KK'yi yayımladıktan sonra Wattpad'in kapanması bana da şok oldu ama yine buradayız. benden kaçamazsınız^-^oy ve yorumlar unutulmasın lütfen🩶
iyi okumalar!
B a r ı n S o n y e l
Müzik hayatımdı.
Daha okuma yazma bilmiyorken bile piyano çalmayı bilirdim. Piyanodan sıkıldım, davula geçtim; davuldan sıkıldım, gitara geçtim ve gitar hayatımdan hiç gitmedi. Her tür gitarı çalabilirdim ama elektro olan şu sıralar favorimdi.
Eğitmenim yetenekli olduğumu söylerdi fakat ona inanamıyordum. Yetenek, doğuştan gelen bir şeydi. Benimkisiyse azimdi, çalışmaydı ve en nihayetinde de başarı. Çoğu şey önüme daha bebekken altın tepsiyle sunulmuş olsa da hepsini elimin tersiyle çevirmeyi de bilmiştim. Hazıra konmak lügatımda yoktu. Hiçbir zaman da olmayacaktı.
Evet, ailem hep yanımda olmuştu. Asla desteklerini yok sayamazdım ama stüdyoya girdiğim an tek başımaydım. Kimse yoktu. Sadece ben ve zihnimin içinde durmak bilmeyen sözler...
Bütün şarkılarımın altında benim imzam vardı. Hazıra. Konmak. Yok.
Ailemin yanı sıra haksızlık edemeyeceğim iki kişi daha vardı.
Ruby ve onun tatlı kardeşi Miles.
Bu işe başladığım ilk andan beri yanımda olmaları belki de hayatımın en büyük şansıydı. Çünkü eğer bu insanların içinde barınabilmek istiyorsanız arkanızdaki insanların sağlam olması gerekiyordu.
Ruby menajerim olarak bu görevi layıkıyla üstleniyordu. O olmasa, muhtemelen Barın diye biri de olmazdı. Ben bu hayattaki en değerli kişinin kendim olduğunu bildiğimden kimseyi sikime takmazdım. İnsanlar hep bir şeyler derdi. Eleştiri adı altında donuma kadar sövdükleri için onları umursamayı çok önceden bırakmıştım. Tabii, bu kadar rahatsam arkamı da biri toplamalıydı. Ruby de bu göreve seve seve üstleniyordu. Çoğu zaman şikâyet etse de... Artık alıştığını düşünüyordum.
Ruby'nin biricik kardeşi, Miles. Anneleri İngiliz olduğu için isimlerini yabancı koymuş olsa da hiçbir zaman yurt dışında yaşamamışlardı. Miles'la o kadar dalga geçiyordum ki adını değiştirmeyi bile düşünmüştü bir ara; ama tabii ki değişmemişti, inadı yüzünden.
Zaten ona adıyla değil, başka bir şekilde sesleniyordum ve bu delirmesi için daha büyük bir sebepti. Onu çıldırtmak, yapmaktan en zevk aldığım şey olabilirdi.
Çalan telefonumla beraber elimde döndürüp durduğum kalemi bıraktım ve arayan kişiye baktım. Ruby. İyi insan lafın üstüne gelirdi, sözü doğru olmalıydı.
Telefonu açtığım an Alo bile diyemeden konuştu. "Neredesin?"
"Stüdyoda," dedim oldukça konforlu olan sandalyemde en geriye yatarak. Buraya ilk kez girmiştim. Önceki stüdyoma veda etmek hiç de kolay olmamıştı ama oradaki çoğu eşyayı buraya getirmiştim. Evimde gibi hissediyordum.
"Niye telefonu açtın o zaman?" diye sordu değişen ses tonuyla.
"Canım istedi."
"Bir sorun mu var?"
"Hayır," dedim oflayarak. "Açtığıma pişman etme beni."
"Emin misin?" diye sordu tekrardan. Her zaman böyleydi. Sorgulamadan duramazdı asla, en ince ayrıntısına kadar bilmeliydi her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ KALP
General FictionKalbin bir kez attığında anlıyorsun yaşadığını. Belki de kalbini attıran kişidir senin şansın. Dönüp dolaşacağın kürkçü dükkanı, 𝘖𝘯𝘶𝘯 𝘺𝘢𝘯ı.