iyi okumalar!Instagram/ endtheocean
Üzerimde baştan aşağı yeni sezon Chanel takımı varken kendimi prensesler gibi hissediyordum. Alışık olduğum bir durumdu bu, birilerinden iltifat almak hiçbir zaman zor olmamıştı benim için; yolda yürürken bile kulağıma çok güzel olduğum hakkında fısıltılar gelirdi.
Mutluydum.
Kim bu kadar güzel övgüler almak istemezdi ki? Bencillik yapmazdım, yapamazdım. İnsanlar benim için çabalarken ben onlar için daha çok çabalamalıydım. Podyumda yürürken bir sorun mu çıktı? Tamam, en hızlı şekilde düzeltmeliyim ki zayıf noktamı göremesinler. Yolda yürürken fotoğrafım mı yayıldı? Hiçbir şey olamamış gibi davranmalıyım. Hakkımda iftira mı atıldı? En güzel şekilde kendimi açıklamalıyım ki yine herkes bana hayran kalsın.
Peki ya şimdi...
Şimdi ne yapacağımı bilmiyordum. Kendimi birçok kez kapana kısılmış hissetmiştim ama bu farklıydı. Bu kez yolun sonunu göremiyordum ve bu içimdeki boktan his bir türlü gitmiyordu. Her an bayılacakmışım gibi yanımda duran menajerime sinirli bakışlar atmaya çalışsam da gözlerimin kaydığının ben de farkındaydım. Bayılacaktım.
Uykusuzluk, stres, açlık... Her şey üst üste gelmişti.
Odanın içinde dönüp dolaşan patronum beni daha da strese sokuyordu; ama stres olacak kişi ben değil, o piç kurusu adamdı. Onu bulduğum ilk an öldürecektim.
Dün gece, her zamanki gibi, arkadaşlarımla beraber barda eğlenirken hiç tanımadığım bir adam tarafından tacize uğramıştım ve üstelik medyada sanki o adam sevgilimmiş gibi lanse edilmişti.
Alkol almazdım. Alkol demek, kilo demekti; bu yüzden yaşanılan her anı hatırlıyordum, her detayına kadar.
Tuvalete gitmek için kızların yanından ayrılmış, dar bir koridora girmiştim. Çok fazla insan yoktu, zaten çoğu kişinin fotoğrafımı çektiğini bildiğimden saklanma gereği de duymuyordum ama koridorun karşısından gelen adamın, hiç beklemediğim bir anda bana sarılıp yanağımı öpmesiyle hayatımın şokunu geçirmiştim. En kötü olasılıklarımdan bile kötüydü bu durum. O an vücudumu sanki işlevini yitirmiş gibi hareket ettirememiştim ve en çok bu yüzden kızıyordum kendime.
Put gibi olduğum yerde kalmasaydım, şu anda bu halde de olmayabilirdim.
Daha sonra olanlar daha da kötüydü. Kendimi zar zor toparlayıp kimseye haber vermeden eve geçmiştim. O soğuk suyun altında kaç dakika kaldım bilmiyorum ama bornozumla yatağımda uzanmış, boş gözlerle tavanı izlerken kapım bir anda deli gibi tekmelenmeye başlamıştı. Gece yarısı böyle bir hareketi yapacak tek kişi vardı.
Yasmin.
O kadar iyi bir oyuncuydu ki, gerçekten de beni düşünüyormuş gibi duruyordu uzaktan. Herkesi kandırabilirdi ama beni asla. Benim bayılıp bayılmamam umurunda falan değildi. Umurumda olan tek şey, itibarımdı.
"Sen ne bok yediğini sanıyorsun Lena?"
"Markalarla anlaşmaların ne olacak? Hepsi bıracak bizi."
"Söyleseydin tek gecelik birini bulurdum."
Yüzüme uzatılan su bardağıyla olduğum yerde irkilip etrafıma bakındım. O kadar fazla dalmıştım ki konuşulanları bile bir süre sonra duymayı bırakmıştım. Suyu getiren stilistime elimden gelebildiğince gülümsedim ve bir yudum içerek kendime gelmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ KALP
General FictionKalbin bir kez attığında anlıyorsun yaşadığını. Belki de kalbini attıran kişidir senin şansın. Dönüp dolaşacağın kürkçü dükkanı, 𝘖𝘯𝘶𝘯 𝘺𝘢𝘯ı.