynı katta değildi.

   Ablam beni sınıfıma götürdükten sonra kendi sınıfına çıktı. Aman Allah' ım buradaki kişiler insan mı? Dikkatimi ilk çeken şey orta sıralardan birinde oturup önündeki çocukla sohbet eden ve bence aşırı derecede güzel bir kız oldu.

   Daha sonra bakışlarım arkamdan gelen kahkaha seslerinin sahibine döndü. Bir çocuk yanındaki arkadaşına bir şeyler anlatıyor arkadaşı da gülüyordu. Daha fazla ayakta kalmamak adına hemen bir sıraya geçtim.

   Teneffüs boyunca hiç kimse konuşmaya gelmemişti. Yanımda oturan ve adının Fahrettin olduğunu öğrendiğim çocuk ise arada laf atıyordu. Ben tabii ki geçiştirmekten başka bir şey yapamıyordum. Zilin çalmasıyla ellerim buz gibi oldu.

   Sınıfa bir hoca girince herkes sustu. Hadi hayırlı olsun lise serüveni başlamış bulunmakta.

   Ders boyunca yanımdaki çocuk uyudu. Gerçekten dikkatli bakarsanız derslere çok önem verdiğini görebilirsiniz...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen de YalancısınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin