'Davetsiz misafir'

1 0 0
                                    



Bugün tam olarak 200 yaşına girecekti yaşamının 200.yılında son nefesini vermek için kendini bile bile ateşe atacaktı.Kim bile bile kendini ateşe atmak ister ki.?
Bir vampir bile olsanız vazgeçeceğiniz tek bir canınız oluyor.Çok düşünmüştü bunu Draven Hallen.

200 yılı aşkın insanların dünyasında varlığını gizleyerek yaşamını sürdürmüştü Draven.Zaman zaman var oluş sebebini sorgular,hayatından vazgeçme arzusu ile son zamanlarda dolup taşmıştı.Kendi soyunun insanlarla mücadelesinde kendi payının olmasını istemiyordu.
Sadece beslenmek için insan avına çıkan vampileri öldürmek için defalarca kez yeltensede babası Steven Hallen tarafından engellenmişti.Annesi Angel H. İkiz kız kardeşi Katy H. Onun bu durumundan ötürü çok üzülselerde ellerinden birşey gelmiyordu.
Zaten yapılması gerekeni bugün yapacaktı Draven büyük bir ateşin içinde huzura ereceğini düşünerekten son gecesinde son kez eline kalemini alarak yazacaktı.
İnsanların dünyasında sevilen bir yazardı.

Masada ki eskimiş ve kalın olan defteri eline aldı.Kırmızı bir elmas tam ortasında dururken kenarlarında ki siyah sarmaşıklar sarmalamıştı defteri.Defter onun enerjisini hissetiğinde onu sarmalayan sarmaşıkları yavaşça geri çekiyordu.
Sayfalara yavaşça göz atarken yorgun düşmüş bedeni kapı çalınması ardından o yöne yöneldi.
Annesi Angel H. Ufak bir gülümseyle içeri bir adım attı."Bugün burada olman çok güzel,keşke hep bizimle birlikte olsan" dediğinde bir kaç adım daha atarak yanına geldi.Dravenın saçlarını usulca okşarken yanaklarını avuçlamıştı hafifçe.Draven annesine karşılık verdi onun gibi ,küçük gülümsemesi ile ay bir kaç saniyeliğine sadece onun odasını aydınlatıyordu.Yanağını saran annesinin avuçlarını ellerine alarak öpücük kondurdu.Karşısında duran aynadan annesini izledi.Onu çok seviyordu.Her koşulda tek dayanağı olarak görüyordu.Ama biri daha vardı, tek bir sebep hayatta kalmasına müsade etmiyordu.Bir vampir bile olsanız aşk sizi öldürebilir.
Ölümcül olan bu sevginin ardından toparlanabilmek yerine kolay olanı tercih etmek onun için daha basit bir kaçış yoluydu.
O yüzünde ki ifadeden annesi anlayabilirdi ne olduğunu,içeri girdiğinde zaten hissetmişti.Ayna da derin bir bakışmanın ardından Angelın ellerini omuzlarına bırakmıştı.Kafasını eğip kaşlarını çattığında "Yine onu konuşmayacağım lütfen"Angel girişken olan tarafıyla omuzlarına biraz baskı yaparak "Bu dünya da tek aşk acısı yaşayan sen değilsin,en azından senin aşık olduğun kadın hayatta,hiç dokunamayıp yada toprak altında olan insanlar var Draven" ellerini hızlıca omuzlarından iterek ayağı kalktı kaşları gerim gerim gerilirken "O benim için öldü ,belki toprak altında olsaydı bu kadar canım acımazdı."
Angel dudaklarını kıvırıp oğluna gözleri dolu bakıyordu."Neden bunu kendine yapıyorsun o tercihini yaptı,sende kendi hayatını düzene sokmalısın.Uzun zaman oldu Draven seni artık böyle görmek istemiyorum.Bir anne olarak nasıl hissettiğimi biliyor musun.?Senin canının acısını ben hergün hissediyorum."

Draven yarıda bıraktığı dolu olan şarabı alarak bir yudum aldı.Elleriyle bardağın üzerinde ritim tuttururken öfkeyle bardağı eliyle kırdı.Annesi bir irkilme ile tekrar Dravena baktığında onun da ona bakması ile "Anne " dedi yüksek sesle kaşları artık alnından düşerken ."Ben böyle bir hayat tercih etmedim.Ben sevdiğim kadını kendi ellerimle kendi soyumuzdan olan birine verdim.O bir insan unutmadın değil mi.?Ben bile kendimi ona zarar vermemek için zar zor tutuyorken o kim bilir neler yapmıştır."
Eline batan cam kırıklarını umursamadan yeni bir bardağa şarap doldurmak için masanın yanına yaklaştı.Bir yudum alıp kafasını eğerek gözlerini kapattığında usulca fısıldadı"İlk defa biri için ölmek istedim." Angel topuklu ayakkabılarıyla odada bir kaç adım atarak kapıya yöneldi kumral saçlarını geriye savurduğunda yüzü asık olan oğluna baktı."Asla öyle birşey olmasına izin vermeyeceğim,sana birşey olursa yeni savaşın başlangıcının ta kendisi olurum.Bu gece yükselen ateş yakmayı aklından bir daha sakın geçirme,ayrıca aşağı kapıda şuan bir kız seni bekliyor"dediğinde kapıyı çekip çıkmıştı.
Draven afallamıştı "Siktir,"diyerek kapıyı açıp aşağı yöneleceği sırada annesinin onun düşüncelerini uzaktan göremediği için yakına çağırdığını yeni farkına varmıştı.
Fakat asıl yeteneğin kendisi Draven'dı.Güçlü soydan gelmesi diğer vampir soylarına karşı bir tehditti.
Eskiden en güzel zamanlarını harcadığı kadın "Anna"şimdi ona düşman olan "Cecelion "ile birlikteydi.

Evleri öyle hayal ettiğiniz gibi kasvetli gizemli bir vampir evi değildi.Aksine lüks ve bir o kadarda iç açan bir dekorasyonu vardı.
Camdan merdivenlerden indiğinde kapının kolunu aşağı indirmeden önce dışarıda olan kişinin bir insan olduğunu odasında annesinin söylediği anda anlamıştı.Bunun tuhaf olan yanı ise kokuyu daha önce almış gibi olmasıydı daha derin havayı içine çekerken kapının kolunu aşağı indirdi.
Açtığında karşısında bir kız duruyordu.Saçları oldukça uzun ve küllü sarıydı,güneşten esinlenen saçları sağa sola eserken,gözlerinin yeşilinde takılı kalmıştı.Bu gözleri çok iyi hatırlıyordu.Ama hatırlamak ona iyi mi hissettirmişti kötü mü.?
Karşısında ki genç kız gülümsediğinde kendi yeşillerinde kala kalmıştı.
O kadar içten güzel bir gülümsemesi vardı ki.Draven bir saniyeliğine de olsa ölmeyi unutmuştu.
O küçük kız onu bulmuş muydu sahiden ?
Sahiden biri onu tekrar görebilmek için çabalamış mıydı.?
Aklından geçen düşüncelerden sıyrılıp yeşillerine geri bakmayı denedi.
İki tarafında beklediği sözcük söylenmek için dudaklarından aralanmıştı.Gözleri artık soğuktan çatlamaya duran dudaklarında kalmıştı."Sonunda seni buldum, Draven Hallen"Dediğinde herşeyin başlangıcı olan yeni bir geceye tarih yazılacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LİLYA VE DRAVEN SONSUZ KAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin