Nora, Chiara'ya sessizce Sergej'in belinde silah gördüğünü söyleyince, Chiara oldukça paniklemişti. Sırpları vazgeçiremeyeceklerini bildikleri için kızlara mesaj atıp İtalyanlar ve Granitleri partiden uzaklaştırmalarını gerektiğini söylemeye karar verdiler.
chiara
kızlar
acilen italyanları partiden uzaklaştırın
arnavutları da
biz partiye geliyoruz ve silahlılar
maja
illallah geldi sizin militan sevgililerinizden amk
nora
şakalarını sonraya sakla maja
durum ciddi
maja
tamam chiesalara söylerim ben nehire gidelim falan diye uydururum birşeyler
siz de diğerlerini ayarlayın
lea
ben frattesiyi getiririm muçi'yi de
serena
kimi ayarlayayım ben aq
di lorenzo alman olduğumu duyunca benimle konuşmayı kesti
chiara
caroline yollusu nerede ona söyleyin
maja
riccardo ile tanrı bilir nerede napıyorlar
nora
chiesa ve arnavutlar gözükmesin de ortalıkta
bi de di lorenzo mudur nedir
diğerlerine birşey yapmazlar sanırım
maja
tamam halletmeye çalışırız
Maja ve Serena Manuel ve Toni'ye önemli bir işleri olduğunu söyleyerek yanlarından ayrılıp İtalyanların oturduğu yere gelmişlerdi.
Maja aralarında en mantıklı davranabilecek olan kişinin Barella olduğunu düşünerek, kulağına eğilerek olanları anlatmıştı. Beklediği gibi Nicolo da kızların sözde planına uymaya karar verip arkadaşlarına dönerek şehirdeki en iyi birayı yapan pub'a gitmeleri gerektiğini söylediğinde birkaçı hallerinden memnun olarak gitmeyi reddetmişlerdi.
''Dostum bu bir kültür, Millfield'a gelen herkes ilk gün Mayflower'da bira içer. Biz geldiğimizde de içmiştik, değil mi kızlar?'' dediğinde kızlar onu onaylamıştı.
Sonunda gitmeye ikna olduklarında Nicolo kızlara sordu,
''Caroline'i gördünüz mu, tuvalete gidiyorum dedi en son 20 dakikadır yok.'' diyince Serena ve Maja anlık birbirlerine baksa da Serena, Caroline'i çağırmaya gitmek için parti mekanının içine girmişti.
Marie ve Trent, okula doğru ilerlerken Trent Marie'nin kendisiyle ne işi olduğunu pek anlamış değildi. Çünkü Marie ile arkadaş değillerdi, gerekmediği sürece pek konuşmazlardı. Trent'in Serena'nın çoğu arkadaşıyla bir geçmişi olsa da Marie onlardan biri değildi.
''Niye beni apar topar okula getirdin Marie?'' diye sorduğunda Marie telefonunun feneriyle bilgisayar odasını bulmaya çalışıyordu.
''Birazdan anlarsın Trent.''
En sonunda bilgisayar odasına girdiklerinde Trent'in bilgisayarın başına oturmasını söyleyip Federico Chiesa'nın mesajlarına ulaşması gerektiğini söylemişti.
''Elinde onun telefonu olmadan nasıl yapayım bunu?''
''O kadar bilgisayar içerisinden Federico'nun bilgisayarına seni boşuna oturtmadım herhalde, o kadarını da sen yap.''
