NEW Y(W)ORK

4 0 0
                                    

Selam ilk defa düzgün bir şey yazdım.
Diğer hikayem tutmdı diye bunu yazdım ilk ficim denilebilir💅🏻💅🏻💅🏻

Dıt dıt dıt dıt
Ah bu seste ne!
Gözlerimş açtım saat sabah dört buçuktu. Böyle yatakta uzanmaya devam ederse yeni işime geç kalacaktım. Bugün uçağım vardı New York'a gidecektim. Aslında sadece iş görüşmesi için ondan sonra yeni ekibim ile beraber memlekete dönecektik.
Alarmı kapatıp yataktan kalktım. Dün akşamdan hazırladığım giysileeimi alıp giyindim. Saçımı tarayıp aynaya son bir bakış attıktan sonra bavulumu ve bazı gerekli malzemeleri alıp çıktım (anahtar, telefon vb.). Uçak buçuktaydı elimden geldiğince hızlı hazırlanmıştım. Saat beşti hemen gerekli işleri yapıp uçak için bekleme alanına gittim. Bir kaç dakika sonra anons sesini duydum ve hızlıca uçağa bindim. Heyecanlı idim, aslında bu benim dedektiflik olarak ilk işimd değildi ama yinede heyecanlı idim. Uçak kalktı bilerek cam kenerı bir uer seçmiştim düşünebileyim diye. "Oğlum" ah sus "Neden beni hiç dinlemiyorsun" yeter "Hadi ama kendini kanıtlamayı bırakta düzgün bir işe gir" YETERRR!
Evet bundan sonrası bende yok bayılmış olmalıyım ne zaman anne ve babaım seslerini duysam bu oluyor zaten ama kimse anlamıyorda. İnsanlar anlarsa ne olur kim bilir. Uçaktan inmiştim, havaalanından çıktığımda direk kapının önünde siyah bir hyundai araba gördüm içinde iri bir adam vardı birini arıyor giniydi. Bir anad göz göze geldik ve bana gelmişareti yaptı. İlk başta şaşırdım hayatımda hiç böyle bir yaşamamıştım. Tekrardan bana gel işareti yapınca arabının yanına gittim.
"Selam sen Minho olmalısın" beni inceliyordu.
"Evet ben Minhoyum" dedim soğuk bir şekilde.
"Ben Changbin S.T.A.Y.'den dedektifim sende yeni dedektifsin değil mi." Kimliğini gösteriyordu.
"Ah merhaba,evet yeni dedektif benim."
"Ne duruyorsun arabaya atlasana."
Arabaya bindim sesi heycan doluydu insanı heyecanlandırıyordu ve dünyada gördüğüm en neşeli insan olabilirdi. Yola başlamıştık New York'u nedense hiç sevmemiştim. Konuşmaya başladı.
"Kaç yaşındasın."
"26"
"Ah ben 25 yaşındayım benden büyüksün."
"Tamam" dedim soğukça.
Kolumu dürttü "Hadi ama hiç eğlencen yok."
"Daha yeni tanıştığımız için olabilir mi."
"Aslında evet ama çok duygusuzsun."
"Ee"
"Örneğin şu anda kaza yapsak ne yapardın?"
"Allah korusun Changbin sen kafayımı..."
"Dur dur öyle deme gerçekten ne yapardın?
"Yerde ölü bir şekilde yatıp nefes alamaya çalışırdım."
"Zaten ölmüşsün."
"Organlarım yerinde imkansız diye bir şey olmadığına göre..."
"Kim demiş imkansız diye bir şey yok"
"Salak bilim insanları"
"Hadi ama sen dedin."
Bu çocuk gerçekten salaktı umarım diğerleri böyle değildir diye dua esiprdum havadan sudan sorsa daha iyiydi. Aradan yaklaşık 10 dakika falan geçti varmıştık.
"Hadi in" dedi Changbin.
Arabadan indim kocaman bir bina vardı karşımda ama burası daha çok bir AVM'ye benziyordu.
"Neye bakıyorsun?"
"Ee burası bildiğimiz AVM."
"Ne sandın üzeründe S.T.A.Y. yazan bir bina mı gerçekten salaksın."
"Önce kendine bak bay gerizekalı."
"Gerisi sende zekası bende kalsın."
İkimizde kıkırdadık. Changbin ile kandimi ilk defa yakın hissetmiştim o an.
"Beni takip et seni diğerleri ile tanıştırcam."
"Tanıştıracağım yok mu?"
"Yok"
İkimizde kendimizi gülmemek için zor tutuyorduk ama Changbin de maşallah dünyada ki en yavaş yürüyen kişi. AVM'yi inceliyordum aşırı büyüktü dünyada olan her dükkan vardı resmen. Uzun bir yürüyüşten (Changbin yavaş yürüdüğü için) sonra bir dükkana girdik pek bilindik değildi. Zaten dükkanın içinde de kimse yoktu. 'ONLY GÖREVLİLER'  yazan kapıdan başka bir odaya girdik. Oda büyüktü sağıma baktığmda aşağı soru inen bir merdiven gördüm.
"Hadi aşağı inelim herhalde oradalar"

OUR GUYS |MINSUNG| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin