"Ahh!! Hangi gerizekalı ayağıma bastı.""Sanırım ben!"
"Hyun gebertcem seni!"
"Lan bir susun nerdeyiz biz en son doğum günümü kutlamıyor muyduk?"
Etrafıma baktım ve yanımda üç tane şaşkın görmemle ağzımdan bir küfür çıktı.
"HASS-"
Ağzımı bir el kapatana kadar
"Shhh küfür yok güzelim"
"Şu durumda bile mi Chan?"
"Evet"
Hyunjin daha fazla dayanamadı.
"Ya biri nerde olduğumuzu söyleyecek mi?"
"Geçmişte..."
Üçü bir anda konuştu.
"NEE!??"
"Ay bağırmayın anlatcam"
Olan herşeyi anlattıktan sonra hepsi sus pus olmuştu.
"Yani ne yapıp edin bu 11 saatin sonunda bana dokunmuş olun"
"Yani diyorsun ki şuan 2021'deyiz ha"
"Evet Hyun neresini anlamadın?"
"Hey bu normal birşey değil ama"
"Aptal bir çiçeğin insan öldürmesi normal mi?"
Bu sefer Chan konuştu.
"Sen 3 yıldır buraya geliyor musun?"
"Sadece güneş tutulmalarında"
"Demek o yüzden gözün kırmızı oluyor."
"Evet ama çok boş yaptık yürüyün gidiyoruz."
"Baban bu 11 saat içinde mi aldatmış anneni bu imkansız."
"Bilmiyorum İnna bu yüzden bunu 3 yıldır beceremiyorum."
Yürümeye başladığımızda kimse konuşmadı. Beceriksizin teki olduğumu biliyorum 3 yıldır bunu başaramamış olmak benim suçumdu çok aptallık ettim.
Ama bu gelişimden önce aklıma farklı bir şey geldi. Düşüncelerim Hyunjin'in sesiyle yarım kaldı.
"Tam olarak nereye gidiyoruz?"
"Çiçeklerin yanına"
"Hangi çiçekler"
"Babam öldükten sonra tarlaya dalmıştım ya o çiçekler."
Çiçek tarlasının yanına ulaşınca elimi mor çiçeklere dokundurdum.
"Hey bunlar o çiçekler dokunma"
"Hayır,bunlar kırmızı değil Chan bunların farklı bir anlamı var ama ne?"
"Hana şu baban değil mi?"
"Evet"
Hızlıca duvarın arkasından babamı izlemeye başladık.
"Size dediklerimi hatırlıyorsunuz kimseye görünmek yok"
"Tamam anladık."
Hyunjin'e side eye atıp önüme döndüm.
Babam ilerlemeye başladı e haliyle bizde arkasından gitmeye başladık."Nereye gidiyor bu adam"
Ses bu sefer Chan'dan çıkmıştı.Kimse cevap vermedi.
"Ne yani ben şuan gerçek hayatta görüldü mu yedim?"