1

7 0 0
                                    

Tenime çarpan güneşin sıcaklığı ve esen hafif meltem ile gayet mutluydum aslında. Duyduğum motor sesiyle oturduğum verandadan kalktım ve bana gülümseyen Berk'e baktım, her zamanki gibi saçlarına özen verdiği belliydi ve yine o büyüleyici parfümünü sıkmıştı. Berk'le henüz küçük yaşta şans eseri parkta karşılaştım ilk. Her çocuk gibi biz de hızlı kaynaşmıştık. Kader bizi bir araya getirmek istiyor ki onunla üst üste defalarca kez karşılaşıp kısa sürede iyi birer arkadaş olduk. Berk benden iki yaş büyük ve benim aksime bir erkek olduğu için o sıralar arkadaşım dediklerimiz bizle çok dalga geçerdi. Annelerimiz de bu karşılaşmalar sırasında normal olarak tanışmış ve zamanla iyi anlaştığımızı görüp arkadaşlığımızı sürdürmemiz için birbirlerinin telefon numaralarını almışlar. Annem, Berk'in annesi Nilay abladan numarasını alırken "Deniz normalde çok hırçın bir kızdır. Berk'le vakit geçirirken anlamlandıramadığım ve bana yabancı gelen bi şekilde çok sakin ve huzurlu görünüyor." demiş. Haksız da sayılmaz aslında çünkü Berk'in yanında kendimi gerçekten huzurlu hissediyorum. Berk benim için yıllar içinde sadece bir arkadaş değil aynı zamanda kardeş oldu. Onu abim gibi görüyorum ve ne zaman yardıma ihtiyacım olsa onun benim yanımda olcağını biliyorum. Aynı okula gidiyoruz. O on ikinci ben ise onuncu sınıfım. Beni her sabah motoruyla evimin önünden alıyor ve okula götürüyor ancak ben motorlardan çok korkuyorum ve bu nedenle ona her defasında sıkı sıkı sarılıyorum. Bu onun çok hoşuna gidiyor. Berk bu gün yalnız gelmemişti. Yanında yakın arkadaşı Furkan'da vardı. Furkan'la Berk 4 Yıldır sınıf arkadaşı ve ben de Berk gibi Furkan'a kısa sürede alışıp sevdim. Furkan'la ben Berk'le olduğum kadar yakın olmasak da iyi arkadaşlarız ve bazen üçümüz birlikte vakit geçiriyoruz. Berk'in arkasına atladım ve okula doğru yola çıktık. Sınav haftamız gelmişti ve ben hiç çalışmamıştım bu nedenle sınıfta yakın arkadaşım olan ve dersleri de iyi olan Güneş'le birlikte dersler başlamadan bir saat öncesinden okulda olup birlikte çalışmak için anlaştım. Berk'de sağolsun benim için erken kalmayı kabul etti. Berk'e her sabah yaptığım gibi sıkı sıkı sarılıp teşekkür ettim ve ardından sınıfa, Güneş'in yanına çıktım. Güneş benim geldiğimi fark etmeden pencereden bakmaya devam ediyordu. Bakışlarını takip edip Furkan'a baktığını farkettim. Güneş'in uzun zamandır Furkan'dan hoşlandığını bir süre önce farketmiştim. Güneş inkar ediyor ama aynı zamanda çok da belli ediyor. Hafifçe öksürerek beni fark etmesini sağladım ve bana "Günaydın sarışın." diyerek tebessüm etmemi sağladı. Güneş güzel bir kızdı. Kumral saçları, yeşil gözleri ve hafif çilleri vardı. ben de ona "Sana da güzellik." dedim. Normalde Furkan hakkında da bir şeyler söyleyecektim ama Güneş'i utandırmak istemedim. Nasıl olsa hazır olunca konuşacaktır benimle. Güneş ve Furkan tanışmıyorlar ve Güneş uzaktan seviyor. Aklımın bir köşesine yazdım, o ikisini tanıştıracağım. Güneşin yanına oturdum ve çalışmaya başladık. Biz çalışırken Ege diye başka bir çocuk da geldi ve çalışmaya başladı. Sanırım o da sınava hazırlanıyor. Çalışmaya başladıktan yaklaşık yarım saat sonra Güneş lavaboya gitti ve ben Ege'yle yanlız kaldım. Ege'yi sevmiyorum. İnsanlara çok üstten bakıyor, öğretmenlerin yanında melek oluyor, çok şerefsiz ve yaptığı sporu yani basketbolu kızları etkilemek için yapıyor. Bunun farkında olan kızlara da bu tabii ki itici geliyor. Güneş'in gitmesini fırsat bulup her gün elli farklı kıza yaptığı gibi bana da o çapkın bakışlarıyla bakıp göz kırptı. Bunun üzerine ona bakıp göz devirince canının sıkıldığını ani değişen mimiklerinden anladım. Oh canıma deysin. Aynı anda beş kızla konuşup hepsini üzen o değil miydi? Azıcık da o üzülsün. Biraz sonra şansını tekrar denemeye karar vermiş lacak ki "Hangi dersi çalışıyorsunuz?" diye sordu. Ben ise yüzüne bile bakmadan ona biyoloji çalıştığımızı söyledim. Bir anda bana "Biliyor musun benim biyolojim çok iyidir istersen çalışmana yardım edebilirim." dedi. Bunun üzerinden içimden "En iyi dersinin biyoloji olduğunu biliyorum zaten özellikle de karşı cinsin biyolojisini çok iyi bildiğine eminim ama senin yardımın eksik kalsın yöntemlerinin benim için güvenli olduğundan emin değilim." demiştim ki bunu sadece içimden değil aynı zamanda dışımdan da söylediğimi farkettim ve o an yerin dibine girmeyi tercih edebilirdim. Güneş nerde kalmıştı, beni niye bu çocukla yalnız bıraktı ki, aklı nerdeydi? Ege bana kızgın bakışlar attı ve bir şey söylemedi. Yaklaşık beş dakika sonra da Güneş geldi ve konuşma orda beni oldukça memnun olan bir şekilde son buldu.

Biz MasumdukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin