1.5

22 2 0
                                    

harua elleri titreyerek kapıyı caldı. seonwoo'ya nasıl söyleyecegini düsünmüstü yol boyunca ama br türlü bulamamıstı. ne diyecekti gercekten? kendisi de ayakta durmakta zorlanıyordu. seonwoo ne hale gelirdi??

"harua! bu ne hal? gel iceri."

"sagol."

seonwoo kapıyı kapatıp harua'ya döndü. cok kötü görünüyordu. gözleri dolmaya basladı. hissetmisti. riki'ye bir sey olmustu.

"bir sey oldu degil mi? riki'ye bir sey oldu. ne oldu harua? söyle ne oldu?"

harua duvardan destek aldı. dengesini koruyamıyordu. karsısında dolu dolu gözlerle bakan seonwoo'ya baktı.

"seonwoo. ben nasıl derim bilmiyorum. riki. riki artık yok."

seonwoo son cümleyi duyduktan sonra bir süre tepki veremedi. yutkunamıyordu. yere cöktü. kriz geliyordu. hissediyordu.

"NE DEMEK ARTIK YOK? RIKI ÖLMEDİ. O ÖLMEZ. O BANA SÖZ VERDİ. GELİCEKTİ. HAYIR HAYIR. YALAN. RIKI GELİCEK. degil mi harua? lütfen bir sey de. yalan de. gercek degil de."

seonwoo delicesine aglıyordu. titriyordu ve durumu anlamaya calısıyordu.

"yalan degil. maus görmüs. maus da cok kötüydü. konusamıyordu."

harua kendini zorlayarak konustu. seonwoo'nun yanına cöktü ve sarıldı. seonwoo hıckırıkları arasında bir seyler söylüyordu. fakat hicbir sey anlasılmıyordu.

o gün riki'yi seven herkes icin kabus gibi bir gündü. riki'nin bir cenazesi bile olmayacaktı. babası ona bile izin vermemisti. seonwoo ise hayattan kopmustu. sadece oturup duvarı izliyordu. harua da farksız sayılmazdı. taki onları ziyarete geldiginde ögrenmis ve o da mahvolmustu. son 6 ayda hep birlikte takılmıslardı. artık riki'nin olmayacak olması hepsini yıkıma ugratmıstı.

-----

"maus. maus oglum ac kapıyı. yemek yemeyecek misin?

su sesi mi o? yıkanıyor musun? maus cevap ver!

maus dedim! iceri geliyorum."

maus'un annesi korkuyla kapıyı kendi anahtarı ile actı ve icer girdi. acık olan banyo kapısına dogru ilerledi. bir tuhaflık vardı.

"MAUS! YEON CABUK GEL!! AMBULANSI ARAYIN! OGLUM! OGLUM OLUYOR!"

annesi küvetin icinde yatan maus'a dogru kostu. o sırada hizmetli yeon geldi ve ambulansı aradı.

annesi oglunun bedenini suyun icinden cıkardı. nabzına baktı. atmıyordu. maus. maus da artık yoktu. tüm yasamı boyunca huzura ermeyi beklemisti. fakat bunu riki'nin ölümünden sonra yapması bencilce miydi? yinede artık huzurluydu. lanet babası ve amcasını görmeyecekti.

-----
harua, seonwoo ve taki olaylardan 1 hafta sonra maus'un ölüm haberini almıstı. babası olayların birbirine karısmasını istemedigi icin beklemisti. ne kadar igrenc bir baba. ama riki'nin babası kadar degil. en azından ogluna bir mezar vermisti.

ücü birlikte maus'un cenazesine gittiler. seonwoo ayakta zor duruyordu. yine de maus'un hatrına gitmisti. ne de olsa maus sayesinde ögrenmisti riki'nin ölümünü.

seonwoo cenaze sırasında kin ve nefret doldu. en azından bir cenazesi olabilirdi. en azından bir mezarı olabilirdi diye düsündü. riki bunu sonuna kadar hakediyordu. seonwoo gözyaslarına hakim olamadı. delirecekti. cenazeden ayrıldı. diger ikisi de pesi sıra cıktılar. fakat seonwoo coktan ortalardan kaybolmustu.

2 ay önce...

"ya riki!! yapma!! ahahha."

"kacma gel. yakalayacagım seni."

riki ve seonwoo sahil kenarında kosusturup egleniyorlardı. son zamanlardaki en sevdikleri aktiviteydi bu. birlikte zaman gecirmeyi cok seviyorlardı.

yorulunca kayalık bir yere oturdular. gökyüzündeki yıldızları izlemeye basladılar. seonwoo yıldızları izlemeyi cok seviyordu. riki ise seonwoo'nun gözlerini. riki'ye göre seonwoo'nun gözleri yıldızlardan daha güzel daha parlaktı.

"baban hala aynı seyleri mi söylüyor?"

riki tatsız soruya yüzünü burusturdu.

"evet. bosver güzelim. bak yanındayım. elini tutuyorum. bu eli hic bırakmayacagım."

"söz alındı riki bey. eger bu eli tutmayı bırakırsanız. su gördügünüz yüksek kayalıklardan kendimi asagı atarım."

"hey hey sakın öyle bir sey yapma seonwoo. merak etme bırakmayacagım."

riki sevgilisine bir öpücük verdi.

-----

seonwoo o kayalıklara gelmisti. dayanmıyordu. canı cok yanıyordu. 1 haftadır nefes aldıgını bile hissetmiyordu. resmen ölü gibiydi. riki'siz bir hayat onun icin hayat degildi. resmen cehennemdi. ve seonwoo bu cehennemde yasamak istemiyordu.

riki'ye dedigi gibi o yüksek kayalıklara cıktı.
riki'ye, askına, sevgilisine kavusacaktı. bu dünyada onların mutlu olmasına izin verilmemisti. o da sevgilisiyle mutlu olabilecegi bir yere gidecekti.

ayakta duramıyorken kayalıkların en ucuna geldi. eskiden gelip kahkahalarla gülüp eglendikleri yere baktı. burası artık onun icin sadece acı veriyordu. "beni bırakıp gidemezsin riki." diye düsündü. bu acıyla basedemezdi. riki de biliyordu bunu. "aptal. kendini de korumalıydı." bu acıya son vermeliydi bunun icin kendini asagıya bıraktı. düserken son sözü

"geliyorum sevgilim. yanına geliyorum."

oldu. bu bir sondu. belki de onlar icin baslangıctı ama digerleri icin bir sondu. berbat bir son...

 berbat bir son

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
you can't go||sunki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin