TANIŞMA

20 3 4
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda havanın yeni aydınlanmaya başladığını fark ettim. Ne? Bu kadar erken mi uyanmıştım.

Düşüncelerimden sıyrılıp yataktan kalktım ve banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp, günlük bakımlarımı yaptıktan sonra kahvaltı yapmak için mutfağa gittim.

Her gün yediğim gibi nesquik yedim nedense bu nesquik'i çok seviyordum. Nesquik'imi yerken bir anda telefonum çalmaya başladı annemin aradığını görünce bir anda şok oldum. Çünkü annem beni çok sık aramazdı ya paraya ihtiyacı olduğunda arardı yada bir olay olduğunda.

Telefonu açtım ve arkadan annemin sesini duydum annem ve babamın sesinden nefret etmem normal miydi?

"Alo dilan "
"Efendim anne "
"Kızım bana acil para lazım" Bunu tahmin etmiştim
"Ne kadar lazım anne? "
"3 bin TL falan hemen at "
"Tamam atıyorum" Diyip cevap vermesini bile beklemeden telefonu suratına kapattım zaten beni annem ve babam nasılsın diye asla aramazlardı.

Anneme parasını gönderdikten sonra iş saatimin yaklaştığını fark ettim ve üstümü değiştirmek için odama gittim. Altıma siyah bir şort giyip onun üstüne şortun biraz aşşağısında olan beyaz bir tişört giydim. Çok hafif bir makyaj yapıp evden çıktım.

Eski patronum ile aram çok iyiydi. Ve o adamın gitmesini istemiyordum ama ne yazıkki adamı işten kovdurmayı başarmışdılar şimdi ise yeni bir patron gelecek.

Eski patronun sekreteri bendim ve inşallah bu patronundan sekreteri olmazdım. Sürekli çizimler yapıp moda tasarımı ile ilgilendiğim için bu işe girmiştim. Tabi bu ikinci işimdi çünkü geceleri ben başka biriydim.

Şirketin önüne gelip arabayı park ettikten sonra içeri girdim. Bu da neydi böyle tüm kızlar gereğinden fazla süslenmiş ve yüzlerine filli boya gibi makyaj yapmışlardı.

"Günaydın dilan " Diye yan tarafımdan bir ses duydum bu çocuk benden vazgeçmemek de kararlıydı galiba. Aslında çok kötü birisi değildi. Efendi bir görünüşü vardı 1.75 boylarında hafif dalgalı saçları vardı. Ve ince bir çocuktu ama bana göre değildi.

"Günaydın efe " Diyip yanından biraz uzaklaştım belli oluyordu ki bugün yeni sekreter seçimi olacaktı inşallah ben olmazdım.

"Herkes buraya toplansın enes bey yeni sekreterini seçecek " Yeni patronun ismi enes miydi? Güzelmiş.

Herkes bir yere toplanınca yanımda Ecrin'i gördüm bu kızların arasında en iyi olanı ecrin diyebilirdik. "Evet merhabalar ben enes boysan yeni patronunuz" Ne? Ben cidden bu kadar yakışıklı beklemiyordum ve o boy da neydi öyle maşallah 1.85 çocuk. Neyse benim umrumda değildi şuan benim istediğim bunun sekreteri olmak istemediğimdi.

"Bugün sizlerle birlikte benim yeni sekreterimi seçicez " Diye yeniden konuşmaya başladı. Ve yine gözü beni buldu eski patron da aynısını yapmıştı benden ne istiyolardı bunlar?

"Galiba seçtim yeni kişiyi " Dedi lütfen ben olmiyim diye dua ederken bir anda "kızıla benzettiğim kız " Dedi ve burda sadece kızıl olan bendim. Hayır ya neden ben yine

Herkesin gözü beni bulduğunda Enes beni yanına çağırdı " Buraya gel" Gel mi köpeğin miyim lan ben senin diye içimden ona küfürler yağdırırken yanına doğru ilerledim "odama geçelim herkes işinin başına dönsün kolay gelsin " Dedi ve ilerledi. Ona yetişmek için herhalde koşmam gerekiyordu çünkü adam at kovalıyomuş gibi yürüyordu bu ne hız aslanım yavaşla be.

"Biraz daha hızlı yürümeye devam ederseniz koşmam gerekebilecek galiba " Dedim kendimi tutamayarak. Bir anda durdu ve bana doğru baktı " Benim sekreterim olacak isen bana ayak uydurman lazım " Sesi mi değişmişti onun sanki biraz önce daha fazla yumuşak konuşuyordu. "Size ayak tabikide uyduracağım ama bu kadar hızlı yürür deniz bu pek mümkün olmayacak " Dedim.

Cevap vermeden ilerlemeye başladı ve bu sefer biraz da olsa yavaş yürüyordu.

Odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdi. Bende arkasından girerek kapıyı kapattım.

"Evet çizimlerini göster bakayım " Diye söze girdi insan ilk tanışır be adam ne bu hız. Çizimlerimi masaya koyup bir kaç adım geri gittim ne yazıkki eski patronum onun ile aynı odada olmamı istiyordu ve galiba yine aynı odada olacaktım bu benim için kötüydü çünkü bu adam eski patronuma hiç benzemiyordu.

"Çizimlerin güzel sevdim umarım böyle devam edersin bide ismin neydi " Sağol ya ismimi sormayı tercih ettin " Dilan ismim ve teşekkür ederim çizimler konusunda düşünceleriniz için " Dedim ve yüzüme hafif bir tebessüm yerleştirdim " Ne zamanlar çiziyorsun çizimlerini " Diye bir soruda bulundu " Genellikle işteyken veya eve gidince " Diye cevap verdim " Hım anladım eve gidince gece de çizin yapıyor musun " Gece mi ne alaka şimdi gece ya " Hayır yapmıyorum " Dedim Çünkü geceleri evde olmuyorum " Bundan sonra her gece yapacaksın ve sabah da bana göstereceksin " Dedi. Pardon da ne alaka şimdi " Ben geceleri çizim yapınca çok odaklanamıyorum o yüzden genellikle işte veya eve dönünce 1-2 saat çizim yapıyorum " Aferin kızım sana dilan işte böyle.

Kaşları mı çatılmıştı onun? Ay kızdırdım galiba neyse umrumda da değil kızıp kızmadığı işimi yapıcağım sadece.

"Bundan sonra gece yapıcaksın dedim" "Ve her sabah saat en geç 11 de burda olacaksın " Ne alaka şimdi ya bu adam aklını falan mı kaçırdı " 11 çok erken değil mi eski patornum istediğim saatte gelmemi söylerdi ve bende öyle yapardım bu da benim çizim yapmam için güzel bir fırsat olabilirdi" Dedim inşallah kabul eder bu yüzü gülmeyen adam.

" Bak dilan ben o piçe benzemem " Diye söze başladı ve piç ne alaka şimdi " Artık ben varım burda ve benim kurallarım " Dedi " Bundan sonra benim dediğimden çıkmayacaksın " Oldu canım senin hizmetin vardı burda " Şimdi çalışmaya başlayabilirsin " Dedi ve çizimlerimi öne doğru uzattı.

Çizimleri alıp kendi masama doğru ilerledim ve çalışmaya başladım. Aradan uzun zaman geçmişti ve ben neredeyse hiç nefes bile almadan çalışmıştım. Telefonuma düşen bildirim ile yerimden sıçrayıp ekrana baktım. Yeni öldüreceğim adamın fotoğrafını ve bir kaç bilgisini atmışlardı. Merakla fotoğrafi açıp baktım.

 Bir dakika bu enes bey değil miydi? Şimdi ben kendi patronumu mu öldürecektim hemde yan yanayken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir dakika bu enes bey değil miydi?
Şimdi ben kendi patronumu mu öldürecektim hemde yan yanayken.

Bu benim için daha kolay olacaktı ve akşamı beklememe gerek kalmicaktı ama biraz zamana ihtiyacım vardı belki bir kaç gün belki birkaç ay.

Bu patron ile yakınlaşmak söz konusu bile değildi çünkü kendileri tam bir buzdağından oluşuyordu sesi bile.

Düşüncelerimi bir yana bırakıp işime odaklandım ve mesaim bitince eve gitmek için işten çıktım. Enes bey ise bir işinin çıktığını söyleyip çıkmıştı.

Eve geldiğimde direk kendimi duşta buldum ve Enes bey hakkında biraz araştırma yaptım. Saatin geç olduğunu fark edip yatağa gittim acaba beni yarın için neler bekliyordu  bunları düşünürken kendimi derin bir uykuya bıraktım.

ZİFİRİ KARANLIK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin