'Kahraman'

2 0 0
                                    

Farklı bir hikaye ile sizinleyim.Umarım beğenirsiniz,hikaye hakkında düşüncelerinizi yoruma yazarsanız beni devam etmem için daha çok teşvik edebilirisiniz.Sizi seviyorum watpadd güzelleri ❤️❤️







Karanlık,çok karanlık.Düşünceleri gece kadar karanlıktı belki de.O küçük bedenini güçsüz kollarıyla sarmalamıştı yere çökünce.Seslere aldırış etmeden olduğu pozisyonu bozmak istemesede kafasını ağırdan kaldırıp bakmıştı.Gürültülü ve kükrercesine gelen seslerin sahibine bakarken aslında korkması gerekenin o olmadığını anlamıştı.
O bir kahraman diye geçirmişti içinden.

Lilya bu geceyi de geçirebilecek bir yer aramak için gecenin en tehlikeli saatlerinde gezinirken,başına geleceğinden habersiz bu ara sokakta bulmuştu kendini.Annesi ve babası daha küçücükken vefat etmişti.Ailesinin de kimsesi olmaması lilyayı tamamen kimsesiz biri kılmıştı.Dünya kötülüğünü bu yaşta lilyaya göstermişti.

O minik ellerini yerden destek almak için değdirdiğinde çamurlu yere oturduğundan habersiz ayağa kalkmaya çalışmıştı.Karşısında yüzü ona dönük olmayan adama hayran hayran bakıyordu.
Henüz nasıl biri olduğunu bilmeden.
Sadece onu o kötü bildiği adamdan koruması bile,hayatı boyunca ona yapılan en güzel iyilik olduğunu biliyordu.
Gülümsemişti.
Mimikleri gevşerken gülümsemek böyle mi hissettiriyor diye düşünmedi değil küçük kız.Çünkü gülümsemek ondan yoksun kılınan birşeydi.
Kahramanı bir adım atarken ileriye doğru,onu bırakıp gidecekti diye bedenini hızlı bir refleskse ileri attı onun gibi.
Giyindiği uzun kabanının eteklerine tutunduğunda yeşil gözleri sokak lambasının altında parıl parıl parlıyordu.
Kahramanı arkasına dönmemek için yeminli gibi gözüküyordu.
Eteklerini çocuğun elinden çekiştirip ileriye doğru yürümeye başladı yeniden.
O yürüdükçe sokak lambaları yanıp sönüyordu.
Rüzgar hiddetini arttırmış kabanının etekleri geriye doğru savruluyordu.
Lilya yüksek sesle seslendi ona.
(Büyüyünce seni bulucam)
Adam durdu ve bir kaç adım öte de arkasına dönmeden hareketsizce durmuştu.
Saçları tel tel savrulurken dudağının kenarı hafif kıvrılmıştı.Ağzının kenarında kalan kan lekesini diliyle temizlerken kafasını yan duracak şekilde çevirmişti küçük kıza karşı.(Benden korkmuyor musun?)
Küçük kız ellerini kenetlemişti birbirine,çünkü hava git gide soğurken üstünde ki kıyafetler onu ısıtacak kadar kalın değildi.Gözleri parlayıp açılırken (İnsan kahramınından neden korksun ki ?Sen benim kahramanımsın.)
Genç adam bu durumda şaşırmıştı.Beklediği cevapların ve davranışların ötesinde bir kız duruyordu karşısında.Kaşları çatılırken Lilya tekrar seslendi (Bana adını söyler misin?)
Karanlıktan yüzü pek belli olmasada Lilya görebildiği kadarıyla onu hatırlamak ister gibi gözlerini bir saniye bile ayırmıyordu ondan.
Genç adam göz kapakları yorgun düşercesine bir kaç saniye düşündü
(Draven)
Biraz daha kafasını ona çevirdiğinde,nasılsa onu hatırlamayacağı için rahatlıkla söyleyip ardında lilyayı bırakarak devam etmişti.

LİLYA VE DRAVEN SONSUZ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin