1. BÖLÜM

259 20 6
                                    

KÖTÜLÜĞÜN  İLK TOHUMLARI...

.
.
.

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.












O7:09: 2006

Tanrı ve şeytan büyük bir kumar masasına oturmuştu, şeytan duygularını Tanrı ise insanları kaybetmişti.

Adem ve Havva'dan sonra şeytan yemin etmişti Tanrıya ' İnsanları öyle bir hale gelecekler ki bana ihtiyaçları kalmayacak!' şeytan sözünü tutmuştu. Şeytanın tüyleri bir bir kopup sahiplerini buldu. Biri öfkeye can verdi diğeri nefrete , diğeri intikama, bir diğeri ise hırsa can verdi.

Siyah şeytan tüyü küçücük bir tohuma konmuştu . Dünyada daha küçücük olan bir tohuma konmuştu ve tohumun adı Behram olmuştu. 

.
.
.

Gözlerinde diğer çocukların ki gibi masum bir parıldama yoktu tam tersine , şeytanı bile kıskandıracak kadar ölümcül ve hırsla bakan gözler vardı .

Herkes den nefret eden bir çift kahverengi göz , bunlar daha on üç yaşında ki bir çocuğa aitti . Kalbi şimdiden o kadar karanlıktı ki , daha şimdiden karanlık ve kötülük onun bedeninde can bulmuştu .

Dedesi onun bu halinden oldukça memnundu, dudakları keyifle iki yana doğru kıvrıldı ve gözlerindeki şeytani parıldama daha da alevlendi , kendisi gibi bir suç makinesi yetişirmişti ve oldukça gururluydu, küçük çocuk kocaman bir hayranlık ile dedesine bakıyordu . Dedesi gibi iki elini kendi arkasında birleştirmiş Urfa kalesinden  ayakları altına dizilmiş olan kocaman şehri Urfa'ya bakıyorlardı .

Hepsi dedesine aitti . Hepsi dedesinindi.

Dedesi gururla baktı kendi küçük kopyasına , evet o kadar çocuğunu eleyip yerine daha küçük olan torununu varis olarak seçmişti , çünkü bu küçük çocuğun gözlerinde ki olan nefret ve hırs hiç bir oğlunda görememişti.  Tam istediği gibi duygusuz ve hırslı bir çocuktu .

Arkaya gidip oturdu yaşlı adam ve torununu yanına çağırdı. Küçük Behram gelip hayranı olduğu dedesinin yanında oturdu. Yaşlı ve kırışmış yılların düşmanı olan bu gözler saf hırsla parıldayan küçük gözlere dikkat ile bakıyordu .cebinden üç mermi çıkardı.

Çocuğun küçük elini kendi kırışıklıklar ile kaplanmış koca eleri arasına aldı , avuçlarındaki üç mermiyi tek tek çocuğun avuç içlerine yerleştirdi. 

İki merminin üzerinde bir şey yazıyordu. 

Welat BERJERİ .

Rıza BERJERİ. 

Dedesi ve dedesinin babasının ismi yazıyordu bu mermilerde ancak diğer merminin üzerinde hiç bir şey yazmıyordu. Çocuk gördükleri ile önce bir affalasada sonra tekrar kahverengi gözlerini dedesine dikti. 

"İyi bak bu mermilere evlat . Ben bu mermiyi hak ettiğimde senden iki yaş küçüktüm "

Aklındaki zehiri yavaşça tatlı bir dile çocuğun saf kötülük ile çalışan beynine aktarmaya çalışıyordu. Yüzündeki şeytani ifadeye rağmen sesindeki şefkat yetişkin bir insanı bile kandıracak türdendi .

Çocuk pek bir şey anlamamıştı ama yine de dinliyordu dedesini.  Yolundan gitmesi gereken tek kişi oydu onun için.

"Sen bu mermiyi çoktan hak ettin evlat. Benim yaptıklarımı yaparsan ..."

Sağ elini kaldırıp muazzam görünen Urfa manzarasını gösterdi ve tekrar döndü çocuğa.

" Hepsi ama hepsi senin olur.  Benim varisim sensin , benden sonra sen buranın sahibi olacaksın evlat !"

Öyle güzel bir dille söylemişti ki her şeyi.
Çocuğun gözlerindeki karanlık duyduklarıyla daha da büyürken yüzünde de kocaman bir sırıtma vardı.  Sonunda o da dedesi gibi olacaktı. 

"Sen ne dersen o "

Artık kader ipleri kocaman bir kördüğüm olmuştu.  Çocuk kaderine ilk ıslak imzayı atmıştı .

Kader yazılmıştı ve yaşaması gereken kişiler tek tek oluyordu .

"Sana vasiyetim... Oğlum Cengizin doğacak olan kızı ile evlenecek onun herşeyini alacaksın , kimseye acımayacaksın!"

Ona göre acıma duygusu zayıflara ait bir şeydi , bundan uzun zaman önce daha on altı yaşındayken o zayıflara ait olan acıma duygusunu kendi kız kardeşini öldürürken kaybetmişti .

.
.
.

Tüm Urfa'ya duyurulmuştu artık yeni varis Behram Berjeri'idi ve gelecekteki karısı da daha annesinin karnında yedi aylık olan bir kız çocuğuydu.  Kader onun için de yazılmıştı ama onun hiç bir hak ve yükümlülükleri olmayacaktı çünkü o daha doğmadan kaderin ipleri onun boynuna dolanmıştı. 

Gelecekti karısının adını bile kendisi koymuştu , her şeyi hazırdı artık tam bir ağaydı ve Urfa tamamıyla ona aitti vede daha doğmamış olan Lorî Berjeri de ona aitti. 

Kötülüğün ilk tohumları artık filizlenmişti.

.
.

.

YENİ KİTAPIM İLE ARANIZDAYIM .

BEHRAM NASIL?

LORÎ?

DEDESİ?

SİZCE NASIL OLUCAK?

FARKLI BİR TÖRE KİTAPI BUUUUU

SİZİ ÇOK SEVİYORUM BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 💜🪽🫶🏻

♠ACININ ALTINDA ♠∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin