" Bu çocuk kimin? "

10 2 6
                                    

" İlk atışın 8, ikinci atışın 9 ve üçüncü atışın da 8! Normalde hepsini 10 atıyordun, ne oldu birdenbire?"

"Bu sabah biraz dikkatim dağınık ama-"

"Turnuvalar sabah ve öğlen oturumu olarak ayrılır, biliyorsun değil mi?"

"Evet Bayan Jang."

"Güzel. Az önce birim başkanı aradı, yarım saatliğine gidiyorum. Geldiğimde dikkatini toparlamış olman lazım."

"Toparlayacağım."

Bayan Jang, eğitim salonundan ayrıldığında direkt olarak başkanın odasına geçmişti. Deiji kendini yorgunlukla yere bıraktı. Amaya sağolsun, yaklaşık iki buçuk saattir, bütün bir yıl boyunca öğrendiği detayları tekrar etmişti spor salonunda.

Dudağının hemen altında başlayan ve çenesinin ucunda biten kızarıklığın geri geldiğinden adı gibi emindi. Oku atarken yayı oraya kadar çektiği ve oradan bıraktığı için çıkıyordu bu iz.

Parmakları zonkluyordu. Gerçekten, uyuşmuş gibilerdi. Devam etmesi gerektiğini biliyordu. Canı da sıkılmıştı zaten.

Az ötede ok atan arkadaşına bulaşmak istedi ve yerinden kalktı. Sessizce arkasında dikilmeye başladı. Amaya onu farketmemişti. Dikkatle yayını gerdi ve hedefine odaklandı.

"Bö!"

Yerinde sıçradı ve oku bıraktı. Hedeflediği sayıyı tutturamamıştı. Sahte bir kızgınlıkla Deiji'ye döndü.

"Napıyorsun ya! Hedefi kaçırdım."

"Üzülme üzülme, bir daha atarsın."

"Atabilir miyim ki?"

"Atarsın sen. Hatta gel yarışalım."

"Kazanan belli zaten."

"Evet, ben."

"Hayır, ben."

Bayan Jang, başkanın konuşması bitince hemen çıkmış ve salona geri dönmüştü. Yaklaşık iki dakikadır kızları izliyordu. Yaslandığı kapıdan uzaklaştı, üzerini silkeleyip salona girdi. Kızlar onu görünce kendilerine çeki düzen verip saygıyla selamladılar.

"Bence de ufak bir yarış yapabilir."

"Ne? "

"Deiji, sen sağ taraftaki hedefi vur. Amaya, sen de sol taraftaki hedefi vurursun. İlk başlayanı seçmek için yazı tura atalım. Kabul?"

"Olur."

"Olur."

Bayan Jang cebinden bir bozukluk çıkardı, tam havaya atacaktı ki telefonuna gelen bildirim ile duraksadı. Mesaja kısa bir cevap yazdı ve gitmesi gerektiğini söyleyerek tekrar çıktı salondan.

Kızlar yine tek kalmışlardı. Aslında takımda dokuz kişi vardı ama bugün derse girmek istemişler ve kurslarına gitmişlerdi. Çoğu, okçuluğu sadece eğlence için yapıyordu. Bu yüzden bazı eğitimlere katılmaz ve kurslara gidip ders çalışırlardı.

Amaya ve Deiji pek ders çalışmazdı.

Amaya ve Deiji, okçuluk konusunda sağlam bir düzene sahipti. İleride de de spor ile alakalı bir şeyler yapmayı düşünüyorlardı.

Antrenörleri çıkmıştı ama yapacak bir şeyleri de yoktu. Yarışmayı yapmaya karar verdiler. Amaya kendinden emindi, Deiji de aynı şekilde.

"Papatyam ilk sen başla."

"Başlayım da, papatyam ne ya?"

"Espriden de anlamıyor işte, off. Başla sen başla."

İkisi de yerlerine geçti. Ayaklarını çizginin yanına yerleştirdiler ve Deiji pozisyon aldı. Oku yerleştirdi, yayını gerdi ve çenesine yasladı.

My Dear DeskmateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin